Eyüphan Kaya
Kimisi diyor ki mümkün olduğu kadar bedduadan kaçınmak lazım, hoş güzel de bazen insan kendini tutamıyor kimi haksızlıklar karşısında.
Şu Hira vakfının başmüderisi Yusuf Hocanın kızının evliliği konusunda öyle bir yaygara koparıldı ki neredeyse benim gibi iman ehli kimselerde dahi soru işareti uyandırdı. Hatta bazı heyecanlı genç müslümanların hışmına uğradım niye ki Hira vakfına saldırmıyorum diye. Ama Allah var, bu kadar aşırı algı ve yüklenmeye rağmen bunun bir iftira olduğu düşüncesi bende hep ağır basıyordu.Çünkü bu işin başını çekenler defolu münafıklardı.
Yüce Mevlam öyle bir ayarlama yaptı ki, o kızın doğumuna şahit olacak kadar aileyi tanıyan, olayın birebir şahidi olan iki müslümanla karşılaştım.
Suffe medresesinde “Aile” temalı bir STK toplantısı vardı, bir de ne görelim İstanbul Hira vakfından iki müderris de orada, artık asıl konuyu bir kenara bıraktık, çapraz sorularla olayın birinci ağızdan dinleme imkanımız oldu. Anladık ki bu anlatılanlar bilinçli bir hazırlığın yalan ve iftira ile karışık haliymiş.
Kısaca özetleyelim meseleyi de ehli vicdan birileri isterse ondan payını alsın, bu konuda sabah akşam Hira vakfının arkasında konuşan varsa onlar da belki insanı vasıfları ağır basar da kendine gelir, tövbe istiğfar ederler.
Bu kız çocuğu nüfusa kaydı yapılırken şu 28 şubat belasını bize yaşatan o eski karanlık devlet “çocuğumu erken yaşta elimden almasın diye” kızın yaşını 2 yaş küçük göstermiş, dolayısıyla kimliğe göre 14 yaşı bitirmiş 15e giren bu kız aslında 16yı bitirmiş 17ye girmiştir.
Bazı kötü niyetli kimselerin doktora yaşını büyütmek için müracaat ettikleri yalanı havada kaldı, tam tersine asıl yaşının tespiti için kemik testi yapılmıştır. Ayrıca nişanı da nikahtan 7 ay önce yapılmış, buyur meselenin aslını öğrenmek isteyen varsa hakikat bu.
Bu kızın psikolojik sorunları başladıktan sonra bilinçli bir alt yapı hazırlığı yapılmış, kızın psikolojisi nasıl düzelir derdini bir kenara bırak, onu nasıl ayarlayıp bundan bir sermaye çıkarırız planı kız üzerinde uygulanmış.
Anne babası, kocası uyarılmış, “size ne derse, siz “evet, tamam” deyin tavsiyesinde bulunulmuş, ona göre ses kayıtları alınmış, işe yaracak kadar bir ayarlama yapıldıktan sonra kız evdeki tüm altınları alıp evden ayrılmış ve FETÖden sabıkalı bir hakime dava havale edilmiş. Onun için Yusuf hoca hakime “sizin bu kararınızı Allah bozar” deme cesaretinde bulundu galiba.
Küfür cephesi bu kadar organizeli çalışırken sen ne yapıyorsun sözde müslüman kardeşim? sen de tuzağa düşüp bu konun dedikodusunu yapıp aslında küfre hizmet ediyorsun, ama farkında değilsin.
Şimdi bu yazıyı okuyunca herhalde bana hak verdiniz neden “azapları 6 kat ola!” diye beddua ettiğimi. Beddua etmeyelim de ne yapalım kahırdan kendimizi binadan mı atalım.Haksızlık insanın kanına dokunuyor arkadaş!
İşte ayeti kerimenin bir daha önemi ortaya çıktı; “bir fasık size bir haber getirdiği zaman hemen inanmaktansa araştırın” demesi haşa boşuna değildir. Daima yer yüzünde fasıklar var ve daima yalan söylüyorlar, toplumun huzurunu kaçırıyorlar. Onların yalanlarına alet olmaktansa araştırıp, doğruyu bulup, yüzlerine vurmak lazımdır.
Mesele budur kardaş. Alla bizi fasıkların iftiralarından korusun, amin demeniz dileğiyle.
