Hayat, bir nehir gibi akıp giderken, yaptığımız iyilikler de bu akışın bir parçası olur. Belki bir gülümseme, belki küçük bir yardım eli, belki de kalpten gelen bir cümle... Her iyilik, yaşamın içindeki görünmez bir iplikle birbirine bağlanır ve zamanla büyük bir hikayenin parçası haline gelir.
Yaptığınız iyiliğin hemen geri dönmesini beklemezsiniz. Belki o anda, o iyiliğin ne kadar değerli olduğunu bile anlamazsınız. Fakat, yıllar geçtikten sonra bile, bu iyilikler bir bumerang gibi dönüp sizi bulur. Bu, hayatın bize sunduğu en güzel sürprizlerden biridir.
Bir gün, hiç beklemediğiniz bir anda, yaptığınız iyiliklerin meyvelerini toplarken bulursunuz kendinizi. Belki yıllar önce yardım ettiğiniz birisi, hayatınızın bir dönüm noktasında karşınıza çıkar ve size destek olur. Belki de hiç tanımadığınız biri, sizin yaptığınız iyiliğin etkisiyle başka birine iyilik yapmış ve bu iyilik zinciri dolaylı yoldan size geri dönmüştür.
İyilik, tıpkı bir tohum gibidir. Toprağa atarsınız, su ve güneşle beslenir, zamanla kök salar ve filizlenir. Bu filiz, büyüdükçe size gölge sağlayan, meyve veren bir ağaca dönüşür. İşte bu yüzden, yapılan hiçbir iyilik boşa gitmez. Her iyilik, dünyayı biraz daha güzel bir yer yapar ve en önemlisi, dönüp dolaşıp yine sizi bulur.
Unutmayın, iyilik yapmanın gücü, onun beklenmedik anlarda ortaya çıkma yeteneğinde yatar. Ne kadar küçük ya da büyük olursa olsun, yapılan her iyilik bir gün sizi bulacaktır. Bu nedenle, kalbinizi iyiliğe açın ve bu muhteşem döngünün bir parçası olun. Hayat, siz iyilik yaptıkça daha da güzelleşecek ve sizi hiç ummadığınız anlarda şaşırtacaktır.