KUŞLAR GİBİ YUVA KURMAK.. Hikayesi / Hikmet Okuyar..
*
Yamurlu bir Kasım ortasında yağmur sularıyla ilgilenirken..Çatılardan akan yağmur suları bahçelerde kuyularda bidoblarda balkonlarda biriktirlsin derken..Hamdiye Okudan tasarımı kurulumlardan YUVA KURMAK Hikayresiyle KUMRULU Şiir duygusallığı ile bir YUVA kurulumunun içselliği ile karşılaştım..
Hayranlıkla okudum. Yorumsuz yayınlıyorum. Özenle paylaşıyorum..
*
Hikmet Okuyar.
Şüsiyad Başkanı,
Şebingülü Bahçeleri Kurucusu
.........................
YUVA KURMAK.. / Hamdiye Okudan
*
Bir yuva kurmak aile olmak kolay değil..
Özellikle insanlar arasında bu daha da zor.
Çevre etkisi, baskısı. Çevre farkı, ebeveynlerin hayattan ayrılması, aile etkisi, düzeyler meselesi, tabular, inançlar din ırk ayrılıkları, ekonomik durumlar, eğitim, kültür farkı..say, say bitmez. Kısacası, sevgiye dayanan sağlam temelli bir yuva kurmak çok zordur. Oysa sevgi dolu bir yuvanın sıcaklığına herkesin ihtiyacı vardır. Yalnızlıktan kurtulmak, çoğalmak, soyunun devamını sağlamak önemlidir insanlar için…ama zordur işte, güzel bir yuva kurmak ve onu ilk günkü güzelliğinde devam ettirmek… Bu konu çok geniş, anlatmaya kalksam değil sayfalar, kitaplar almaz.. ben burada bir çift kumrunun, şehrin ortasında bir evin balkonunun açık kalmış penceresinden girip o balkondaki bir dolabın üstündeki çantanın da üstüne yuva yapma cesaret ve çabalarını, yaşadıkları zorlukları anlatmak istiyorum bu yazımda..
Az kullandığım bir balkon evimin arka odasının balkonu. Cam kaplı balkonun bir tek bölmesini hava alsın kabilinden açık bırakıyorum genelde… Gelen konuklardan sigara içenlere mekan olur zaman zaman. Bir de torun geldiğinde bir aparata çamaşır asar buraya..
Gezi dönüşü balkonun kapısını bir açtığımda zeminde sap, saman çöpleri gördüm yer yer. Hatta erzak dolabının dibinde top halinde birikmişti. Dolabın üstüne kaldırdım başımı ki nasıl bir mutluluk kapladı içimi anlatamam.. iki küçücük sevimli başta iki kara nokta göz, ürkek, masum gözlerle bana bakıyordu..yalnız olmadığımı hissettim. Bir dünya dolusu sevgi kapladı içimi. Yerdeki saman çöplerini inceledim. Özeldi, herhangi çöp değildi bunlar. Şehir dışından, kırlık alandan getirilmiş, kurumuş aynı türden ot saplarıydı. Anız artıklarına benziyorlardı. Bu kadar benzerini nasıl bulmuşlardı, ve o küçücük gagalarında nasıl taşımışlardı… bir de kuş beyinli der, küçümsemeye çalışırız… İnşaatla çok uğraştıkları belliydi..getirdikleri malzemenin bir kısmı balkona dökülmüş, bir kısmı da top halinde aşağıya yuvarlanmıştı. Biraz su, biraz da bulgur koyup tabaklara, daha fazla rahatsız etmemek için masum, ürkek bakışların takibinde balkondan ayrıldım. Ara sıra tülü açıp cam arkasından seyredip seviyordum onları..
Hafta sonu pek laf dinletemediğim, benim torun geldi, çamaşır yıkamayı çok sevdiği için, kirli mi temiz mi diye koklaya koklaya ortalıkta ne varsa giysi, çarşaf takımı türünden hepsini yıkadı ve ille de arka balkona asmak istedi. Olmaz dedik, kuşlar korkar dedik, yalvardık nafile.. gittti, gezindi, astı..kuşları ürküttü. Üzülmüştüm ama yapacak bir şey yoktu. O da kuşlar kadar masumdu. Çünkü çocuktu, hem de özel bir çocuktu…
Kumrular, bir süre sonra yine geldiler. Onlar yuvadan, ben cam arkasından bakışıyorduk. Mutluyduk karşılıklı. Onların mutluluğu her hallerinden belliydi. Sevgiyle, güvenle sokulmuşlardı birbirlerine…
Derken temizlik günü geldi. Yardımcıma balkonda kuşlar var rahatsız etme dedim. Ama bir süre sonra beni çağırdı: — Abla, kuşlar yok, yumurtalar yere düşmüş kırılmış içinde yavruyla..yavrular ölmüş… Offf çok acıydı… neyse sırası geldiğinde balkonu da temizledi ve gitti.. bitti dedim, artık gelmezler..
Hayret öyle olmadı.. kısa bir süre sonra yine geldiler. Bu kez onları yakından izledim. Yuvalarını ne incelikler ne zorluklarla inşa ettiklerini gördüm.. O küçücük gagalarıyla birbirinin aynı olan o saman çöplerinden duvarlar yükseldi, ben yapmaya kalksam beceremezdim. Sonra Yanyana içine yerleştiler. Şu an onlar mutlu, ben mutlu. Bakalım sonumuz ne olacak..
Koronalı, yalnız yıllarda da ön odamın camına bir kumru gelirdi her gün. Yalnızlığımı paylaşırdı. Nokta gözleriyle bana bakışında sanki hayat bulurdum. Hatta ona bir şiir bile yazmıştım…
hep düşünürüm, derim ki: yaratılan bütün canlar birbirine ne kadar yakın.. şekiller, davranışlar, yaşayışlar ne kadar farklı olursa olsun. Ortak sevgide ne büyük mutluluk var… Bunu yaşamak çok güzel, çok anlamlı…
*
Hamdiye Okudan Özer
18 Kasım 2023 TEKİRDAĞ
..............................................................KUMRU.. !
*
Nokta gözlüm, boz kumrucuk,
Nedir düşündüğün derinden,
Sen de mi yalnızsın Benim gibi..
Ürkek ürkek bakarsın penceremden.
*
Yalnızım, Benim de farkım yok Senden.
Uçarsın baştanbaşa gökyüzü Senin,
Sınırsız mavilikte özgürce gezersin.
Benim gibi yükün mü var, nedir derdin ?
*
Gün gelir gezdiğin bağlar yeşerir,
Eşin, yavruların olur, yuvan şenlenir,
Umutla uçarsın, sever, sevilirsin gün gelir..
Benim derdimin biri biterken yenisi gelir.
*
Gel sokul göğsüme, korkma Benden,
Okşayayım başını, güç alayım sevginden.
Selam götür uzaklara garip gönlümden..
Bir haber ver, o vefasız, habersiz Sevgilimden....
*
Hamdiye Okudan Özer
31 Ekim 2020 Mirapark—TEKİRDAĞ