Ölünün arkasından "Allah rahmet eylesin, mekanın cennet olsun ve kabrin "NUR" olsun demode; "Işıklar içinde uyu, toprağın bol olsun" moda olmuş.
Kabri başında Kur’an okumak, onu hayır ile anmak demode; müzik dinletmek, günahları ile onu övmek moda olmuş.
Sanırsın ki öleni "Tahtalı köyü dinlenme tesisine" göndermişler. Elektriği, sazı, cazı ve çilingir sofrası eksik.
Ha bir de sosyal medyada kılıp yapıp kaç beğeni alırım telaşına düşenler var.
Ölenin ardından yapılan ve moda olmaya başlayan bu yanlışlık doğru değildir.
Doğru olan ölen kişinin imanı olduğuna şahitlik etmek; makul, yani dinen güzel ve iyi kabul edilen amellerini anlatmaktır.
Enes bin malik’ten rivayetle Peygamberimiz sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
"Şunu hayırla yad ettiniz, ona cennet vacip oldu; şunu da kötülükle yad ettiniz ona da Ateş/cehennem vacip oldu. Siz Allah’ın yeryüzündeki şahitlerisiniz." buyurdu. (Buhari)
Elbette dua her dilde yapılabilir ve makul olan da budur. Ancak yaptığın duanın ne manaya geldiğini de bilmek lazım.
"Kaş yapayım derken göz çıkarmak" durumuna düşmeyelim.
Arapça da bazı kelimelerin "Türkçe" karşılığı yoktur. Orjinal olanı kullanmak lazım.
Mesela "Rahman ve Rahim" kelimeleri. Bu iki kelimenin hiç bir dilde tam karşılığı yoktur.
Bazı kesimler kastı olarak "Esirgeyen ve Bağışlayan" olarak kullanılırlar. Hatta Kur’an meallerinde besmelenin yerine meal olarak yazarlar.
Burada "Esirgeyen" "Rahman" manasına gelmez. Ve "Rahman" kelime ile uzaktan yakından bir ilişkisi de yoktur.
"Bağışlayan" ile "Rehhim" arasında kısmı bir bağ olsa da mana itibari ile eksiklik vardır.
Şimdi gelelim "ışık" ile "Nur" arasındaki farka.
Genelde inancı zayıf veya olmayanlar "Nur" yerine "ışıklar İçinde Uyu" der.
İnancı olmayanlara yani ahireti inkar edenlere sorum "bu uyku ne zamana kadar sürecek?" Ölen ölmüş ve işi bitmiş; "ışıklar içinde uyu ve toprağın bol olsun" veya Mezarına gidip "seni unutmadık" dememin ne gereği var?
"Işık" aydınlık olsa da temel kaynağı "ateştir, Şeytan ondan yaratılmış ve cehennemin ana yakacağıdır.
"Nur" ise mana itibari ile aydınlık olsa da ana kaynağı "İlahi rahmettir."
"Işık" karanlığı aydınlatip yol bulmada yardımcı olsa da "Nur"doğru yolu buluş Allah’ın rahmetine kavuşmadır.
Kabirde "Işığa" değil" İlahi rahmete" ihtiyaç vardır.
Bize düşen görev "ışıklar İçinde Uyu toprağın bol olsun" diyerek Ölene bedua etmek değildir.
Ölenin ardından ya susmak veya "Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun" diye dua etmektir.
Selam ve dua ile.