Beklenmedik bir çıkışla siyaset üstü bir çağrı ile ezberleri bozan Devlet Bahçeli, başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğandan olmak üzere birçok siyasi aktörden destek buldu diyebilirim.
DEM Parti yetkilileri dahi tam olmasa da olumlu bir çaÄŸrı olduÄŸunu dillendirdiler, CHP Genel BaÅŸkanı Özgür Özel Kürtlerle ilgili açık ve net bir ifade ederek; “Kürtlere sesleniyorum, buyursunlar bu devleti beraber sahiplenelim” dedi.
CumhurbaÅŸkanımız ErdoÄŸan, “Kürt kardeÅŸlerime sesleniyorum, uzatılan bu eli havada bırakmayın, Salahaddin-i Eyyubinin torunlarına bu yakışır” dedi.
Benim yanımda beyan esastır arkadaÅŸ, bazıları gibi, “acaba samimidirler?” ÅŸeklinde bir kuÅŸkuya düşmem, bence CHP eskiden yaptığı yanlışları artık sürdüremez, MHP Türk ırkçılığının peÅŸini bırakmak durumunda kalacak, çünkü böyle güdük kavramlar üzerinde yeni yüzyılda siyaset yapılamaz, Ak Parti buzdolabına koyduÄŸu çözüm sürecini tekrar görücüye çıkarmak istiyor, bu startı Bahçelinin vermesi de iyi oldu.
Ey 85 milyon vatandaşım, yeni yüzyıl eski yaklaşımlarla şekillendirilemez. Partiniz hangisi olursa olsun aşağıdaki konuları onlara iletin, diretin, korkmadan, çekinmeden partinize öyle bir format atın ki kendini yenilesinler.
Peki siyasilerin ne yapması lazım?
1-Sosyal devlet anlayışını geliştirip vatandaşlarımızı şu yardım kuruluşlarının minnetinden kurtarmamız lazım.
2-18-30 yaşarası olan 12 milyon gençliğimizi bir e gençlik portalinde bir araya getirerek nitelik, güven ve motivasyon kendilerine kazandırmamız lazım, ayrıca Asgari ücretin 1/5i oranında çalışmayan/çalışamayan gençlerimize cep harçlığı vermemiz lazım.
3-Aile mefhumunu önceleyerek, önemseyerek evliliği cazip hale getirmenin yollarını bulmamız lazım.
*Ev hanımlığı bir deÄŸer haline getirip asgari bir düzeyde asgari ücretin ½si oranında kendilerine katkıda bulunup, çocuk başı ek ödeme yapmak lazım.
4-Kemalist sistem deyip bu milletin önüne huzur ve mutluluğun, zenginliğin, manevi atmosferin önünü kapatmaktan vazgeçmek lazım.
5-Kürt meselesini yasal ve anayasal düzeyde çözüme kavuşturmak lazım, ki bu sorunun çözülmesiyle elimizde kalan harcama miktarı ilk 3 maddeyi rahatlıkla finanse edebiliriz.
6-Talim terbiyemizi baskı altında tutan Fullbright anlaşmasından vazgeçilerek eğitim öğretimi inanç ve kültürel değerimizle barışık bir hale getirmemiz lazım.
7-Anayasamızı 23 Nisan 1920 tarihinde dualarla açılan Meclisin ruhu, İstiklal Marşının özü ve Veda Hutbesiyle barışık hale getirmemiz lazım.
Allah aÅŸkına soruyorum, “ben devletim” diyen hangi oluÅŸum ÅŸu madde, bu madde bana göre deÄŸil diyebilir?
Gelin takıntılarımızdan vazgeçerek medeni dünya dediÄŸimiz Avrupa ve Amerikayı aÅŸacak bir yönetim tarzı ile ilhamını Medinede alan bir sistemle tanışalım, barışalım, “Ä°lahi Öğreti” ile selamlaÅŸalım. Dünya ve ahretimiz mamur olsun.
Batının batıl düşüncelerine esir olmayalım,
Hani İnsan Hakları?
Hani Çocukla Hakları?
Hani Kadın Hakları?
Gazzede hepsinin foyaları meydana çıktı.
Ä°nsanlık bir arayış içinde, neredeyse yapmadığı kötülük kalmadı, bunalım halini yaşıyor, insanlığı yeniden “Ä°lahi Öğreti” ile tanıştıralım, hak yolunu insanlığa gösterelim, müslümanım diyen toplumlar yeniden iman etsinler/etmeliler. Görüyorsunuz dünya sokakları imdat, imdat diyor ve hakkı arıyor.
Siyasetteki şu mevcut ılımlı havanın içini doldurmak lazımdır diye düşünüyorum.
Haydi ya Allah diyelim “niyet hayır, akıbet hayır”
Vesselam.
Eyüphan Kaya
muslumandunya.com.tr genel yayın yönetmeni