Özellikle 2011 yılı, çiftçi açısından oldukça zor bir
yıl olacak. Bu zorluk; bölgede fındığın olmayışından ziyade,
Çiftçi Kayıt Defterlerinin işlenmesi, Ürün Pasaportun sağlanması,
ildışından işçi gelmemesi, Alan Bazlı Desteğin sona ermesi,
Hayvancılık Desteğinde konsept değişimi, tarımsal kurumların
yeniden yapılanması gibi sebepler çiftçiyi oldukça zorlayacak
gibi görünüyor.
Özellikle fındığa dayalı yaşamını sürdüren çiftçilerimizin,
hayatlarının bundan sonraki bölümlerinde, maddi sıkıntılarından
dolayı, kendilerini, oldukça zor günlerin beklediği de bilinen bir
gerçektir. Elbette ki bu sorunların bir bölümü; çiftçi ve
çiftçi örgütlerinin gücünü aşan ve siyaseti ilgilendiren
sorunlardır.
Bunlardan; Fındığın olmaması gerekçesinde, bakanlık çalışmalarında
insan kaynaklı hata ve kabahatlerinde, bakanlığın yeniden yapılanmasındaki
gecikmede, desteklerin zamanında ödenmemesinden, üretim girdilerinin
pahalı olmasından, rezidü analiz laboratuvarlarının yakın illerde
dahi olmamasından, toprak analizi laboratuvarının İl’de tek oluşundan
kaynaklanan veya buna benzer sıkıntıların oluşumundan çiftçilerin
ve çiftçi kuruluşlarının bir dahli sözkonusu değildir.
Biz, buna rağmen, çiftçi örgütleri olarak bizler, zamanında
olabilecekleri görerek Devletten; Çiftçilerimizin bu sıkıntılarının
bir nebze de olsa hafifletebilmek için; Kamu Bankaları ile TKK’
den, Faiz İndirimli (Sübvansiyonlu) veya normal faiz normları
üzerinden Tarımsal Kredi Kullananların, kredi borçlarının,
2012 ürünü sonuna kadar ertelenmesini. İyi Tarım Uygulama Desteği, Fındık
Üreticilerine verilen Alan Bazlı
Gelir Desteği, Mazot, Gübre ve Toprak Analizi Desteği
ödemelerinin, ödeme zamanlarının öne alınmasını, 2011 yılı
Ürün sigortası yaptıranların,
ürün sigorta bedellerinin bir defaya mahsus olmak üzere tamamımın
hazineden karşılaması hususlarını bir talepler manzumesi içinde
arz ettik.
Bu isteklerimize karşın ilgililerden henüz yeterli ve somut cevap
alamadık. Ancak, bazı bölge milletvekillerinin, Alan Bazlı
Desteğin, önümüzdeki yıllarda da devam edeceğini söyledikleri
duyumunu aldık. Burada esas olan, elbette Alan Bazlı Desteğin,
önümüzde yıllarda da devam etmesi arzumuzdur. Ancak, bu destek,
bizim öteden beri arzu ettiğimiz, alana değil de ürüne verilen
ve üretim artışını sağlaması gereken bir destek olmasıdır.
Eğer, alanın desteklenmesine aynı usullerle devam edilecekse, üretmenin, nitelikli üretim olan, üretimde ürün artışı ve kalitenin aranmasında bir anlam yok demektir. Bu da, bugünkü olduğu gibi, tembelliği teşvik etmekte, üretim alanlarının üretim dışında kalmalarını sağlamaktadır. Kısaca, bu hali ile alan bazlı destek, arazi varlıklı kişilere yarayan bir varlık ödülü olmaktan başka bir şey ifade etmemektedir.
Anlamlı olan destek, üretim arzusunda olan insanların, eksikliklerini destekleme yöntemleri ile tamamlayarak, ürettiği üründe üretim artışı sağlatmak, dolayısıyla, ülke ve aile ekonomilerine katkı sağlayarak, iç ve dış pazarlarda kendi rekabet gücümüzü yükseltmektir.
Bunları ifade ettikten sonra, bu yıl ürünü olan çiftçilerimizin ürünlerini satmakta acele etmemelerini, emanete verme uygulamasının tamamen kaldırılmasını tavsiye eder, nice Bayramlar dilerim. 10.08.2011
Mustafa ŞAHİN
Giresun Keşap Fındık Üreticileri Birliği Başkanı