Giresun Üniversitesinin 2010-2011 Eğitim-Öğretim Yılı Akademik Açılışı törenle yapıldı. 

Saygı duruşu ve İstiklal Marşının ardından törene Piyano Resitali ile devam edildi.

Törende; Öğrenci Konseyi Başkanı Hasan Hacıfettahoğlu, Rektör Vekili Prof. Dr. Ersan Bocutoğlu ile Vali Mustafa Yaman birer konuşma yaptılar.

Öğrenci Konseyi Başkanı Hasan Hacıfettahoğlu, 5. kuruluş yılına giren üniversitenin hızla gelişmesinden gurur duyduklarını söyledi. Giresun üniversitesi marka haline gelmeli diyen Başkan Hacıfettahoğlu, bu konuda öğrenciler olarak üzerine düşen görevi yapacaklarını söyledi.

Rektör Vekili Prof. Dr. Ersan Bocutoğlu’da yaptığı konuşmada geçmişten bugüne dünyadaki, ülkemizdeki bölgemizdeki ve ilimizdeki gelişmelerle, Üniversitenin mevcut durumu ve gelişmesi konusundaki düşüncelerini aktardı. Prof. Dr. Bocutoğlu, İlimizin hızla büyüyebilmesi için, öğrenci sayısı 45 binlere ulaşmış üniversite, organik tarım ve organik hayvancılık, turizm, eğitim ve fındık konularının mutlaka ön plana çıkarılması gerektiğini dile getirdi. Üniversitenin en kısa sürede sahiplerini bulmasını temenni eden Prof. Dr. Bocutoğlu, hocalardan müsamahalı olmalarını, öğrencilerden de bu müsamahaları suistimal etmemelerini istedi.

 VALİ YAMAN; “ÜNİVERSİTELER TOPLUMA ÖNCÜLÜK EDERLER”

Vali Mustafa Yaman’da, Açılış töreninde bulunmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirterek, yeni eğitim öğretim yılının, Üniversitemize, öğrencilerimize, ilimize ve ülkemize hayırlı uğurlu olmasını diledi.

“Üniversiteler, bilim ve araştırmalarıyla topluma öncülük eden, katkıda bulunan, sosyal ve kültürel hayatı zenginleştiren, bulunduğu ilin sorunlarına çözüm önerileri getiren,  aydın kuşaklar yetiştiren, gençlerin kişiliklerinin ve toplumların gelişmesine yardımcı olan çağdaş eğitim kurumlardır” diyen Vali Yaman sözlerini şöyle sürdürdü.

 “Bu kurumlar, toplumun yarınlarına yönelik umutlarını, düşüncelerini, özlemlerini ve yaşam biçimlerini programlarına alarak bir anlamda geleceği inşa ederler.

Bu açıdan baktığımızda Giresun Üniversitesini İlimizin sosyo-ekonomik kalkınmasının lokomotifi olarak görüyoruz. Dolayısıyla Üniversiteyi geliştirmek ve güçlendirmek, aynı zamanda Giresun’u kalkındırmak anlamına gelecektir. Bunun için bütün Giresunluların gücü oranında üniversiteye destek olmaları gerekmektedir.

Bu vesileyle 2006 yılında kurulan Üniversitemizin, gelişmesi için desteklerini esirgemeyen başta Sayın Başbakanımıza, Sayın Milletvekillerine, Üniversite yönetimine, tüm kurumlara, yerel yönetimlere, hayırsever işadamlarımıza ve katkı sağlayan değerli Giresunlulara teşekkür ediyorum.

Üniversitelerimiz, ülkemizin geleceğini emanet edeceğimiz kuşakları yetiştiren ve uygar dünyada üst sıralarda yer alabilmemiz için bilgi ve teknolojiyi üreten, bu bilgileri insanların yararına kullanan kurumlardır. Toplumsal gelişmenin, ilerlemenin ve kalkınmanın öncüsü olan üniversitelerde; düşünce özgürlüğünü, eğitim özgürlüğünü ve ifade özgürlüğünü sağladığımızda, bu durum; topluma da yansıyarak, dalga dalga ekonomiyi ve sosyal yönetimi olumlu olarak etkisi altına alacaktır.

20. yüzyılın son çeyreğinden itibaren dünyada, bilgi toplumuna geçiş süreci başlamış ve bilgi teknolojisi adı verilen küresel ekonomik yapı oluşmuştur. Bu yeni yapıda, fertlerin ekonomik gücü, bilgi ve öğrenim düzeyleri ile, ülkelerin ekonomik gücü ise, beşeri ve sosyal sermayeleri ile ölçülmektedir. Bu süreç, bilginin üretilmesi ve paylaşılmasından birinci derecede sorumlu olan üniversitelerden beklentileri arttırmış ve üniversitelerin bu beklentilere paralel bir yapı kazanmasını sağlamıştır.

Üniversite gençliğinin, hayat boyu öğrenmeyi ilke edinmiş, araştıran, sorgulayan, özgüveni yüksek, ileri görüşlü, tarihini ve kültürünü özümsemiş, evrensel değerleri benimsemiş fertler olarak yetişmesi hepimizin ortak arzusudur. Yaşadığımız bilgi çağının öncüleri arasında yer alabilmek için bu konu önemlidir. Bu kapsamda üniversitelerimize ve hocalarımıza büyük görevler düşmektedir.

Üniversiteler aynı zamanda demokrasi kültürünün yerleşmesinde, katılımcılığın ve çok sesliliğin geliştirilmesinde vazgeçilmez kurumlardır. Buraların bilimsel araştırma ve çalışmaların rahatça yapılabildiği, düşüncelerin özgürce tartışılabildiği yerler olması hayati önem taşımaktadır. Özellikle uzlaşma kültürünün tam anlamıyla yerleşmesinde gençlerimize büyük sorumluluklar düşmektedir.”dedi.