Giresun dernekciliğinin duayeni Halil Kütükle www.alucra.com internet sitesi adına Eğitimci Yazar Mesut Kaymakçı bir röportaj yaptı.
Yerel sivil toplum kuruluşlarının işlevi üzerine Giresun Federasyonu Kurucu Başkanı Halil Kütük Bey ile Söyleşi:
Mesut Kaymakçı: Sayın Halil Bey, Sizi daha önce tanımıyordum ama
faaliyetlerinizi yakından izliyordum. Giresunlu ve Giresun için çok
önemli faaliyetlere imza attığınızı biliyorum. Bunları insanımızla
paylaşmak, tecrübelerinizden istifade etmek, gelecek nesillere yol
göstermek anlamında sizinle bir röportaj gerçekleştirmek istedim. Bana
böyle bir fırsatı verdiğiniz için, öncelikle çok teşekkür ediyorum.
Halil Kütük kimdir? Bize kendinizi tanıtır mısınız?
Halil Kütük Bey:
Ben de sizlere çok teşekkür ediyorum. 1958 Giresun, Yağlıdere
(Umutbükü köyü) doğumluyum. Anadolu Üniversitesi, Halkla İlişkiler
Bölümü mezunuyum. Askerden önce 2,5 sene İmzaya yetkili noter memurluğu
yaptım. Askerden sonra 5 sene Ülker A.Ş.’ de Genel Yönetim
Sekreterliği, 1987’den beri de Kar Şirketler Topluluğu’nda yönetici
olarak çalışıyorum. Evli ve 3 çocuk babasıyım.
Yağlıdereliler
Derneği (1990), Giresun Dernekleri Birliği (2004) ve Giresun Sivil
Toplum Kuruluşları Federasyonu (2009)’nun kurucu başkanlığını yaptım.
KASTOB, Karadeniz Sivil Toplum Kuruluşları Birliği’nin ilk
kurucularından biriyim. Halen, Tüm Sivil Toplum Kuruluşları
Konfederasyonu ile Tüm Bürokrat ve İşadamları Derneği, Heybeliada İlm-i
Musiki Derneği ve İlke Eğitim ve Sağlık Vakfı’nda yönetim kurulu
üyesiyim. Bir dönem, Eyüp Belediyesinde Meclis Üyeliği yaptım.
Mesut Kaymakçı : STK’ların amacı nedir?
Halil Kütük Bey:Sivil
Toplum Kuruluşlarının amaçları ve faaliyet alanları farklılık arz
eder. Sivil Toplum Kuruluşlarının kuruluş aşamasında hazırladıkları
Tüzükte hangi amaçla faaliyet gösterecekleri yazılıdır. Ancak, genel
anlamda, yardımlaşma, dayanışma, gelenek ve göreneklerin yaşatılması,
insanların günlük yaşam içerisinde karşılaştıkları problemlerin çözümü,
gelir getirici organizasyonların yapılması, tanıtım, maddi durumu müsait
olmayan öğrencilere burs temin edilmesi sayılabilir.
Mesut Kaymakçı: STK’ların gücü, etkinliği, toplumumuzda yeterince anlaşılabiliyor mu? Daha iyi anlaşılması için neler yapılabilir?
Halil Kütük Bey:Bu
hususta 20 sene öncesine göre çok daha iyi noktalardayız diyebilirim.
Ancak, yeterli olduğunu söyleyemem. İnsanlar, Sivil Toplum
Kuruluşlarında görev alıp, diğer insanlara faydalı olacakları yerde,
aman ben karışmayayım, benden aidat isterler. Yardım yapmak zorunda
kalırım, düşüncesi ile uzak durmayı tercih ediyorlar. Ancak, ihtiyaçları
olduğunda da yardım istemekten geri durmuyorlar. Bu yanlış. Dernek
yöneticileri, gerçekten hizmet amacı ile hareket ediyorlarsa, gereğini
de yapıyorlardır. Ancak, maalesef bu işleri şov için yapanlar da az
değil. STK’ların önemi henüz anlaşılamadı. Gönüllü faaliyetlerde
bulunmak isteyenler, öncelikle düzenimi bir kurayım. Ekonomik olarak,
biraz daha rahatlayayım, öyle girerim, diye düşünüyor. Bu düşünce, çok
doğru değil, bizler Vakıf Medeniyetinden gelen bir milletiz. “Komşusu aç
iken tok yatan bizden değildir.” diyen bir peygamberin ümmetiyiz.
Elimizde bulunan tüm imkânlar ile, ihtiyaç sahibi insanların yardımına
koşmak zorundayız. STK’ların yönetimlerinde bulunanlar, bu işleri dert
edinmeyince, buralara destek verecek insanlar da, kendilerini uzak
tutuyorlar. Bir dernekte, yönetim kurulu üyeleri bile en azından
aidatlarını ödemiyorsa, oradan medet ummak, tamamen ham hayaldir. Bu
işler, ya gerektiği gibi, tabir yerinde ise adam gibi yapılmalı veya
yapabilecek birine hemen teslim edilmeli. Bu da olmuyorsa, hemen
kapatılmalı.
Mesut Kaymakçı : Bölgesel STK’ların temel amaçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Halil Kütük Bey:Yerel,
Bölgesel veya Genel, hiç fark etmiyor. Her şey yöneticilerde bitiyor.
Onlar yapacakları faaliyetlerde kararlılık gösterip, aldıkları kararları
mutlaka uygulamak, tüzükte yazılı amaçlarına uygun faaliyet yapmak
istiyorlarsa ve bunun içinde gerekli imkânlara sahip iseler, her şey
yapılır. Ama, bir tabelamız olsun, dernek gecelerinde, televizyon
programlarında boy gösterelim, bizleri de tanısınlar anlayışı hâkim ise,
orada yapılabilecek bir şey kalmamış demektir.
Mesut Kaymakçı : STK çalışmalarında STK gönüllülerini en çok yıldıran ve çalışmaktan soğutan nedir?
Halil Kütük Bey:Bu
kişiye ve yöneticiye göre değişir. Ben, üzerime düşen görevi fazlasıyla
yapabiliyorsam, derneğimin tüzüğünde yazılı faaliyetleri fazlası ile
gerçekleştirebiliyorsam, haksız yere eleştirilmekten üzülürüm. Eleştiri
ile ilgili hiçbir soru sormadan, bilgi almadan, internet sitelerinde
hakkımda olumsuz yazılar yazılması canımı sıkar. Ama, o kadar. Böyle bir
durumda, “Bu yazılanlar önemli değil, GERÇEĞİ BİR BİLEN VAR. Ben, onlar
için değil, bana ihtiyacı olanlar için koşmak zorundayım.” der ve
yoluma devam ederim. Hiçbir faaliyet yapmadığı halde, ortalarda
“Başkan” “Genel Başkan” sıfatları ile gezenler ne düşünür bilemem.
Mesut Kaymakçı: STK’lar en çok hangi konularda başarılı olmuştur.
Halil Kütük Bey: Başarı
değişkendir. Şimdi siz, “Feshane Giresun Günleri”nin başarısını ne ile
ölçeceksiniz. Bu Türkiye çapında bir başarıdır ve bu başarıyı
yakalayabilen ikinci bir STK yoktur. Önemli olan başkalarının
yapamadığını yapmak, düşünemediğini düşünmek ve uygulamaya koymaktır.
Kendi çapında başarılara imza atmış, Köy, İlçe ve İl derneklerimiz
vardır. Bir STK, burs konusunda, bir başkası Gece düzenlenmesinde, bir
diğeri de gezi organizasyonlarında başarılı olabilir. Bugün özellikle
öğrenci bursları ile ilgili tüm derneklerimiz çalışma yapıp, 5.000
öğrenciye burs verir durumda olsaydı. İşte bu konuda başarı elde ettik
diyebilirdim. Bu olamıyorsa işler vasat demektir.
Mesut Kaymakçı: Feshane
Giresun Günleri’nin sizin başkanlığınızda başladığını ve Türkiye’ye
örnek bir organizasyon olduğunu biliyoruz. Böylesine güzel bir
çalışmanın örnek alınması sizce neler ifade ediyor.
Halil Kütük Bey:Feshane
Giresun Günleri benim başkanlığımda başladı ama bu başarıyı
arkadaşlarımızla hep birlikte gerçekleştirdik. Oraya ziyarete gelen
insanların bile bu başarıya büyük katkısı var. Giresun ilimizin tüm
ilçelerini ilk defa el-ele, yan yana bir araya getirmek, bizler için,
hepimiz için büyük bir mutluluk. Giresun Günleri, Giresunluların en
büyük organizasyonu, herkesin tüm imkânları ile bu organizasyonunun çok
daha başarılı olması için elinden geleni yapması gerektiğini
düşünüyorum.
Mesut Kaymakçı: STK’ların eğitimle ilgili çalışmalarını yeterli buluyor musunuz? STK’ların eğitime yönelik çalışmaları nasıl olmalıdır?
Halil Kütük Bey:
Kesinlikle yeterli bulmuyorum. Bence doğru değil ama herkes şöyle bir
hesap yapar. “İstanbul’da 450 derneğimiz var. Her dernek Giresunspor
için 1.000 lira verse. 450.000,- lira yapar.” Çünkü, uygulamada böyle
bir sonuç çıkmıyor. Her dernek 5 öğrenciye burs temin etse, senede 2.250
öğrenciye burs temin edilmiş olur. Bu da doğru değil. Peki neden? Bir
işadamına gidiyorsunuz, gerçekten ihtiyacı olan öğrenci için burs
istiyorsunuz. Bunun kalıplaşmış iki cevabı var. 1- Ben, bir yerlere
…?...burs veriyorum. 2- Ben, bir öğrenci okutuyorum. Veya, örnek, Ben,
şu ilçeden olan öğrencilere burs veriyorum. Eh, bazı imkânları
değerlendirip, burs veren ve bir elin parmaklarını geçmeyen STK’larımızı
da can-u gönülden kutluyorum. Hemen burada, “Peki Sayın Başkan, bu
konuda Siz neler yaptınız? Diye soru gelebilir. El-cevap, derneklerden
bağımsız, 1.500 öğrencinin yetişmesine vesile olduk. Bu kardeşlerimizle,
hepsi Üniversiteyi bitiren Giresunlu gençler olmak üzere 350 kişilik
bir ekip kurduk.
Her derneğimiz, kendisine bir hedef belirlemeli
ve ne pahasına olursa olsun, hedefleri doğrultusunda insan
yetiştirmelidir. Yetişen insanlarımız da, daha sonra alıp başını
gitmemelidir. Onlar da bu çalışmalara katılmalı ve yumak ciddi bir
şekilde büyütülmelidir.
Mesut Kaymakçı : STK’lar
politikadan tamamen arınmış mıdır? Yoksa zaman zaman politikacılara
işleri düşebilir mi? Yani sizce nasıl bir pozisyon almalılar? Halil Kütük Bey:Ben,
içinde bulunduğumuz derneklerin ciddi bir şekilde siyasetin içerisinde
olduğunu düşünmüyorum. Siyasete çok yakın duran birkaç dernek olabilir.
Bu ise, geneli etkilemez. Siyaset yapanların çoğunun sosyal
çalışmalara destek vermediğini söyleyebilirim. Siz, kendilerini bir
etkinliğe davet ederseniz, gelirler. Bir vatandaşın problemini
ilettiğinizde, yardımcı oluyormuş gibi görünürler ama genellikle
yardımcı olmazlar. Eğer, siyasiler, sadece Feshane Giresun Günlerinin
önemini anlasalardı, bugün farklı siyasi partilerde, son on senede en az
150 kişilik bir ekip kurmuş olurduk. Son senelerde sadece Ordu ilimizin
yaptığı atağı görebilirsek, bu söylediklerim daha iyi anlaşılır.
Mesut Kaymakçı : STK’ların yönetimlerinde bulunanlara yönelik önerileriniz var mı? Halkımızın STK’ları kabullenmesi için neler yapılmalıdır?
Halil Kütük Bey: STK
yöneticileri, yönetimlerini oluştururken son derece objektif
davranmalı. Hatır-gönül için yönetime isim yazılmamalıdır. Yönetim
kurulunu oluşturan kişilerin farklı özelliklerde olmaları, bu
özelliklerine göre görev almaları gerekir. Başkan, küçük dağları ben
yarattım havasında olmamalı, herkesin ama herkesin fikrine ve
tavsiyesine önem vermelidir. Çalışmalar ekip ruhu ile yürütülmeli,
herkes ön planda olmalıdır. Dışarıdan bakıldığında, ekip ne kadar güçlü
ve uyumlu olursa, insanların bakış açısı da buna göre değişir. Güven
veren bir ekip, yapacağı çalışmalarda çok daha kolay destek bulur.
İnsanlar üzerinde olumlu etki yaratacak faaliyetler ön plana
çıkarılmalı, yönetimde zafiyet oluşturabilecek her türlü hareketten
kaçınılmalıdır. Yerinde ve zamanında herkese değer verilmeli. Bu
çalışmalarda emeği geçen insanlar unutulmamalı. Fikir ve tecrübelerinden
istifade edilmeli. Yeri ve zamanı geldiğinde (ama kesinlikle hak
edenler) ödüllendirilmeli veya onursal bir görev tevdi edilmelidir.
Derneğin etki alanına göre, üyeler veya hizmet alanı içinde kalan
insanlarla ne kadar uyum içinde olunursa, bu insanların her türlü
problemlerinde yanlarında olunursa, kurumun itibarı o derece yükselir.
Mesut Kaymakçı : Başkanım,
bu söyleşiden çok büyük bir onur duydum. Bizlere çok değerli zamanınızı
ayırdığınız için çok teşekkür ediyorum. Son olarak, Sivil Toplum
Kuruluşlarında yaptığınız çalışmalardan tespit ettiğimiz önemli
faaliyetleri de yazacağım. Başka ilave etmek isteğiniz bir husus var mı?
Halil Kütük Bey:
Bana böyle bir imkânı verdiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Herhangi
bir görevimin olması gerekmiyor. Her zaman insanlarımızın hizmetinde
olduğumuzun bilinmesini isterim. Bu söyleşiyi okuyan herkese selam ve
saygılarımı sunarım. 1- Giresun Şehitliği’nin oluşturulmasında görev aldı. 2- Yağlıdere ilçemize bağlı tüm köylerde bulunan, fakir ailelere gıda yardımı yapılması geleneğini başlattı. 3- Yağlıdere ilçemizden Üniversiteyi kazanan öğrencilere burs verilmesi çalışmasını başlattı. 4- Köyden, yaylaya gidişi simgeleyen OTÇU GÖÇÜ geleneğini ilk defa İstanbul’da da uygulamaya koydu. 5- İlk defa hazırlanan, Giresun Belgeseli’nin hazırlanmasında Genel Koordinatörlük görevini üstlendi. 6- Ulusal basında görev yapan Giresunluları ilk defa bir araya getirdi. 7-
Yavuz Sultan Selim’in hocası, Hacı Abdullah Halife hazretlerinin,
hayatının belgeselinin hazırlanmasında Genel Koordinatörlük yaptı.
Finans ihtiyacını çözdü. 8- Belgesel yapımcı İsmail Kahraman ile Espiye, Karaovacık Yayla Şenliği’nin sürekli yapılmasını sağladı. 9-
İnsanların problemlerinin çok daha kolay çözümlenmesi için, Yerel ve
Genel Yöneticilerden oluşturulan 150 kişilik bir grup kurdu. 10- Yüzlerce öğrencinin yetiştirilmesi ve insanımıza iş temin edilmesinde çok büyük gayretler gösterdi. 11-
Üst kurum olarak, İl dernek ve federasyon yönetimlerinde geliştirdiği
sistem ile, tüm ilçelerin yönetimlerde temsil edilmesi, temsilcilerin
kendi ilçelerinden seçilerek yönetime girmesi esasını uygulamaya koydu. 12- Bir dönem Eyüp Belediyesi’nde Meclis Üyeliği yaptı. 13-
Her Ramazan ayında, Giresun’da, iftar yemekleri düzenleyerek, tüm
bürokratları bir araya getirdi, il yöneticileri ile sıcak diyalogların
kurulmasına öncülük etti. 14- İlk defa, birçok radyo ve ulusal
televizyonlarda, il tanıtımları ile ilgili programların hazırlanmasına
ve sunulmasına öncülük etti. (1996) 15- 8 sene başkanlığını yaptığı, Yağlıdere ve Köyleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği’ne bir arsa ile bir dükkan kazandırdı. 16- 8 sene başkanlığını yaptığı, Giresun Dernekleri Birliği’ne Bahçeşehir’de bir daire kazandırdı. 17-
Kastob, Karadeniz Sivil Toplum Kuruluşları Birliği’ni kuran ilk dört
kişi arasında yer aldı. (Bu kurum, Tüm Sivil Toplum Kuruluşları
Konfederasyonu ve Tüm Bürokrat ve İşadamları Derneği olarak yoluna devam
ediyor.) 18- Üniversiteyi kazanan ve Üniversitelerde dereceye
giren öğrencilere sahip çıkarak, geleceğin kadrolarının
yetiştirilmesinde büyük emekler harcadı. Bu anlamda, Giresun Gençlik
Kalite ve Kariyer Merkezi’ni oluşturdu. 19- 2007 Yılında
başlattığı “Feshane Giresun Günleri” ülkemizin en büyük yöresel
organizasyonu haline geldi. Her sene çok farklı etkinliklerle kutlanan
Giresun Günleri, diğer iller için de bir model oluşturdu. 20-“Giresun Günleri” ve “Giresun Tanıtım Günleri” ibarelerinin patentini alarak, sivil toplum kuruluşlarının da kurumsallaştırılması ve kaliteye ulaşması noktasında da öncülük yaptı. 21-
Somali’deki açlıkla mücadele faaliyetleri kapsamında, Mavi Karadeniz
TV.’de organize ettiği, canlı yayın program ile, Somali’ye yardım
yapılmasını sağladı. Eğitimci - Yazar Mesut Kaymakçı www.alucra.com