İş dünyası kayıt dışıyla mücadele istiyor
Karadeniz Sanayici ve İşadamları Dernekleri Federasyonu (KASİF) tarafından uygulanan AB ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından finanse edilen ‘TR-83 ve TR-90 Bölgelerinde Kayıtlı İstihdamın Teşviki Projesi' kapsamında 'Kayıtlı İstihdamın Teşviki İçin Bilinç Arttırma Semineri' Giresun’ da yapıldı.
İş Hayatı Derneği (GİŞHAD) toplantı salonunda yapılan seminerin açılış konuşmasını yapan GİŞHAD Başkanı Selim Kitapçı kayıt dışı ekonomi ve kayıt dışı istihdamın Türkiye’nin önemli problemlerinin başında geldiğine işaret ederek kayıt dışı istihdamda OECD ortalamasının yüzde 18, Avrupa Birliği ortalamasının yüzde 5, Türkiye’de ise bu rakamın yüzde 43’lerde seyrettiğini belirterek, iş dünyası sivil toplum örgütleri olarak kayıt dışı ile mücadelede akılcı ve uygulanabilir projelere destek vereceklerini söyledi.
Kitapçı , ‘Kayıt dışılığın azalması, kamu idaresinin de mali yapısını düzelteceğinden, vergi sistemindeki çarpıklıkların da giderilmesi mümkün olacaktır. Zira, Türkiye’de vergilendirme daha çok tüketim ve işgücüne dayalı iken, gelir üzerinden vergilendirme geride kalmış durumdadır. Ekonomik büyüme kayıt dışıyla mücadele ile olur. Buda Devlet ve sivil toplumun beraberliğiyle mümkündür. Kayıt dışının ayıp olduğu, yasak olduğu düşüncesi herkesin aklına bir mıh gibi çakılmadıkça bu sorunla mücadele mümkün değildir. Buradan tatlı para kazananları toplumun vicdanı ne kadar ayıplıyorsa ülkenin yasaları da o kadar yasaklamalı’ dedi.
Kayıt dışı ile mücadeleyi, ülke kalkınmasında, ülkenin refah düzeyinin artmasında, bireysel hak ve özgürlüklerin gelişmesinde ve kullanılmasında, aynı zamanda şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim anlayışının yerleşmesinde odak noktası olarak gördüklerini söyleyen Karadeniz Sanayici ve İşadamları Dernekleri Federasyonu (KASİF) Başkanı Osman Reis, ‘Kayıt dışılık, iktisadi olduğu kadar, bir eğitim sorunudur. Zira okul bitirmemişlerin yüzde 91’i kayıt dışıyken, üniversite mezunlarının sadece yüzde 8’i kayıt dışında. Öte yandan, işgücüne katılan kadınların büyük bir kısmı kayıt dışında çalışmaktadır. Bunun değişmesi için, kadınlara yönelik beceri kazandırma ve girişimcilik programları önem kazanıyor ”dedi.
Sigortasız personel istihdam etmenin işletme yönetimi açısından yanlış olduğuna da işaret eden Osman Reis, ‘Ahilik kültürüyle yetişmiş, ‘kendin muhtaç iken bile başkalarına verecek kadar cömert ol’ ilkesini benimsemiş esnaf, sanatkar, tüccar ve sanayiciler çalıştırdıkları personelin hak ve menfaatlerini gözetmede birbirleriyle yarış etmeleri gerekir’ şeklinde konuştu.
VERGİ ARTINCA KAYIT DIŞI İSTİHDAM DA ARTIYOR
Vergi oranları ile kayıt dışı ekonomi arasında doğru yönlü bir ilişki olduğunu ifade eden KASİF Başkanı Osman Reis sözlerine şöyle devam etti: ‘İşverenlerin kayıtlı işçi çalıştırmada öncelikle göz önünde bulundurdukları işgücü maliyeti, çok sayıdaki vergi, sigorta ve fon kesintisi ile yüksek düzeye çıkmaktadır. Bir işçinin eline geçen ücretin iki katına yakın miktarı işverenin cebinden çıkmaktadır. Bu da işverenin gözünü korkuttuğu gibi, kimi zamanlarda çalışanların gönüllü olarak kayıt dışına geçmeleri sonucunu da doğurmaktadır. Kayıt dışı ekonominin büyümesinde önemli bir role sahip olan yüksek vergi oranlarının düşürülmesi ve verginin tabana yayılması kayıt dışı ekonominin boyutunu önemli ölçüde düşürecektir. Hükümetin bu konuda radikal kararlar almasını bekliyoruz.”
Kasif Genel Sekreteri ve Yönetim Danışmanı Yaşar Bıyıklı , İşletme sahip ve yöneticilerin bilinç eksikliğinin de kayıt dışı istihdam artışında önemli bir rolü olduğunu savunarak sözlerine şöyle devam etti: ‘Yüksek kazanç elde etmek için sigortasız işçi çalıştıran işletmeler, kısa vadede bu işten kârlı çıksalar bile uzun vadede çok daha fazla zararını görürler. Çünkü, günümüzde işletmelerin varlıklarını sürdürebilmeleri için gerekli en önemli sermeyesi ‘insan kaynağıdır. Bir şirketin başarısı, gelişimi çalışanlarının moral ve motivasyon seviyesiyle paraleldir. İnsan kaynağının değerini bilen ve insana yatırım yapan şirketlerin kazançları her zaman artmaktadır. Unutmayalım ki çalışanlar işletmelerin iç müşterileridir. İşletmelerin çalışanlarını memnun etmeden, onlar aracılığı ile mal ve hizmet sunduğu müşterilerini memnun etmesi imkânsızdır. Morali bozuk, her an işten atılma endişesi içinde veya kalma ile gitme arasında kararsız bir halde çalışan personelden fayda beklenemez. Bu nedenle işletme sahiplerinin birinci görevi, şirket çalışanlarının moral ve motivasyonunu yükseltmektir. Moral ve motivasyonu yüksek olan personel, daha yüksek bir kapasite ile çalışır, iş verimi ve işletmeye bağlılığı artar; böylece işletme daha az maliyetle daha yüksek kârlılığa ulaşır. Çalıştırdığı personelin gönlünü kazanan işletme ondan iki üç kat daha fazla verim alır. Personelinizin gönül gücünü ateşleyin. Bu nedenle sigortasız işçi çalıştırarak kazanç elde edeceğini uman işletmeler orta ve uzun vadede bundan büyük ölçüde zarar görürler .’