22 yıldır bu memleketin yönetimi sende, birçok badireler atlattın, yolda yürürken birçok kere ayağına çelme atıldı, ama öyle ya da böyle bu güne kadar geldin ve son yerel seçimde ilk defa Türkiye geneli ikinci parti durumuna düştün.Muhalefet I.Parti durumuna geçmişse de kendi meziyetiyle değil, vatandaşın sana verdiği uyarıdan kaynaklanıyor diye düşünüyorum.
Peki ne yapmanız lazım?
1-Para pul, menfaat işlerini bırakmanız/bıraktırmanız lazım, ne yazık ki şu anda o görüntüyü veriyorsunuz!
*Hala içinizdeki hırsız arsızları, edepsizleri tanımadınız mı?
*Sağınızda solunuzda yer alıp, birkaç maaş alan kimseleri vatandaş biliyor da sen bilmiyor musun?
*Devletin imkanlarıyla servetine servet katan kimselerin ne işi var ak partide?
*Basit bir ölçü vereyim siyasete girdikten sonra mal varlığını ona katlayan kimselerin listesini çıkaramaz mısın?
*Reis sahip olduğu mal varlığını %90ı hazineye devretse ne kaybeder? velev ki emeğiyle, alın teriyle de kazanmış olsa, sahip olduğu onur bütün servetinden daha kıymetli değil mi?
2-İl Başkanlarını iyi seç ve teşkilatını kurmasına karışmayın.
Hala anlamış? değilim bir il yönetimi oluşunca neden sağdan soldan birileri adamlarını yönetime sokmak istiyor?
İl başkanını yetkisiz bırakıp vekillerin ona musallat olmasına göz yumarsanız, halk da size musallat olur.
Şayet teşkilatlarınıza güvenip, il ve ilçe düzeyinde ana kademe, kadın kolları, gençlik kılları il başkanına seçme fırsatını verilseydi bu sonuçla karşınıza çıkamazdı bence.
3-Yerel düzeyde ittifak kararlarını ilçe ve il teşkilatlarına bırakmanız lazımdı, Ankaradaki adam ne kadar kabiliyetli olursa olsun bir ilçenin bir beldeni kalıbına uygun bir başkan adayı belirleyemez.
Ne yazık ki halk arasında aday belirlemede paraların oynadığı düşüncesi hakimdir. Fakir adam, zengin adama neden oy versin? Unutmayalım halkımızın çoğu fakirdir.
4- “Siyaset iyi insanların işidir” diyoruz, o zaman her kademenizde iyi insanların görev almasını sağlamanız lazım, “filankes bu göreve gelmesi için çok temiz” ifadesinin siyasette kullanılmasını yasaklamak lazım. Maalesef siyasette bu tür ifadeler kullanılmaya başlandı. Bu ülkenin direksiyonunu neden paragöz ve hayasız kimselere verelim?
Gerçekten bu memlekette namuslu insan kıtlığı mı var? Ülkenin en köklü ve paralı partisi olan Ak Partinin teşkilat giderini neden il ve ilçe başkanlarına yüklüyorsunuz? Temiz namuslu insanın para pulla alakası olmaz ki cebinden ödesin, bu tür değerli kimselerde onur var, şahsiyet var unutmayalım il ve ilçe giderlerini ödeyen de iki mislini toplamaya çalışır.
5-Yarından tez yok e-gençlik portalini oluştur. Tüm gençleri içine alan, gençlere bir umut ve motivasyon verebilen bir strateji geliştir. 12 Milyon gencimizin tamamına asgari ücretin 1/5i oranında cep harçlığı ver, sakın para yok deme, bir baba tüm çocuklarına harçlık vermek durumundadır.
6-Kadınlarımızı şu mor ve yeşil feministlerin elinden kurtarın, KADEM sizi de, bizi de perişan etti. AB aklına hizmet eden kadınlar yetiştirip size kakalıyor, kahrını, derdini biz çekiyoruz. İstanbul Sözleşmesinde feministlerin yanında duruyordu, sözleşme kalktı ama sözleşmeden mütevellit 6284 numaralı yasanın kalmasına engel oluyorlar. Bir meclis bu kadar sakat bir yasanın ıslahını yapamıyorsa o 600 vekilin aldığı maaş murdar olur.
7-Emeklilerinize yönelik bir planınız olmalı, devlet paldır küldür idare edilemez. Siz siz olun emeklilerinizin dualarını kaybetmeyin, bu ülkenin vebali sizin boynunuzda kalır bilesiniz. Kendi emeğinin karşılığıda bir şekilde emekli olmuş vatandaşınızı açlığa mahkum edemezsiniz.
*Yasal bir düzenleme yapın en düşük emekli maaşı asgari ücretten az olmasın, en yüksek emekli maaşı da iki asgari ücretten fazla olmasın.
8-En kısa zamanda Fullbright anlaşmasını feshedin ve talim terbiyemizi özgürlüğüne kavuşturun.
Bir yandan Eğitim Öğretimimiz Amerikanın güdümünde olacak diğer yanda bağımsız bir ülkeden bahsedeceksiniz. Bu milleti aldatmayın, aldatmayın! Buna seyirci kalmaya ne hakkınız var?
Bunun dışında;
Artık bırakalım bu Türkçülük heveslerini iyi ya da kötü Kürt-Türk harmanlama yaşam tarzı ile yaşıyoruz, yapacağımız en önemli iş bir arda huzur içinde yaşama yollarını bulmaktır. Bunun da yolu “İlahi Öğretiye” göre yaşamaktan geçer.
Bunun için de 23 Nisan 1920 günü dualarla açılan meclisin ruhundan, İstiklal Marşının temasından ve Veda Hutbesinden faydalanmamız lazım.
Siz bir yandan “Hakkıdır hakka tapan milletimin istiklal” diyeceksiniz bir açıdan da Kemalist sistemin arkasında duracaksınız, bu olmaz.
Bir yandan “1980 askeri cuntasını yargılayıp cezalandıracaksınız”, diğer yandan çıkardıkları darbe anayasasına dört elle sarılacaksınız.
Bir açıdan “Türkiye yeni yüzyılı” diyeceksiniz diğer açıdan Kürt meselesi çözemeyeceksiniz,
Bir yandan “gençliğimiz geleceğimizdir” diyeceksiniz diğer taraftan gençlerimizi sahipsiz ilgisiz bırakacaksınız,
Bir yanda” kadın hakkı” diyeceksiniz diğer açıdan kadınlarımızı mor ve yeşil feministlere bırakacaksınız.
Bir yandan “sosyal devlet” diyeceksiniz, diğer yandan bir kısım vatandaşlarımız koli yardımlarına muhtaç olacak.
Daha çok söylenebilir de bu kadarıyla yetinelim.
Bu ülkeye yazık oluyor, yazık!
Benden söylemesi
Eyüphan Kaya
Strateji Uzmanı