Giresun Üniversitesi Karadeniz Stratejik Araştırmalar Merkezi (KARASAM) tarafından organize edilen IV. Karadeniz Uluslararası Sempozyumu bugün başladı.
Sempozyumda yerli ve yabancı hocalar tarafından 7 oturumda 40 bildiri sunulacak.
Rektörlük konferans salonunda başlayan ve 2 gün sürecek
sempozyumun açılışında, Organizasyon Komitesi Genel Koordinatörü Prof.
DR. Aygün Atter, Giresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yılmaz Can ve
Vali Dursun birer konuşma yaptılar.
Organizasyon Komitesi Genel Koordinatörü Prof. Dr. Aygün
Atter, Karadenizin önemli bir coğrafyada bulunduğuna dikkat çekerek
sempozyumun son derece önemli bilimsel işbirliği olduğunu söyledi.
Rektör Prof. Dr. Yılmaz Can’da sempozyumda ortaya çıkacak
görüş ve öneriler bölge ülkeleri ve diğer ülkeler tarafından dikkate
alınarak barışa giden politika geliştirilmesine katkıda bulunacağını
kaydetti.
Vali Dursun Ali şahinde
sempozyuma katılmak için ilimize gelen misafirlere ve sempozyumda emeği
geçenlere teşekkür ederek, şunları söyledi;
“Karadeniz'de seyir
emniyeti, güvenliğin tesisi, deniz çevresinin korunması, balıkçılık gibi
alanlarda gerçekleştirilecek faaliyetlerin doğrudan sahildar ülkelerin
sorumluluğunda yürütülmesi gerektiğine inanıyoruz.
Diğer ülkelerin ve AB gibi
örgütlerin olası katkılarının başta Karadeniz Ekonomik İşbirliği
Teşkilatı olmak üzere mevcut bölgesel işbirliği mekanizmalarını
desteklemeye ve gerektiğinde bu mekanizmalarla işbirliği tesis etmeye
yönelik olması icap eder.
Karadeniz'in deniz alanını ilgilendiren projelerin tüm sahildar ülkelerin onayı ve katılımıyla yürütülmesi gerekir.
Bu tutumumuz Karadeniz'in kendine özgü niteliklerinden
kaynaklanmaktadır. Deniz hukuku bakımından Karadeniz kapalı bir deniz
statüsündedir. Akdeniz'e kıyasla deniz yetki alanlarının tamamı sahildar
ülkeler arasında sınırlandırılmıştır.
Balıkçılık, canlı ve doğal kaynakların işletilmesi
bakımından Karadeniz'de üçüncü ülkelerin tam serbesti içinde faaliyet
gösterebilecekleri açık deniz alanları bulunmamaktadır.
Buna ilaveten, güvenlik
bakımından da Karadeniz diğer dünya denizlerinden farklı bir nitelik
taşımaktadır. Karadeniz'in büyük devletler arasında nüfuz mücadelesine
sahne olmaması ve sahildar ülkelerin güvenliklerinin temini için, bu
denize üçüncü ülkelerin savaş gemilerinin girmesine bir dizi kısıtlama
getirilmiş, bu kısıtlamaların hukuki çerçevesini ülkemiz tarafından
titizlikle ve tarafsızlıkla uygulanan 1936 Montrö Sözleşmesi
belirlemiştir.”
Bu anlayışla başta BLACKSEAFOR ve
Blacksea Harmony gibi inisiyatiflerle, Karadenizin güvenliğinin
pekiştirilmesi amacıyla sahildar ülkelerin işbirliğine de Türkiye
önderlik yapmaktadır.”