Bu üç günlük sempozyum süresince çok yararlı bir çok bilgi dile geldi, ben sadece 28 Mayıs gününün özetlemeye çalışacağım. Başka bir haber analizi de sempozyum için hazırlayacağım inşallah.
“BU BİR UYANIŞ GÜNÜDÜR”
2000 civarında genç yaşlı, kadın erkek demeden her kategori ve sınıftan insanların katıldığı bu uyanış günü yapılan konuşmaların akabinde açık alanda kılınan Cuma hutbesiyle neticelendi.
Büyük şehir belediyesinin orada hazırlayıp ikram ettiği yemekle vatandaşların ihtiyaçlarını giderildi ve etkinlik sona erdi. Ancak bir kısım vatandaşlar oranın manevi atmosferinden ayrılamayışının yanı sıra etkinlik sonrasında da çevre insanlarının akın akın ziyarete geldiği görüldü.
TANRIVERDİ: “ESHAB-İ KEHF GENÇLERİMİZ İÇİN ÖRNEK BİR GENLİK OLMALI”
Prof.Dr.Hasan Tanrıverdi; “Eshab-kahfi yüce Allah tanıtırken “İman eden bir grup gençlerdi, biz de onların imanını arttırdık” diyor ve cesaretlerini bu ifadelerle ayet beyan ediyor. DeKyanus’un huzurunda diz çökmüş durumundayken kendilerine soruyor “geçekten hakkıyla inandınız mı?” sorusuna verdikleri cevabı yüce Allah şöyle bildiriyor. “Ayağa kalktılar ve dediler ki Rabbımız göklerin ve yerin Rabbıdır” dediler.
Aslında ayağa kalkmaları zaten Dekyanos’a karşı bir kıyamdır, devamında dediler ki “Biz Allah’tan başka bir ilah tanımayız, kendisinden yadım dilemeyiz”, işte bu cesareti de “biz onlar kalplerini cesaretlendirmiştik” ayetinin bir ispatıdır, yoksa işin içinde ölümün olduğu bilinen bir durumda bu ifadeleri kullanmak kolay olmasa gerek.
Eshab-i Kehf uyandığında o zorba zalim, kendini bilmez Dekyanus ölmüş, dindar bir hükümdar gelmişti. Bu dindar hükümdar o uyanış gününü bayram olarak ilan etti ve her yıl kutlanmasını da emretti. O gün bu gündür, 28 Mayıs uyanış bayramı olarak kutlanıyor, bundan sonra daha güzel kutlanacak inşaallah, ilgi ve emeklerinden dolayı il valimize, kaymakamımıza ve rektörümüze bir Liceli olarak halkım adına teşekkürlerimi sunuyorum, Allah’a emanet olun” dedi.
VALİ KARALOĞLU: “ŞİMDİYE KADAR KENDİ İMKANLARI İLE BU UYANIŞ GÜNÜ KUTLAYAN BÖLGE HALKINI TEBRİK EDİYORUM”
Vali Münir Karaloğlu; “Değerli Diyarbakır’lılar, her yıl yedi uyurların uyanış günü olan 28 mayısı herhangi bir organizasyon olmadan ziyaret eden Lice halkı hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bir haftadır Diyarbakır fethinin1382. Yılını kutluyoruz. Fethi mubinimiz mübarek olsun, bu toprakları bize vatan kılan İslam ordusunun askerlerine, peygamberimizin sahabelerine selam olsun, rahmet olsun.
“DİYARBAKIR VE İSTAMBUL’UN FETHİ VE İKİ FETİH ARASINDA OLAN UYANIŞ GÜNÜ BİR MUCİZE OLSA GEREK”
Diyarbakır’ın fethinin ve uyanışın peşpeşe olmasını ben tesadüf oluğuna ihtimal vermiyorum bu bir mucizedir. İki ruh biri diğerini beslemektedir. İnşaallah bundan sonra da Licelilerin atalarından devraldığı aldığı diriliş gününün bundan sonra da aynı şekilde kutlayacaklardır.
Değerli dostlar Kur’anı kerimde anlatılan her kıssanın mutlaka bir hikmeti vardır. Bu yedi genç putperestliğe hayır deyip, inancını muhafaza etmek için, yaşayabilmek için mağaraya sığınıyorlar.Sevgili gençlere sesleniyorum bu delikanlıları örnek almak önce size düşüyor.
“ESHABI KEHF HADİSESİNDE ZULME KARŞI BAŞ KALDIRI VE TEVHİT İNANCI VAR”
Ortada bir mücadele var, zulme, küfre karşı bir başkaldırı var. Yedi uyurların hadisesi oldu bitti gibi düşünmemek lazım, bu gün de Allah katında değer kazanan bu gençleri örmek alarak, zulme karşı, fitneye karşı, bozgunculuğa karşı kıyam etmek lazım.
Her ne kadar burada olsak da devlet olarak pek müdahale etmedik, dedik ki “atalarınız nasıl anmışsa, kutlamışsa öyle anılsın” buraya gelen giden insanlarımızın rahat etmesi için çevre düzenlemesi yaptık, bundan sonra her gün ziyaretçilere açık olacak inşaallah.
Fethimiz mübarek olsun, uyanışımız mübarek olsun, hepinize selam ve hürmetlerimi iletiyor kalın sağlıçakla.” Dedi.
Cuma hutbesinin analizi,
İl müftüsü Yavuz Selim Karabayır Cuma hutbesini irad etti, mesaj yüklü bu tarihi hutbede şu mesajlar verildi.
Bizi iman ile şereflendiren Allah’ımıza nihayetsiz hamdolsun, Bizi Mühammed aleyhissema ümmet kıldığı Allah’a hamdolsun,
Biz Türkiye’yi, Diyarbekir’i diyar kıldığı için Allah’a hamd ve sena olsun,
“Biz Allah rızası için Allah’a iman ettik” deyip hakikati haykıran ve zalimlerin şerrinden korunmak için bu mağaraya sığınan, burada uzun bir süre uyuyan ve daha sonra uyanarak hayata manevi iz bırakan, tarihe iz bırakan Eshab-i Kehf’in önünde bize Cuma namazı kıldırmayı nasip eden Allah’a hamdolsun,
“BU UYANIŞ BAYRAM MANEVİ BİR TOHUM GİBİDİR, İNŞAALLAH İLERİDE MEYVESİNİ VERCEKTİR”
Bu hizmetler bundan sonraki hizmetlere bereketli bir tohum olsun, bu tohum gençlerimizin uyanışına vesile olsun,
Bu Eshab-i Kehfi tanıyan geçlerimiz, bu şehrin dört bir ilçesine bulunan sahabeleri tanıyan gençlerimiz, Eğil’deki peygamberleri bilen geçlerimiz inşaallah Sirat-ı Mustekim’den ayrılmayacaklar, başka bir ideolojiye tenezzül etmeyceklerdir.
Ne yazık ki Diyarbakır’ın bu manevi değerinden benim de haberim yoktu Şu anda dahi muhtelif şehirlerden beni arıyorlar, şehrimiz hakkında dile getirilen manevi değerler konusunda bilgi alıp Diyarbakır’a karşı muhabbetleri artıyor.
“BİLİMSEL ÇALIŞMALAR ESHAB-İ KEHF’İN ASIL YERİNİN BURASI OLDUĞUNA İŞARET EDİYOR”
Bilimsel çalışmalar eshabı kehf makamının burada olduğunu işaret ediyor, daha 1884 yılda Abdulkadiri Hezani ve bir grup ehli mana tıptı Eba eyyubül Ensari’nin yeri belirlendiği gibi keşfen eshabi kehfin yerinin burada olduğunu haber vermişler. Bu bizim için Allah’ın bir lütfüdür.
MEDİNE’Yİ KORUMAK İÇİN HENDEK AÇMA FİKRİ SELMAN-İ FARİSİYE AİTTİR”
Malumuz hendek savaşında Medine’yi korumak için Selmani farisinin görüşü üzerine etrafına hendek açıyorken Selman’ın kazı payında kocaman bir taş çıktı, O Selman ki Hz.Peygamber “Selman benim ehli beytimdendir” demişti. Hz. Peygamber Selman-ı Farisi’den balyozu alıp taşa birkaç defa vurdu ve her defasında “ben bir fethin müjdesini aldım” dedi, müşrikler bu haberi duyunca sırıtarak hafife alıp şöyle dediler “daha 3000 askerle 1000 kişilik bir ordu karşısında kendini korumaktan acizdir bir de fetihlerden haber veriyor” ama sahabe ordusu o imanla Diyarbakır’ı fethetti, elhemdulillah.
SELMAN-I FARİSİ “BEN İSLAM’IN OĞLU SELMANIM” DİYEREK IRKÇILIĞA MEYDAN OKUDU.
Bir gün sahabeler kendini tanıtınca ben falan oğlu falanım deyip, sülaleleriyle iftihar edercesine kendilerini tanıtınca, Selman-ı Farisi diyor ki “Ene Selman, ibnül İslam” ve ırkçılığa bir meydan okudu, bunu duyan Hz.Ömer’in hoşuna gidiyor ve o da diyor ki “ben Ömer ibni hattap Selman’ın kardeşiyim.” Bu vurgu ile ırkçılığı çöpe atıyor.
SELMAN’IN ÇOCUKLARI 10 BİN KİŞİLİK BİR ORDU İLE MALAZGİRT MEYDAN MUHAREBESİNE DESTEK VERDİ
Unutmayalım Selman’ın çocukları on bin kişi ile Malazgirt savaşına destek verdiler ve zaferle sonuçlandı. İstanbul fethedildi ve peygamberimizin müjde verdiği gibi bir bir fetihler gerçekleşti.
Muhterem kardeşlerim 27 mayıs İstanbul Diyarbakır’ın fethi, 28 Eshab-ı Kehf’in uyanışı, 29 İstanbul’un fethi Allah aşkına bu bir mucize değil de nedir? Bu fetihler peygamberimizin verdiği müjdelerin gerçekleşmesinden ibaretti.
BÜTÜN İZZETLER ALLAH’A MAHSUSTUR, BU BİR İMAN DAVASIDIR
Allah gençliğimizi korusun, biz de Selman-ı Farisi gibi imanı ve İslam’ı önceleyeceğiz, bütün izzetler Allah’a aittir, bu ayet bize bir mesaj veriyor, bu mesaj gereği biz de tevhidin çocukları olacağız, sakın ola bu hutbemi kimse siyasete çekmesin vallahi bu bir iman davasıdır, biz bu yolu tercih edeceğiz, hak yolunda yürüyeceğiz, unutmayın Eshab-i Kehf ile birlikte olan bir köpek bu kadar değerliyse onları seven eşrefi mahlukat bir mümin Allah katında ne kadar değerli olur siz düşünün.
Mekke Medine Kudsü şerif “imdat!” dercesine lisani hal ile Müslümanları çağırıyor, Bağdat, Şam, Mısır gibi bir çok İslam kenti esaret altında ama elhemdulillah Diyarbakır, İstanbul, Bursa ve Ankara ayakta bu şehirlerimize sahip çıkmamız lazım. dedi