Çünkü bunlar Kürt gençlerini kanton komün yönetim tarzına hazırlıyorlar, bu yönetim tarzında iki şey yok; Özel Mülkiyet yok, bir de Nikah yok. Ağababalarının dediği gibi karı kocasız bir yaşam, yani dingonun ahırı gibi bir hayatın peşindeler. Bu günlerde PYDnin etkisinde olan Kobani halkı bu namussuzluk karşısında bir infiale geçmek üzere.

Diyeceksiniz ki kadına niye namus denilmiş? aslında namus nomus kavramından gelme olup prensip anlamına gelmektedir, ama en önemli insani prensip eşini başkasıyla paylaşmamasıdır, yani Namus anlayışının en kalın/kırmızı çizgisidir, eşini başkasından kıskanmak, onu muhafaza etmek. Bir kişi bunu hoş görürse başka ezmeyecek, feda etmeyecek bir prensibi kalmaz. Onun için buradan başlıyorlar. Kişiye eşini kıskanmamayı telkin ediyorlar. Canı istediği kimseyle gün geçirmeyi normal görüyorlar. Diyarbakırda infiale sebep olan Swing dansında kadının aynı anda birçok erkeğin kollarına gitmesi, hatta dokunması var. Bu da eş değiştirmeye bir ön hazırlıktır tabi.

Peygamberimiz Hz. Muhammed(sav), Hz.Ali(ra)ya sormuş;

–Ya Ali biri kötü gözle evine gelse ne yaparsınız?

Hz.Ali;

 –Onu döverim demiş,

Tekrar sormuş,

-Yani nasıl döversin? dövmenin de dozu var, bir tokat atmak da dövmektir.

Hz.Ali diyor ki;

–Öldüresiye döverim demiş.

Hz.Mammed(sav) demiş ki;

–Ya Ali sen namuslusun, ben senden de daha namusluyum, Allah ikimizden de daha namusludur, diyor.

Genel olarak, tarihi akışa baktığımız zaman Kürt insanın iki değeri vardı; birincisi inancını önemsiyordu, ikincisi namusu uğruna canını veriyordu. Kadına el kaldırılmaz,  baba katiline dahi eşinin yanında kurşun sıkılmaz. Kadına olan hürmetten dolayı.

Namus karakteristik bir özelliktir, bekli imandan önce dahi gelir, bir insan Kelimeyi Tevhit getirince mümin olur, ama kişi namussuzluğu başına çekmişse artık adam olması zor. Onun için bir Kürt atasözünde; “Serê namûsê nare agir(namuslu baş ateşe düşmez)” deniliyor.

Ben twettir hesabımda Diyabakırdaki açık alandaki Swingamed adıyla açık alanda oynanan dansa tepki göstermiştim. Bir sohbet odasında “Dans edenlere Allahu ekber diyerek saldırdılar” temasıyla konuşma yapılıyordu, ben de söz hakkı istedim, yönetici önce bana mikrofon gönderdi, bu ara hesabına baktı ve hesabımdaki eleştirel paylaşımımı okuduktan sonra mikrofonumu kapattı.

Ve şöyle konuştu;

“Hele bakın Eyüphan hesabında ne yazmış? diyerek mesajımı kelime kelime okudu, tabi bu benim hoşuma gitti.

Paylaşımım buydu;

“DANS OKULU YERSİZ, GEREKSİZ BİR OKULDUR. DİYARBAKIR İNSANINI BOZMAKTAN BAŞKA BİR İŞE YARAMAZ, BİR DE BUNU AÇIK ALANA TAŞINMASI VAR Kİ, BU DA EDEPSİZLİĞİN DANİSKASIDIR. BU BELDEN AŞAĞI ÖZGÜRLÜK HEVESLERİ OLAN İNSANLAR HİÇ Mİ EDEP/HAYA KAVRAMIYLA TANIŞMAMIŞLAR. YAZIK!”

Yorum bu, yetmiyormuş gibi bir de bu odanın seviyesini düşürecek.

Profiline baktım üstelik birçok unvanı var, bu unvanları kendisine verenlere yazıklar olsun!” Dedi sohbet odası yöneticisi.

Profilimde şunlar yazılı;

Eğitimci-yazar,

İnsan hakları aktivisti,

Stratejist,

STK uzmanı,

Türkiye Aile Meclisi Güneydoğu Bölge Başkanı,

İNOSAM Başkan danışmanı…vs.

Tabi bu feminist/namus düşmanı sözde kadın için bu unvanlarım bir şeye yaramadığı için, bana  verilmesi de sakıncalıdır. Bilmiyor ki 30 yıllık ömrümün bir meyvesidir, bu unvanlar, birilerinin öylesine bana verdiği unvanlar değildir.

Tabi onun aklındaki tek kriter  şu olsa gerek; bu adam namussuz mu, değil mi? Namussuz olsaydım bu unvanlarımı alkışlayacaktı, namuslu olduğumu görünce de isyan etti. Nasıl namuslu bir insan bu kadar unvan taşıyabilir diye.

Bilmiyor ki namussuz insanın kanı iki kuruş etmiyor. Namussuz insan kafir insandan beterdir, kafir kelimeyi tevhit getirse iman edecek, ama eşini kıskanmayan bir erkek ya da kadından bir cacık olmaz. Kanaatim o ki imanı da kurtarmaz.

“Yaşasın namuslu insanlar” diyorum. Diyarbakır dingonun ahırı değildir. İkinci gece Tema Parkında düzenlenen tepki faaliyetine ben de katıldım ve dedim ki; “Hüda-Par gençliği bu şehrin bekçileridir, DEMin gençliği ahlaksızlığa mesafelidir.”

*Bu namussuzluk konusunda Barolar birliği, Tabipler birliği, Belediyeler Birliği şeytan üçgeni gibi birlikte hareket ediyorlar. Üçü de LGBT dostluğunda birleşiyor. Halk bunu öğrense bu üç kurumunda kalemini kıracak diye düşünüyorum.

vesselam.