BULANCAK İSKELESİ'NİN BURUK YILDÖNÜMÜ
58 yıl önce Demokrat Parti Genel Başkanı ve Başbakan rahmetli Celal Bayar'ın döneminde, 7 Mayıs 1953 yılında hizmete açılan Bulancak İskelesi'nin günümüzdeki durumu eski günlerini mumla aratıyor.
272 metre olarak inşası yapılan Bulancak İskelesi, AK Parti Hükümeti’nin başlattığı ‘Duble Yol’ projesine kurban verildi.
Karadeniz sahil yolu, birçok ilçede iç kesimden geçerken, Bulancak’tan geçen sahil yolu Bulancaklıları alışık oldukları denizden kopartmakla birlikte Bulancak İskelesi’nin de işlevini kaybetmesine sebep oldu. Bu sebepten Bulancak ekonomisi de çok ağır bir darbe aldı. Bu konuda görüştüğümüz esnaflar; “İşlerimiz bozuldu. Eskiden iskelemize sürekli ticaret gemileri geliyordu. Buraya gelen gemiler Bulancak ekonomisi için can damarı vazifesi görüyordu. Şimdi iskelemiz kullanılmaz bir haldedir. Bulancak ekonomisine bu darbeyi vuranlar, iskelenin uzatılacağı sözünü verdiler ama sadece sözde kaldı. Biz sadece hakkımızı istiyor ve verilen sözlerin tutulmasını bekliyoruz” dediler.
ALİ KARA, 1 YIL ÖNCE BULANCAK LİMANI PROJESİNE SAHİP ÇIKMIŞTI
Ali Kara, 1 yıl önce bu projeye sahip çıkmıştı. Bir yıl gibi geçen sürede halen Bulancak İskelesi’nin boyunun uzatılması bir yana, İskelenin adı bile hiçbir yerlerde geçmiyor. Bir tek Ali Kara’nın duyarlı olması yetmiyor. Ali Kara ile 1 yıl önce yaptığımız röportaj.
Giresun Esnaf ve Sanatkârları Odası Birliği (GESOB) Başkanı Ali Kara “5449 Sayılı Kalkınma Ajansları’nın kurulması ile ilgili kanunun Resmi Gazete’de yayınlanmasından sonra bu kurulun neden kurulduğunu irdelemek lazım. Bu kurul, Türkiye’nin idari sistemi içerisinde bölgesel özellikler dikkate alınarak bazı illere Bölge Müdürlükleri kurularak o iller gelişmiş, civarındaki iller ise birçok hizmetten mahrum kalmıştır. Bu çerçeveden Doğu Karadeniz’e baktığımızda Samsun ve Trabzon’a kurulmuş birçok Bölge Müdürlükleri, o illerin kalkınmasında en önemli faktör olmuştur. Civarındaki iller, yani Ordu ve Giresun ise üvey evlat muamelesi görmüşlerdir. 5449 Sayılı Kalkınma Ajansları’nın kurulması ile ilgili kanun ise işte bu eşitsizliğin giderilmesi adına kurulmuştur. Bu sayede iller arasında adil, eşit ve düzenli bir gelişim süreci yaşanması planlanmıştır. Ben de aynı çerçevede çalışan Doğa Karadeniz Kalkınma Ajansı Başkanlık Divanı Üyeliği’ne seçildim. Doğu Karadeniz’de birçok ilde toplantılar yaptık. Artvin, Giresun ve Gümüşhane’de toplantılarımız oldu. Önümüzdeki ay içinde Ordu’da da bir toplantı yapacağız. Bu toplantılar çerçevesinde illerin en öncelikli ihtiyaçlarını ve neler yapabileceğimizi planladık. Giresun ile ilgili en temel ihtiyaçlar ise şunlardır:
OR-Gİ Havaalanı olmazsa olmazımızdır
Giresun Limanı, Giresun’un gelecekteki hedefleri için yeterli değildir. Eğer Eğribel Tüneli yapılır da Giresun Anadolu’ya daha kolay bağlanırsa, Tirebolu – Torul Yolu yapılırsa bu yollardan yük nakliyatı yapmak için ağır yük gemilerinin yanaşabileceği büyük bir liman yapmanız gerekmektedir. Trabzon bugün Akçaabat’ta yolcu gemilerinin yanaşabileceği bir liman için çalışmalarını başlatmıştır. Bizim bu noktadaki önerimiz Giresun ve Ordu’ya aynı anda hizmet edebilecek ve ağır yük gemilerinin yanaşabileceği büyük bir liman yapılmasıdır. Bunun için en ideal yer kuşkusuz Bulancak’tır. Biz bunun tekliflerini hazırladık. Altyapısını da oluşturma sürecindeyiz. Biz bu projemizi Kalkınma Ajansı toplantısında görüşerek Devlet Planlama Teşkilatı’na sunulacak hale getireceğiz.
Demiryolu da Bulancak Limanı ve OR-Gİ Havaalanı ile entegre edileceğinden bu konuda mutlaka uygulanması gereken bir konudur.
Bulancak Limanı projesinde anlattığım Giresun’un tünellerle güneyinde kalan illere yani Doğu Anadolu Bölgesi’ne açılacak Eğribel Tüneli bağlanması da çok önemli bir konudur.
“BU 4 PROJE YA OLACAK, YA DA OLACAK”
Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya yatırımlar akarken, Doğu Karadeniz Bölgesi’ne çok büyük haksızlıklar yapılıyor. 100-150 bin nüfuslu illerde havaalanı varken, Giresun ve Ordu’nun nüfuslarına bakıyorsunuz 1 milyon 250 bini geçiyor. Bu sayı yazın daha da fazla. Aslında Doğu Karadeniz’de turizm çok hareketli. Buna rağmen bu bölgeye havaalanı yapılmaması düşündürücüdür. Liman olayı da öyle. Devletin Doğu Karadeniz’e yapacağı yatırımlar kısa bir süre içinde yapılan masrafları geri döndüreceği gibi, orta vadede de ülkeye ekonomik katkı sağlayacaktır.
Bu hizmetlerin gelmemesinin en önemli sebebi ise ortak hareket etme kültürümüzün yerleşmemiş olması. Giresun’daki kanaat önderleri, sivil toplum kuruluşları; “Bana dokunmayan bin yıl yaşasın” düşüncesi ile konuşmuyorlar. Sessizce bir kenarda oturuyorlar. Belli mevkilere gelmiş insanlar o koltukları işgal etmek için değil; o koltuğun hakkını vermek için göreve gelmelidir. Boşu boşuna o koltukları işgal etmek Giresun’a sadece zarar veriyor. Başka hiçbir işe yaramıyor. Sesinizi yükselttiğinizde koltuğunuzdan olacağınızı düşünüyorsanız siz o koltuğu hak etmiyorsunuz. Bunu göze alacaksınız ki memleketinize bir çivi çakılsın.
“BULANCAKLILAR KENDİ PROJESİNE SAHİP ÇIKMALI”
Giresun Valisi Dursun Ali Şahin, Giresun Belediye Başkanı Kerim Aksu ve Bulancak Belediye Başkanı Kadir Aydın’la GESOB olarak uyumlu bir çalışma içindeyiz ama bu yeterli değil. Giresun’daki tüm sivil toplum kuruluşları bu taşın altına elini sokmalı. Biz birbirimize destek olacağız ki devlet buraya yatırım yapsın. Ben Ali Kara olarak siyasi görüş ayırt etmeksizin tüm siyasi görüşlere aynı mesafedeyim. Yeter ki Giresun’a hizmet edilsin. Ben Giresun Partisi’nin mensubuyum diyorum. Ben Giresun’un menfaatleri konusunda siyasi fark kabul etmem.
Bakın Bulancak Limanı için Ordu, Trabzon, Rize ve Gümüşhane destek verirken Bulancak’tan ses çıkmaması üzücü ve çok düşündürücüdür. Aslında Bulancaklılar bu haberi duyduğunda ayağa kalkmalı ve projeye dört elle bu projeye sarılmalıdır. Bulancak’ın yerel medyası da fındık kabuğunu doldurmayan haberler peşinde koşacağına Bulancak’ın çehresini ve ekonomisini değiştirecek bu projeye sahip çıkmalıdır” şeklinde konuştu.
İSKELENİN ÖYKÜSÜ
Demokrat Parti Genel Başkanı Celal Bayar'ın, Giresun'un Bulancak ilçesine giderken kayığının alabora olması üzerine 1953 yılında yaptırdığı ve 272 metre uzunluğuyla döneminde Türkiye'nin en uzun iskelesi olma özelliğini taşıyan Bulancak İskelesi, devlet karayolunun sahil kenarına alınması ve Karadeniz sahil yolunun deniz doldurularak yapılması nedeniyle 125 metre kısalarak ''güdük'' kaldı.
Bulancak İskelesi'nin yapılmasına neden olayın tanığı Osman Yaşar, yaptığı açıklamada, Demokrat Parti Bulancak İlçe Teşkilatı'nın kurucuları arasında yer aldığını belirterek, 1946 yılı Şubat ayında teşkilatın açılışını yapmak üzere, Demokrat Parti Genel Başkanı Celal Bayar'ı ilçeye davet ettiklerini söyledi.
Vapurla yola çıkan ve 2 Şubat 1946 gecesi saat 02.00 civarında Bulancak açıklarına gelen Bayar ve beraberindeki heyeti almak üzerine kayıklarla vapura yaklaştıklarını ifade eden Yaşar, şunları anlattı:
''Celal Bayar ve Yönetim Kurulu üyesi İbrahim Çehreli'yi kayığımıza aldık. Sahile yaklaşık 100 metre kala kayığımız alabora oldu ve hep beraber denize döküldük. Bulancak'taki tahta iskelede mısır boşaltan Kahraman kaptanın motoru hemen yardımımıza geldi. Ben o tarihte genç olduğum ve iyi yüzme bildiğim için Genel Başkanımız Bayar ve Çehreli'yi su yüzeyinde tuttum. Yardıma gelen motordan atılan halatlara tutunarak, motora çıktık. Kahraman kaptan bizi kıyıya çıkarttı. Kahraman kaptan daha sonra motorla vapurda bulunan eşyaları bize getirdi. Parti binamızın lokalinde yanan sobalar karşısında hep beraber ısınarak çay içtik. Sohbet sırasında Celal Bayar'a, ilçede iskele olmadığı için vatandaşların, motorlarla getirilen mısırları almak için gece kıyıda kumlara yatarak dalgaların geçmesini beklediğini anlattım. Kendisinden iktidara gelindiğinde acil bir iskele yapılmasını istedik. Celal Bayar da, partinin iktidara gelmesi halinde iskelenin yapılacağını kesin olarak söz verdi. Osman Yaşar, Demokrat Parti'nin iktidara gelmesiyle, 1951 yılında dönemin Bayındırlık Bakanı olan Kemal Zeytinoğlu'nun ekibiyle Bulancak'a gelerek iskele yapımı için plan ve proje hazırlattığını söyledi.
İncelemenin ardından ihaleye çıkıldığını anlatan Yaşar, Bulancak İskelesi'nin, her biri 30 metreden 9 olmak üzere toplam 272 metre uzunluğunda inşa edildiğini kaydetti.
Yaşar, 7 Mayıs 1953 tarihinde hizmete açılan iskelenin, Türkiye'nin o dönemdeki en uzun iskelesi olma özelliğini taşıdığını söyledi.
HABER: Fatma Uğurlu