DEDİĞİM DEDİK
ÇALDIĞIM DÜDÜK
Kalbim derin bir hüzün içerisinde. Yeryüzüne sevgi, dayanışma, paylaşım ve adaletle yönetim anlayışını getiren Ömer Bin Abdülaziz varken, yeni iktidar seçkinleri, muaviyeci yönetim anlayışını sanırım güç mantığından dolayı benimsiyorlar. Bunun nedeni güçlü kimse haklı olur mantığı olsa gerek. Bir batman kahveyle yanlarına varılmıyor. Ancak “ zalimin zulmü varsa mazlumunda Allah’ ı var”.
Ey! iktidar seçkinleri;
Söylemde Şantiye, eylemde Rantiye niye?
Söylemde hak-hukuk, eylemde buyruk niye?
Söylemde Demokratlık, eylemde Timokratlık niye?
Söylemde İslami inanç, eylemde İslamcı inat niye?
Söylemde ortak dert, eylemde baskı ve şiddet niye?
Söylemde sosyal adalet, eylemde dilenci sosyalizmi, insanları kendinize bağımlı yapmak için olsa gerek.
Saflığın, umudun, dostluğun, dayanışmanın ve daha nice insani değerlerin yerini hırs, nefret, baskı, bencillik ve sivil despotluğun aldığını gördükçe Ebu zeri tanımış ve Ömer Bin Abdülaziz’i duymuş insanlar buna nasıl dayanıyor şaşırmamak elde değil.
Ey! Giresun’daki memur-senli arkadaşlar; içinizden bir tane Müsteşar, Genel müdür, Daire başkanı veya Ankara’ da bir şube müdürü atadı mı? İktidar vekilleri. Hakkâri dâhil Giresunlu bir tane il müdürü var mı? “ Sizi düğüne çağıran yok, siz yeni iktidar seçkinlerinin yanında tüfek asmaya yer arıyorsunuz”. Akıl var yakın var, bu durum olacak şey mi sizce?
Değerli Giresun’daki dostlarım; sizlere söylüyorum, yeni iktidar seçkinlerini şımarıklıklarıyla ve muaviyeci yapılarıyla kendi kendilerine bırakın. Çünkü zulme rıza zulümdür. Ezilenden, fakirden, işsizden, yatmak için yer bulamayan öğrenciden yani kısaca zulme uğrayanlardan yana olun. Bunu yapamazsanız hiç olmazsa Bağımsız-Bağlantısız kalın.
Kimseye küskünlük ve dargınlık düşünmem. Ölene kadar muaviyeci zihniyete direnip, Ömer Bin Abdülaziz yönetimini tanıtmak amacım olacak. Hiçbir makam ve mevki derdimiz yoktur.
Kısaca şunu söylüyorum ki; Sosyal Sorumluluk duygusuyla gelin mazlumları razı edin, dediğim dedik çaldığım düdük diyen yeni iktidar seçkinlerini değil.
Ali Zafer Topşir