"Büyük yolsuzluk adı altında 17 Aralık 2013 günü Türkiye gündeminde yaşanan gelişmelerin; milletimize, esnafımıza, sanayicimize ve dolayısıyla Ülke ekonomisine olumsuz etkiler bırakmasını öncelikle şiddetle kınıyoruz.

            Ülkemizin son günlerde gündeminde yer alan gelişmeler; Ülkemizin istikrarlı bir şekilde yönetilmekte olan ekonomik yapısına önemli ölçüde olumsuz etkiler bırakmıştır. Yaşanan olayları daha iyi tahlil edebilmek için geriye biraz bakmak gerekir ise son on yılda yakaladığımız ekonomik ve siyasi istikrar, Ülkemizin yükseliş çıtasını muasır medeniyetler seviyelerine çıkartma da önemli etkiler yaratmıştır. Bunların karşılığını; bölünmüş yollar, havaalanları, duble yollar, marmaray, sağlık reformları, enerji yatırımları, barajlar, milli savunma sanayiinin gelişimine yönelik bir çok projeler gibi saymakla bitmeyecek kadar hizmetlerde görmekteyiz.     Daha yakın tarihi değerlendirmek gerekirse, 2013'ün Mayıs'ında, bambaşka bir Türkiye göze çarpıyor. IMF'e son taksitini ödemiş, notu yatırım yapılabilen ülkeler seviyesine çıkmış, faiz Cumhuriyet tarihinin en dip seviyelerine gerilemiş, peş peşe nükleer santral ihalesi ve 3. havalimanının ihalesini yapmış bir Türkiye. Devletimiz hem gelir elde ediyor hem yatırım yapıyor. Kanal İstanbul'un artık her noktada hayata geçeceğine olan inanç pekişmiş, Türkiye'de başta KOBİ'ler olmak üzere artık herkes ekonomik bir hamleye psikolojik olarak da hazır haldeyken, bir takım olaylarla bu iklimin önü kesilmiş ve ekonominin dip yapmasına yoğun miktarda çaba sarf edilmiştir. Ne yazık ki, ülkemizin gelişmesine, büyümesine ve hatta çok önemli bir küresel aktör olarak üst seviyelere çıkma yarışına yönelik heyecanda, bir azalma yaratılmaya çalışılmış ve ondan sonra Türkiye, farklı konuları tartışmaya başlamıştır.

Yıl sonunda 1,93 TL. seviyelerinde öngörülen dolar kuru maalesef yaşanan ve yaşatılan olumsuz havadan dolayı, 2,10 seviyelerine ulaşmıştır. Buna mukabil ABD Merkez Bankası (FED)'in parasal genişlemeyi azaltma kararı, Borsanın değer kaybının 40 milyar Lirayı geçmesine sebep olmuştur. Meydana gelen bu durumlar, faiz artırımını da gündeme getirecektir ve hatta getirmiştir de. Ülkemiz, 2023 hedeflerine; sürdürülebilir bir istikrarlarla büyümeyi ve bunun paralelinde ihracat vizyonunu ortaya koymuş iken Uluslararası ticaretimizin de yaşanan son gelişmelerden zarar görmesi kaçınılmaz olacaktır. Türkiye'de, yabancı yatırımcıların en yoğun miktarda faaliyet gösterdiği bu istikrar döneminde, yabancıların yeni yatırımlarını durdurma, hatta var olanları askıya alma gerçeği ile karşı karşıya bulunmaktayız. Ez cümle, ortaya çıkan durum, Türkiye Ekonomisine zarar verecek ölçülerdedir. Ancak, milletimizin birliktelik gücü bunu aşmaya yetecektir. Büyük yolsuzluk adı altında demokrasiye getirilen mühendislik harekatının, ekonomik maliyetini 75 milyon Türk Milleti ödemektedir. Ülkemize ve Milletimize bu bedeli ödetmeye kimsenin hakkı yoktur.

Ülkemiz, yolsuzlukla mücadelede önemli başarılar elde etmiştir. Vatandaşlarımızın özellikle şeffaf yönetim anlayışına ve hukukun gereğinin yapıldığına olan inancı tamdır. Her bir vatandaşımızın hakkının bulunduğu devlet malının kutsal olduğuna ve Türk Devlet anlayışının gereği olarak devlet kurumlarında yolsuzluk ve rüşvete, Türk Milleti olarak müsamaha göstermeyeceğimizi hepimiz biliyoruz. Hukuk sistemimiz içersinde, verilen hükümlerin karar bölümünde "TÜRK MİLLETİ ADINA" ifadesinin kullanılmasının, milletin hakkının ve hukukunun korunmasının bir timsali olduğunun, Yüce Milletimiz bilincindedir. Ülkemizde yaşanan tüm olayların, kendi devlet düzenimiz ve geleneğimiz içersinde hükümet ve yargı tarafından gerektiği şekilde üzerine gidileceği tüm kesimlerce bilinmekte iken çeşitli dönemlerde ülkemiz yurt içinden ve yurt dışından siyasi müdahaleleri yaşamıştır. Bu müdahalelerden özellikle Türk özel sektörü olmak üzere milletimiz zarar görmüş, demokrasi ve insan hakları sekteye uğramıştır. Bu bağlamda, halkımızın hür iradesini kullanarak belirlediği siyasi iradeye ve siyasete dışarıdan yapılan müdahaleleri doğru bulmuyoruz.

Bugün yaşanan gelişmelerin Türk özel sektörüne yeni bedeller ödetilmemesinin gerektiğini düşünüyoruz.

Ülkemiz, son yıllarda % 5 civarlarında bir büyüme yakalayarak 2020'li yıllarda Dünya ekonomisinin en önemli aktörleri arasına girme hedefiyle çalışmaktadır. Ülkemizin, son yıllarda yaşanan istikrar ve buna mukabil ekonomide yaşanan olumlu gelişmelerle çeşitli kredi derecelendirme kuruluşları tarafından "yatırım yapılabilir" ülke notu seviyelerine yükseltilmiştir. Bu çalışmaların artarak devamı hepimizin dileği ve temennisidir.

Şu gözden kaçırılmamalıdır ki, 21. yüzyıl kim ne derse desin, TÜRK YÜZ YILI olacaktır. Yaşanan olayların bizleri demoralize etmemesini ve yaşanan geçici konjonktürün Milletimizi etkilememesini, Türkiye'nin istikrarını, gelişen ve büyüyen ekonomisini bozmaya kimsenin gücünün yetmeyeceğini söylüyoruz.

Ülkemizde yaşatılması bizce planlanan bu kaos havasının, öncelikle girişimci ruha ve ekonomiye olumsuz etkilerinin bulunduğunu ve bu etkinin de dolayısıyla hiç de bu durumları hak etmeyen Milletimize ödettirildiğini buradan bir kez daha ifade etmek istiyoruz.

Bu vesileyle, her alanda gelişmiş ülkelerle yarışır duruma gelen ülkemizin Devlet yapısına ve başarılarına yapılan bu müdahaleyi nerden gelirle gelsin tekraren kınıyoruz. Bu süreçte, Ülkemizin Başbakanı Sn. Recep Tayyip ERDOĞAN'a ve çalışma arkadaşlarına, Milletimizin itimadının tam olduğunun inancıyla, Türkiye'de yaşanan bu olayların yine milletimizin sağduyulu yaklaşımıyla aşılacağına inanmaktayız."

  GİRESUN

TİCARET BORSASI

Meclis Başkanı   Yönetim Kurulu Başkanı

                                           Harun AYDIN         Mustafa DEMİRCİ