Giresun'da Bir Robinson
Giresun'un Duroğlu Beldesi'nin Akçalı Köyü sınırları içinde, dere kenarında kendi dizayn ettiği ortamında Robinson misali yaşantısıyla dikkat çeken 52 yaşındaki Ergun Şahin, tam 12 yıldır modern hayattan kopuk yaşıyor.
Geçen 12 yıllık süre zarfında şehre sadece 10 defa inmiş olan Ergun Şahin, yıllar önce 4 dairesini ve iş yerini satıp, bu mekana yerleşmiş. Ve o gün bugündür dere kenarındaki evinin içi ve dışında elinin temas edebildiği herşeyi kendi dizayn edip yaşanılası bir mekan oluşturmuş.
Giresunlu Robinson, deyim yerindeyse, tam anlamıyla doğaya entegre bir hayat kurmuş kendisine. Kendi inşa ettiği ve içiyle dışıyla estetik bir vitrin gibi duran evinin içini, tabiattan temin ettiği kök ve odun motiflerle işlemiş. Diğer yandan evin dışını da çok geniş bir alanda ilmek ilmek şekillendirmiş. “Kök Ev” adını verdiği mekanda gözün alabildiği hemen her şey otantik dokusuyla dikkat çekiyor.
Yıllarca cansız kökleri toplayıp, bunlardan çeşit çeşit görsel hikayeler derleyen Ergun Şahin, elde ettiği canlı bitki köklerini ise, tabiatta gözünün değdiği bütün bir mekana yayarak baharın başlangıcını bayram alanına çevirmiş.
İçiyle dışıyla kendi inşa ettiği evde 4 sene elektriksiz, 11 sene de televizyonsuz yaşayan Ergun Şahin, doğal hayatla olan imrendirici alakası sebebiyle pek de yalnız kalamıyor. Ortamı şekillendirirken bu durumu da göz önüne almış ve yaşadığı hayatı paylaşırcasına, gelen ziyaretçilere ortamın tadını çıkarmaları için yardımcı oluyor, ikramlarda bulunuyor.
Ergun Şahin’in en dikkat çeken özelliği ise; 52 yaşında olmasına rağmen, çok genç gösteriyor oluşu… Devamlı ayakta, hareket halinde olan ve doğanın içine sakladığı hikayelerle birlikte vakit harcayan Şahin’in, doğayla olan işbirliği oldukça dikkat çekiyor. Kuşları, balıkları, böcekleri, su samurlarını, porsukları ve hatta tilki ve çakalları besleyen, daha doğrusu aşını paylaşan Şahin, doğaya karşı duyarsızlık ve hatta insafsızlık gösterenlere karşı da oldukça kırgın. Bunu, yakın zamanda yaşadığı bir örnekle de şöyle anlatıyor: “Alman turistler gelmiş ve dere kenarlarındaki suya yakın dallara yapışan bez ve sarkık parçaları kastederek, adak ve çaputa benzettiklerini söylemişlerdi. Ben de bozuntuya vermeden, o çöp ve atıkların, zannettikleri gibi dilek maksatlı asılmış bez parçaları olabileceği ihtimalini doğrulamış ve yalan söylemiştim.”