Murat YÜKSEL
Anadolu Gençlik Derneği
Giresun Şube Başkanı
Basın Açıklaması
BASIN AÇIKLAMASI İnna lillahi ve inne ileyhi raciun.
Cemaati
İslami Hareketinin Genel Sekreteri Abdülkadir Molla Bangladeş’in kukla
hükümeti tarafından idam edilmiştir. Bu idam Allah’a, Peygamberine ve
ahiret gününe inanan her Müslüman’ın nezdinde bir şehadettir. Biz,
Allah’a, Peygamberine ve Ahiret gününe inanan Müslümanlar olarak
öncelikle Abdülkadir Molla’Nı şehadetini tebrik ediyoruz. Yine biz
inanıyoruz ki Efendimiz (sas), Şehit Abdülkadir Molla’nın alnından
öpecektir. O’na ne mutlu ki, Şehit Abdülkadir Molla, şehit Yasir ailesi
ile, Bedir’in ve Uhud’un şehitleriyle birlikte olacaktır.
Bangladeş’in
Müslüman halkı elbette bizim kardeşimizdir. Ancak Müslüman
kardeşlerimizin yaşadığı Bangladeş’te Müslümanlara karşı terör estiren
ve insan müsveddelerinden oluşan kukla bir hükümet işbaşındadır.
Allah’ın laneti bu hükümetin mensuplarının üzerine olsun. Allahın laneti
bu kararı alan sözde yargı mensubu kasapların üzerine olsun. Allahın
laneti bu infazı gerçekleştiren insanlıktan nasibini almamış cellâtların
üzerine olsun. Allahın laneti bu elçilik binasında oturup bizim bu
tepkimizi Bangladeş’e iletmeyen korkaların üzerine olsun. Allah’ın
laneti bu idam karşısında sessiz kalanların üzerine olsun. Allah’ın
laneti bu hükümetin arkasında güçlere olsun. Allah’ın laneti Bangaldeş’i
karıştıran Hindistan’ın üzerine olsun. Allah’ın laneti yeryüzündeki tüm
zulümlerin arkasında yer alan ABD’nin, AB’nin ve İsrail’in üzerine
olsun.
Kukla Bangladeş Hükümetinin Cemaat-i İslami’nin
önderlerine ve Müslüman halka karşı uyguladığı insanlık dışı tutumu
şiddetle lanetliyoruz. Cemaat-i İslami’nin suçu Müslümanları
emperyalizme karşı birlik içerisinde olmaya davet etmektir. Bu suç bütün
Müslümanlar için bir onurdur. Emperyalizmin işbirlikçisi Avamiler,
Cemaat-i İslami’nin İslam Birliği için olan gayretlerini savaş suçu
olarak nitelendirmişlerdir. Öteden beri Hindistan’ın güdümünde olan bu
işbirlikçi Avami hareketi göstermelik yargı süreci ile Cemaat-i
İslami’nin Genel Sekreteri Abdülkadir Molla’yı idam ederek Bangledeş’ten
İslamı silip atacağını sanmaktadır. Bunun nasıl da boş bir hayal
olduğunu en kısa sürede anlayacaklardır. Ölümsüzleşen Şehit Abdülkadir
Molla’nın maneviyatı karşısında yerle bir olacaklar ve tepe taklak
gideceklerdir. Cehennemin dibine gideceklerdir.
Bangladeş
Hükümeti aynen İsrail’in Filistinli Müslümanlara uyguladığı zulmü kendi
halkına karşı uygulamaktadır. Bangladeş’in kukla Başbakanı Bayan Şeyh
Hasina Vecid, insan kasabı Ariel Şaron’u aratmamaktadır. İslam Dünyası
için Bangladeş Hükümetini ikinci bir İsrail’dir. Hasina Vecid de hak
ettiği üzere Bayan Şaron’dur. Emperyalizmin taşeronu Bangladeş
Hükümetini ve bu hükümetin iliştirilmiş Başbakanı Bayan Şaron’u en ağır
biçimde kınıyor ve lanetliyoruz. Elbette bu lanet en kısa sürede onları
bulacak ve kendi halklarının kanlarında boğulacaklardır.
Cemaat-i
İslami’nin Genel Sekreteri Abdülkadir Molla’nın idam kararının hukuki
değil siyasi olduğu aşikârdır. Taşeron Bangladeş Hükümeti bu idamı ne
kendi halkına ne de İslam Dünyasına izah edebilecek durumda değildir.
Bangladeş’te Müslümanlar sokaklardadır. Bu idam Dünyanın her yerinde
Müslümanlar tarafından protesto edilmektedir. Bayan Şaron kendi halkının
üzerine kolluk kuvvetlerini salarak tepkileri bastırmaya çalışmaktadır.
Olaylarda ölen ve yaralanan insanlarla ilgili basına sansür
uygulanmaktadır. Arakan’da Budist yönetimin Müslümanlara yaptığını
Bangladeş’te Bayan Şaron kendi halkına yapmaktadır.
İşbirlikçi
Bangladeş Hükümeti’nin ve Bayan Şaron’un insanlık dışı uygulamalarına
karşı insan onuruna ve duyarlılığına sahip her kuruluş tepki
göstermelidir. Bangladeş Hükümetine karşı en ağır yaptırımlar
uygulanmalıdır. Cemaat-i İslami’nin yöneticilerine karşı işletilen süreç
her hali ile temel insan hak ve özgürlüklerinin hiçe sayılmasıdır. Bu
durum bir insanlık suçudur ve Bangladeş Hükümetine karşı yaptırım
uygulamak insanlığın gereğidir.
Bangladeş’te bu infaz
gerçekleşirken Türkiye’nin etkisiz açıklamalar yapması kabul edilemez.
Sayın Başbakan’a ve Sayın Dışişleri Bakanı’na düşen bundan sonraki
süreçte Bangladeş Hükümetine karşı daha net ve sert adımlar atarak
ülkemizin ve halkımızın onurunu çiğnetmemelidirler. Bangladeş Elçisi
sabahı beklemeden pervaneli bir kargo uçağı ile derhal sınır dışı
edilmelidir. Her platformda Bangladeş Hükümetini yalnız bırakacak
adımlar atılmalıdır. Hiçbir zaman şiddet olaylarına karışmamış olan
Cemaat-i İslami’nin lider kadrosu tüm İslam Ülkelerinde Müslümanlar
tarafından yakından tanınmakta ve sevilmekte iken bu insanlara karşı
yürütülen kıyıma en sert tepkiler gösterilmelidir.
Bizler
Anadolu Gençlik Derneği mensupları olarak bu idamı, mahkeme sürecini ve
diğer tutuklamaları şiddetle protesto ediyoruz. Bayan Şaron’u ve
Hükümetini en ağır biçimde lanetliyoruz. Cemaat-i İslami’nin öncü
kadrosu ve mensupları serbest bırakılmadığı müddetçe Bangladeş
Hükümetini İkinci İsrail olarak nitelendirmeye devam edeceğiz. Bu
Hükümetin bu şartlarda ülkeyi seçimlere götürmesin de göstermelik bir
hamle olduğunu şimdiden tüm dünyaya ilan ediyoruz.
Öte yandan
biz inanıyoruz ki Cemaat-i İslami’nin hiçbir mensubu inançları uğruna
çıktıkları bu yolda geri adım atmayacaklardır. Çünkü onlar İslam Birliği
ve İslam’ı yaşamak uğruna şehit olmayı en şerefli mükâfat olarak
görmektedirler. Biz inanıyoruz ki Şehadet ölümsüzlüğe atılan ilk
adımdır. Şehitlerimize cennetin kapıları açılırken Bangladeş Hükümetinin
eli kanlı mensuplarında elbette cehennemin kapıları açılacaktır.
Diğer
taraftan Orta Afrika Cumhuriyetinde yaşanan bir işgal süreci var. Bu
ülkenin Müslümanlar tarafından yönetilmesini hazmedemeyen emperyalist
güçler önce çatışma ortamı tezgâhladılar ve akabinde de kendi
askerlerini bu ülke topraklarına soktular. Elbette emperyalistlerin
gayesi barışı tesis etmek değil, Orta Afrika Cumhuriyeti’nin yer altı
zenginliklerini ve insan gücünü sömürmektir. Bu ülkeye Fransa’nın
müdahalesini de şiddetle protesto ediyoruz.
Şimdi bütün bu
olayları gözden geçirdiğimizde tüm İslam Coğrafyasında bir yangın
olduğunu görüyoruz. Arakan, Bangladeş, Afganistan, Pakistan, Irak,
Suriye, Filistin, Mısır, Yemen, Lübnan, Suriye, Libya, Mali, Orta Afrika
Cumhuriyeti ..İşgaller, darbeler, tutuklamalar, yargısız infazlar,
çatışmalar, akan kan ve dökülen gözyaşı. Sivil toplum kuruluşlarının
protestoları, telinler, lanetler, kınamalar.. Netice değişmiyor.
Yapılması gereken bir an evvel birleşik bir savunma gücü olan İslam
Birliği’nin kurulmasıdır.
Anadolu Gençlik Derneği mensupları
olarak biz her platformda İslam Birliği çağrımızı yinelemeye devam
edeceğiz. Bu uğurda yaptığımız mücahededen vazgeçmeyeceğiz. Zafer
inananlarındır ve zafer yakındır.
Murat YÜKSEL Anadolu Gençlik Derneği Giresun Şube Başkanı