REKTÖR OLMAYAN KALMASIN!
Olmaz böyle bir şey! Bundan 1 ay önce Sayın Bocutoğlu’ nun alınma ihtimalinin konuşulduğunu yazmıştım.
Önce Saadet partisi kayyuma teslim oldu. Sonra Cumhuriyet Halk Partisi kayyuma teslim olacak gibi. Bu gidişle üniversitede 90 öğretim üyesinin 88’ inin karşı olduğu kişiyi, onlara nazire yaparcasına, onların oylarını hiçe sayarak, üniversite tarihinde bir ilki gerçekleştirip, onların başına rektör vekili olarak atayan zihniyet, bu gidişle 2 Ekim tarihinde yazdığım gibi Giresun Üniversitesini de herhalde kayyuma teslim edecek.
Aklım almıyor! Başta Tirebolu iletişim fakültesinin ihalesi olmak üzere önemli işleri olan üniversiteye siz hayatında hiçbir idari görevi olmamış kişiyi, o kişiye ve Giresun’ a acımadan rektör vekili olarak gönderiyorsunuz. Hem de asil rektör gönderme imkânı varken.
Ey yetkililer! Sizde hiç mi sağduyu yok. Hiç mi Giresun’ a acımıyorsunuz. Sözünüzden çıkmayarak, rektör olmazsa belki ikinci sıradan Milletvekili adayı olabilir diye o kişiyi kantlarınızın altına alıp, üniversiteye niçin siyaset bulaştırıyorsunuz.
Şimdi daha iyi anlıyorum Osmanlının batış nedenlerini. 30 yıl önce oturduğum üniversite sıraları hiç değişmemiş. Üniversitedeki öğretim üyelerinin odaları resmi dairelerdeki şube müdürlerinin odalarından bile kötü durumda. Söylerken içim kan ağlıyor ama bir farabi, ibni sina, ibni Haldun yok. İşte bunun nedeni Muaviye zihniyetidir. İktidarda bir gün kalabilmek için yüce peygamberimizin çocuklarına bile düşmanlık yapıp, Müslüman Ülkelerdeki yönetimi içinden çıkılmaz bir hale sokmuştur bu zihniyet. Onların baskısından yılan bazı âlimler mistisizm e sarılmıştır. Ömer Bin Abdülaziz gibi canı pahasına halkını düşünen idareciler ise sevgi, dayanışma, paylaşım ve adaletin öncüleri olmuşlardır. Anacak Muaviye zihniyetinin aç gözlü takipçileri bu evrensel anlayıştan insanları ve insanlığı mahrum bırakmışlardır. Fakat yılmak yok dostlarım. Kısaca biz şunu öğrenmişiz; HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR.