Aydındere Haber Giresun Haber Karadeniz Haber

Video Galeri
Foto Galeri
Web Mobil
hilaltas
Bu haber 7761 kez okundu. | Kategori : Siyaset
Haberin Tarihi :   07 Haziran 2011 - 16:06

Özkan: ''OR-Gi'nin Temeli 28 Yıl Geçse de Atılamaz''

Büyüt
Küçült
Özkan: OR-Ginin Temeli 28 Yıl Geçse de
MHP Giresun Milletvekili Murat Özkan; ''Nurettin Canikli, bir sözünü yerine getirmiş olsun, ben bugün siyaseti bırakırım '' dedi.

Özkan: ''OR-Gi'nin Temeli 28 Yıl Geçse de Atılamaz''

MHP Giresun Milletvekili Murat Özkan; ''Nurettin Canikli, bir sözünü yerine getirmiş olsun, ben bugün siyaseti bırakırım '' dedi.

MHP Giresun Milletvekili Murat Özkan; “DPT Müsteşarlığı’nın onayından sonra 13 Ocak 2011 tarihli Resmi Gazete’deki yayınında; 'Projenin fizibilite etütleri, çevre havaalanlarının (Samsun ve Trabzon) trafiğine olabilecek etkileri, talep yetersizliği ve yapım maliyeti boyutlarıyla tekrar gözden geçirilerek revize edilecek ve etüt sonuçlarının Ulaştırma Bakanlığı tarafından uygun bulunması halinde proje başlanabilecektir' dip notu ile yer almış bulunmaktadır. Bu da demek oluyor ki, OR-Gi’nin temeli 28 günde değil, 28 yıl geçse de atılamaz. 2014 yılında uçacağımızı söylüyorlar. Keşke havaalanını yapsalar da biz de Giresun’a daha kolay ulaşsak. Havaalanı yapılsaydı Giresun adına büyük mutluluk duyar ve AKP milletvekillerini ayakta alkışlardım. Ama bu bir aldatmaca ve kandırmacadır” dedi.

Özkan; “2007 yılında AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, OR-Gİ Havaalanı ve Eğribel Tüneli’ni yapacağız sözü verdi. Adam bu sözlerini yapmak istemez mi? Tabiki yapmak ister. Ama gücü yetmedi. Kendisi Grup Başkanvekili olduğu halde, hiçbir sözünü yerine getiremedi. Bir sözünü yerine getirmiş olsun, ben bugün siyaseti bırakırım. Şimdi de; ‘Giresun’a 28 günde 28 proje’ diyor. Adana ilinin ne suçu var peki? Adana’nın plakası 01 diye sadece 1 proje mi yapılacak? Ya da Düzce’nin plakası 81 diye 81 proje mi yapılacak? Bu çerçeveden bakarak siyaset mi yapılır? Buradan Sayın Nurettin Canikli’ye çağrıda bulunuyorum. Yüreği yetiyorsa karşıma çıksın da Giresun’un sorunlarını tartışalım. Ama uzun süredir karşıma çıkmaya cesaret edemiyor. Bu kadar güçlü oy alan bir partinin ve çok sayıda milletvekili olmasına rağmen iş yapamamasına şu örneği veriyorum. 10 çocuklu bir ailenin çocuğuna vermiş olduğu değerle, 2 çocuklu bir ailenin çocuklarına vermiş olduğu değer arasındaki fark gibi bir fark var” şeklinde konuştu.

“Giresun’da sadece fabrika kapatarak, Giresun’u işsizliğe mahkûm eden, sürekli özelleştirme yaparak milletvekilliği yapılmaz” diyen Özkan; “Giresun Dereli’deki, AKP milletvekili adayı Mehmet Geldi neden köyünden kovulsun? Bundan üzüntü duydum. Böyle olmasını tabiki onlar da istemez. Bu arkadaşlarımızın elinde imkânlar vardı da yapmadı mı? Zavallı adam. İmkânları yok. Bu adamlar ne yapsın. Mehmet Geldi sadece İl Başkanı’ydı. İl başkanlığı memur olmak gibi bir şey. Eskiden anlı şanlı il başkanları vardı. Tuttuğunu koparan. SEKA fabrikasını kuran il başkanları vardı. Sunta fabrikalarını organize eden partililer vardı. Ama bugünküler yapamıyor. Mehmet Geldi benim çocukluk arkadaşımdır ve komşumdur. O da bir şeyler yapmak ister. Ama adamın gücü yok. Nurettin Bey de bir şeyler yapmak ister. Maalesef Onun da gücü yok” ifadelerini kullandı.

 “Şu anda çok zayıf bir Parlamento yapısı var. Halkımız bunları görmeli. Takım tutar gibi parti tutulmamalı. Biz iktidar olsak bile güçlü bir muhalefet mutlaka olmalı. Bir alternatif mutlaka olmalı. Alternatifsizlik adeta Türkiye’nin önünü tıkıyor. Sayısal üstünlüğe bakılmamalıdır” diyen Özkan şunları kaydetti: “Sayısal üstünlük her şey gibi görülür. Bu üstünlükle iş başına gelen seçilmiş siyasi yönetimler tek parti hegemonyasını oluşturmuştur. Nitekim faşist iktidarlar böyle kurulmuştur. Daha sonra diktatör olmuşlardır. Giresun’da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gelecek diye MHP’nin bayraklarını kaldırdılar. Hiçbir yetkisi olmamasına rağmen. Biz bir çatışma ortamı olmasın diye Vali Bey’in ricası üzerine kabul ettik. Tayyip Bey kızıyor diye billboardlarımızı kapatmak istediler. Böyle bir demokrasi anlayışı olmaz. Muhalefete ve rakiplerime tahammül edemiyorsam bunu kendi demokrasi anlayışımla bağdaştıramam. Demokratsam, karşıtım mutlaka olacaktır. Farklı şeyler söyleyenler mutlaka olmalı ki; ben onlardan, onlar da benden bir şeyler almalı. AKP’li arkadaşlar farklı görüşleri kabul etmemektedirler. Farklı görüş mutlaka olacaktır. Bu sadece sivil diktatörlüktür ve yanlıştır. Bu yoldan mutlaka dönmeleri gerekir. Bu onların da hayrınadır. Bu iş bir tahterevalli gibidir. Millet bu gücü senden alır başkasına verir.

İdeolojisi olmayan bir parti olarak AKP, daha ne kadar ayakta durabilir ki? Partinin etrafına baktığımızda büyük bir menfaat grubu var. Menfaat holding gibi gözüküyor. Holding küçüldükçe işçilerde işi bırakacaktır. Türkiye’de ki tecrübelerde onu gösteriyor. Yükselirken birlikte olanlar, düşerken yanında olmayacaktır. Yükselirken kimseyi tanımazsan, düşerken de kimse size ‘Vah! Vah!’ demeyecektir. Hatta düşerken daha fazla itekleyecektir. Ama ben böyle bir şey olmasını istemem. Olumlu ve olumsuz tarafları da vardır. Hiçbir iktidar tamamen yüzde yüz yanlış değildir.

Özelleştirmelerden vazgeçilmesi gerekmektedir. Devletin sürekli kâr eden kurumları yok pahasına satılmakta ve bu paralar bazı üst düzey devlet memurlarının makam odalarının lüks hale getirilmesi ve altlarına son model makam arabası alımı gibi harcamalar yapılarak israf edilmektedir. Şu anda Cumhurbaşkanı 30 milyon dolara kendisine yat yaptırmaktadır. 30 milyon dolara Giresun’da en son teknolojilerle donatılmış 3 tane hastane yapılır.

Yeni yapılan hastanemizin de planlaması  çok yanlış. Sahilde olmamalıydı. Her zaman sel felaketine maruz kalma ihtimali var. Nem oranı yüksek ve hastalarımız rahatsız oluyor. Eski yeri buradan çok iyiydi. En azından havadardı. Bilimden ve teknolojiden uzak bir kafa yapısı ile ancak böyle projeler yapılabilir. Ben buna zübük politikası diyorum. Kimse üzerine alınmasın ama maalesef ülkemizde zübük politikası mevcut. O zübükler zaten kendini bilir. O politikacılara lütfen bu huyunuzdan vazgeçin diyorum. Türkiye’ye bir faydanız olmadığı gibi ayrıca zarar da veriyorsunuz. Bu politikacılar sebebi ile günlük cari açığımız 100 milyon dolar civarında. Buna dur dememiz gerekiyor. Çünkü sattığımız maldan daha fazlasını alıyoruz ve paramız hızla eriyor. Aynen zarar eden bir şirket gibi.

Sayın Başbakan Merkez Bankası’ndaki dolar rezervinin arttığını söylüyor. 25 milyar dolardan 97 milyar dolara çıktını iddia ediyor. Bu para Merkez Bankası’nın kasasında değildir. Türkiye’nin borçlarına karşılık yabancı  bankalarda ipotekli olan paralardır. Borcumuz arttıkça bu rezervi arttırmamız zaten bizim mecburiyetimizdir. Borçlarımızı ödeyemez duruma geldiğimiz bir gerçek olduğuna göre de bu ipotekli para da yakında elimizden gidecektir. Amerika ve İngiltere’nin Merkez Bankalarında rezerv para var mıdır? Neden olsun ki? Ancak borcu olan ülkelerin böyle bir mecburiyeti vardır.

Artık herkes doğruları söylesin. Halkı kandırmaya çalışmasın. Halkımız da siyasetçileri iyi analiz etsin. Ülkesine hizmet edecek kadroları seçerken titizlik göstermeli. Çünkü ülkemiz bundan dolayı zarara uğruyor. 4 yılda 1 kez gelen bu fırsatı iyi değerlendirmemiz lazım. Son pişmanlık fayda vermiyor. Halkımızdan ricamız MHP’yi bir sefer olsun tek başına iktidar yapması. Eğer beğenmezse 4 yıl sonra parlamentoya zaten giremeyiz. Ama AKP’ye 2 sefer şans verdi ve yaptıkları fiyasko diyebileceğimiz siyasi ve ekonomik politikaların cezasını hep beraber çekiyoruz. Seçkin AKP sınıfı hariç hiçbir vatandaşımızın AKP politikalarından memnun olduğunu tahmin etmiyorum. Buna dur demek için son fırsat 12 Haziran’dır. Eğer bunu demeyerek AKP’yi 3. sefer tek başına iktidara getirirsek işte bahsedilen ‘Siyasi Diktatörlük’ dediğimiz kavramı birebir yaşamaya başlayacağız.

Bir nine torununa mama hazırlarken harcadığı  tüpün parasını, 4X4 jeep ile gezen bir kişinin ödediği paradan 2 kat fazla para ödüyorsa burada bir haksızlık ve vicdansızlık vardır. En azından aynı olmalı diye düşünüyorum. Fındığa baktığımızda 2011 yılı itibari ile fındığa doğrudan destek bitiyor. AKP’nin tarım politikası zaten yok. Dün söylediğini bugün inkâr eden politikalarla ülkemizin ilerlemesini bekleyemeyiz. Ama halkımız AKP’ye tekrar destek olursa da demokrasiye inanmış bir milletvekili ve milletvekili adayı olarak saygı göstermek durumundayım.

Giresun’un milletvekili sayısı  AKP Hükümeti döneminde 5’den 4’e düşmüştür. Sebebi ise işsizlikten çaresiz kalmış hemşerilerimizin sürekli başka şehirlere göç etmesidir. Bu şehirde fabrikalar birer birer kapanmakta, vatandaşlar fakirliğe ve sadaka kültürüne mahkûm etmektedir. SEKA fabrikası  bunun en acı örneklerinden biridir. Diğer kapanan fabrikalara ve kurumlara baktığımızda da yüreğimiz sızlıyor. Giresunlu hemşerim göç etmesin de ne yapsın? Giresun’a baktığımızda fabrikalar kapanırken, alışveriş merkezleri ve süper marketler peş peşe açılmakta ve Giresun tüketim şehrine dönüştürülmektedir. Süper marketlerin açılması ile de zarar eden küçük esnafımız dükkânlarını kapatmaz zorunda kalmıştır.” 

Haber: Fatma Uğurlu

www.kerasushaber.net



Sayfayı Yazdır
Print Friendly / PDF
Sosyal Paylaşım
Google
Etiketler :
İsim Soyisim :
E-Mail :
UYARI : Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Uyarı
Güvenlik kodu :
DİĞER HABERLER
Bulancak Ajans
Son Yorumlar
Deftere Yaz
Ziyaretçi Defteri
Düşünce ve Önerilerinizi bizimle paylaşın.
1. LİG PUAN DURUMU
Foother
SOSYAL MEDYA
Facebook Twitter RSS Sitemap
"Aydındere Haber Giresun Haber Karadeniz Haber | https://aydindere.com/"   Tum Hakları Saklıdır. © 2023 - 2024
Her hakkı saklıdır. Aydindere.com kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz. Haberlere yazılan yorumlardan kullanıcılar, köşe yazılarından ise yazarları sorumludur. Copyright © 2009 Sosyal Medya Uzmanı Gazeteler sanalbasin.com üyesidir