Şebinkarahisar yolu üzerindeki Sökün Köyüne ait boş arazi içinde bulunan meşhur dört minareli caminin neden oraya ve dört minareli yapıldığını, caminin banilerinden Selahattin Yiğit Şebingündem Haber'e anlattı.
Suşehri, Şebinkarahisar yolu üzerinde boş arazi içindeki dört minareli Camiyi görenler neden boş araziye ve dört minareli yapıldığını merak eder, sebebini öğrenmeye çalışırlardı. Şebingündem Haber Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Şenel Odacı, Suşehri Sökün Köyüne yapılan caminin banilerinden Selahattin Yiğit'i İstanbul Esenlerde İnşaat Malzemeleri satışı yaptığı ofisinde ziyaret ederek, meşhur Cami'nin yapılış hikayesini sordu.
1964 yılında İstanbul'a gelen Selahattin Yiğit, İnşaat Malzemesi satışının yanı sıra, halen İstanbul'un çeşitli yerlerinde yapsat şeklinde konut inşaatları ve müteahhitlik yapıyor. Geçmişte okul, yurt, fabrika inşaatları yapan, yardım sever kişiliği ile çevresinde sevilen Selahattin Bey, bu güne kadar beş cami yapılmasına vesile olduğunu, altıncısını Sökün Köyüne iki arkadaşı, Adil Yılmaz ve Adil Tepe ile üç arkadaş birlikte yaptırdıklarını söylüyor.
Selahattin Yiğit,(Selahattin Kalfa) Sökün Köyündeki merak edilen dört minareli caminin yapılış hikayesini ise şöyle anlatıyor. "Suşehri Sökün Köyüne, Adil Yılmaz ve Adil Tepe arkadaşlarımla birlikte cami yapılmasına karar verdik. Köyümüzün camisi bayağı eskiydi, yeni cami yapılması için yeri de müsait olmadığından, arkadaşlarımla birlikte köyümüzün şimdiki yerine caminin yapılmasına karar verdik. Yoldan geçerken caminin boş arazideymiş gibi görünen yer, köyümüzün dört mahallenin ortası. Ana yola yakın olacağından yolcularında faydalanacağını düşündük ve oraya yapılmasına karar verdik.
Neden dört minare yaptınız diye sorarsanız, caminin dört minareli yapılması tamamen ustamızın yanlışından ortaya çıktı. İlk önce iki minareli olacaktı, minarelerin temelini attık. Ustalara Osmanlı stilinde minare yapılacağını söyleyerek tarifini de yaptım. İşim icabı İstanbul'a döndüm. Daha sonra tekrar köye gittiğimde birde ne göreyim kiliseyi andıran bir şey ortaya çıkarmış. Bu konuda benim tecrübem var, bundan öncede beş cami yaptırdım az çok işten anlıyoruz böyle bir şey başımıza gelmemişti. Ustaya bu böyle olmaz dedim. Yapılan minareleri yıksak oda olmaz. Ne yapalım diye düşünürken, minare sayısını üçe çıkarsak oda olmaz dedik ve işi dört minareye çevirerek camiyi bugünkü haline getirerek tamamladık.
Yapılan caminin bu kadar konuşulacağını tahmin edemezdik. Demek ki her şerde bir hayır varmış. Cami iki minareli olsa kimse konuşmazdı. Dört minareli oldu, şimdi herkes Sökün Köyünden ve camimizden bahsediyor." diyerek sözlerini tamamladı.
Hüseyin Şenel Odacı
www.sebingundem.com