10 Kasım ATATÜRK'Ü Anma Günü Mesajları
Rahmet ve Minnetle Anıyoruz.
Belediye Başkanı Av. Kadir AYDIN, Cumhuriyetin kurucusu, istiklal mücadelesinin önderi Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN vefatının 73’üncü yıldönümü münasebetiyle, bir mesaj yayınladı. Başkan mesajında;
“Cumhuriyetimizin kurucusu, istiklal mücadelemizin önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 73’üncü yıldönümünde rahmetle ve şükranla anıyorum. Atatürk’ün temel felsefesi, bu ülkeyi muasırlaştırmak, milletimizin sahip olduğu imkânları güçlendirmek, Türkiye’yi birlik ve beraberlik içinde çağdaş medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmaktır. Hepimizin en temel görevi, onun bu ideallerini, en ileri bir demokrasi bilinciyle hayata geçirmektir.
Atatürk’ün Ülke topraklarının işgal edilmeye çalışıldığı, milletin bağımsızlığına kast edildiği bir dönemde, Samsun'dan başlattığı mücadele takdire şayandır. Atatürk, bütün imkânsızlıklara rağmen, ordumuzun gücünü, milletimizin bağımsızlık konusundaki vazgeçilmez kararlılığı ile birleştirmeyi başarmış, büyük bir komutan olarak tarihe geçmiştir. Atatürk, bir ülkenin onurunu, haysiyetini koruyarak nasıl bağımsız kalacağını, nasıl çağdaş bir Cumhuriyet haline getirilebileceğini tarihe kaydettirerek, bağımsızlık mücadelesi veren diğer milletlere de yol gösterici olmuştur.
Cumhuriyetimizin ilk yıllarını yokluk içinde geçiren bir ecdadın evlatları olan bizler, bugün dünyanın sayılı devletlerinden biri olan Türkiye`de yaşamanın sevinç ve gururunu yaşamaktayız. Gazi Mustafa Kemal’in bıraktığı eserin büyüklüğü milletimize gurur vermektedir. Cumhuriyetimizin başarıları, geleceğimize güvenle bakmamızı sağlamaktadır.
Bu duygu ve düşüncelerle, vefatının 73’üncü yılında Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’Ü bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyorum” dedi.
AK Parti Giresun İl Başkanı Av. Sabri ÖZTÜRK' ün 10 Kasım Mesajı
TÜRKİYE Cumhuriyetinin büyük kurucusu ulu önder ATATÜRK’ü ölümünün 73’nci yıldönümünde bir kez daha rahmet ve minnetle anıyoruz. İnanıyoruz ki ATATÜRK’ün bizlere gösterdiği hedeflere ulaşabilmek için 10 Kasımları onun ışığından yararlanacağımız günler haline getirmeliyiz. Ulu Önder’in bize bıraktığı mirası tüm unsurlarıyla daha da ileri götürmek için inancımızı ve kararlılığımızı bugünde vurgulamak isterim. ATATÜRK’e ve onun ilkelerine olan sarsılmaz bağlılığımız modern bir TÜRKİYE’nin inşası için hep rehberimiz olacaktır.
Ulus olarak Atatürk’ün değerli mirasını geleceğe taşıyabilmek için, uğrunda büyük hedefler ödenen yurdumuza ve bağımsızlığımıza her koşulda sahip çıkmalı, laik ve demokratik Cumhuriyetimizi yaşatmanın, insani ve ahlaki değerlerimize de sahip çıkarak, her türlü yozlaşmaya, gericiliğe karşı durmanın hepimizin sorumluluğu olduğunu unutmamalıyız.
O'nun en büyük eseri, kendisinin de ifade ettiği gibi, temellerini attığı çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'dir. Demokrasi, bağımsızlık ve laiklik temelinde kurulan Cumhuriyetimizi yaşatmak ve layık olduğu muasır medeniyetler seviyesine yükseltmek ise her Türk vatandaşının öncelikli görevidir. Ayrıca bugün hükümetimizin gayesi “Devlet Politikası” olarak ortaya koyduğu komşularımızla problemsiz, iyi komşuluk ilişkileri ve yurt içinde bütün vatandaşlarımızın birlik, beraberlik içerisinde yaşamalarını temin etmek dolayısıyla Ulu Önder ATATÜRK’ün “ Yurtta Barış, Cihanda Barış” ilkesine uygun politikalar geliştirmektir. Ne mutlu ki 73. vefat yıldönümünde O'nu minnetle anarken, işaret ettiği barış ve muasır medeniyetleri aşma hedefine doğru hızlı adımlarla ilerlemenin haklı gururunu da yaşıyoruz.
Bugün büyük bir öz güvenle bir kez daha diyoruz ki; 'büyük eserim' dediği, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti, O'nun işaret ettiği yolda ilelebet yaşayacaktır. Bu emanetine bugün de aynı yüksek ruh ve şuurla sahip çıkarak cumhuriyetimizi daha da yükseklere taşıma azim ve kararlılığındayız. O'nun gösterdiği muasır medeniyetleri aşma hedefine doğru, milletimizin her bir ferdine en ileri hayat standartlarını sağlamak için büyük bir seferberlik içindeyiz.
Dağılmış bir imparatorluktan sonra; yorulmuş ve tükenmiş bir milletten yeni bir devlet çıkarmayı başaran ve Cumhuriyeti kurarak aziz milletine armağan eden büyük insan Mustafa Kemal Atatürk’ü aramızdan ayrılışının 73. yılında şükranla, saygıyla anıyoruz.
TİRDEF YÖNETİM KURULU ''Özlemle anıyoruz''
*** Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü ölümünün 73.yılında hasretle anıyoruz. Bu vesile ile onunla omuz omuza savaşma şerefine ulaşan Topal Osman Ağa ve Tirebolulu Hüsevin Avni Alpaslan'ın da aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyoruz.
Bugün Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 73. ölüm yıldönümü… Onu her zamankinden çok özlüyor, aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyoruz.
Çünkü Atatürk, sadece Türkiye için değil, dünya içinde erken kaybedilmiş bir liderdir.
Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nda verdiği mücadeleyle, tüm ezilen ülkelere örnek olmuş, onların özgürlük yolunda girdikleri mücadeleye rehberlik etmiştir.
O sadece savaşların büyük komutanı değil, dünya barışın da koruyucusu ve savunucusudur. Nitekim dünya barışının önemine vurgu yapmak için söylediği; “Yurtta barış, dünyada barış” vecizesi, sadece ülkemiz tarafından değil, tüm dünya tarafından örnek alınmış ilkedir.
Onun sadece Türkiye için değil, dünya için de büyük bir lider ve dahi olduğunu sadece bizler değil, onunla mücadele edenler bile kabul etmiştir. İngiltere Başbakanı David Llyod George’nin şu sözleri bunun en canlı kanıtıdır; “ Yüzyıllar nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki o büyük dahi çağımızda Türk Milleti’ne nasip olmuştur”
Bugün dünyayı yöneten güç ABD’nin Başkanlığını yapan Franklin Roosevert en büyük üzüntüsünü 1938 yılında şu sözlerle açıklamıştır, İngiltere Başbakanı’nın ne denli haklı olduğu ortaya çıkmıştır; “Beyaz Saray’daki görevimi tamamlayınca ilk yapmak istediğim şey, zamanımızın bu en dikkate değer şahsiyetini ülkesinde ziyaret etmekti. Kader buna izin vermedi. Bu çapta insanlar dünyaya sık gelmezler.”
Böyle büyük bir liderdi Atatürk. Onun büyüklüğü savaş meydanlarında kazandığı başarıyı devrimlerle taçlandırması ve Türkiye’nin yeniden inşasıydı. Türkiye’nin yüzünü batıya döndüren, kültür, sanattan, spor ve siyasete kadar, batıyla yarışacak bir ülke kurmayı hedefleyen Büyük Önder, bugün kurduğu TBMM’de yaşanacakları önceden görmüş gibi şu sözleri söylemişti; “Bir zamanlar gelir, beni unutmak veya unutturmak isteyen gayretler belirebilir. Fikirlerimi inkâr edenler ve beni yerenler çıkabilir. Hatta bunlar, benim yakın bildiğim ve inandıklarım arasından bile olabilir. Fakat ektiğimiz tohumlar o kadar özlü ve kuvvetlidirler ki bu fikirler, Hint'ten, Mısır'dan döner dolaşır gene gelir, verimli neticeleri kalpleri doldurur.”
O Türk Milleti’ne işte böyle güveniyordu. Bu büyük ulusun bir ferdi olmaktan duyduğu şerefi her fırsatta haykırmaktan çekinmiyordu. Ölümüne bile hazırlamıştı bu büyük milleti… Şöyle diyordu; “Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kâfidir.”
Seni anlıyoruz Ata’m. Özlemle anıyoruz. İlkelerine bağlılıktan ayrılmayacağımızı bir kez daha vurgulayarak, senin şu sözlerle tanımladın Mustafa Kemal’leri yaşatmaya and içiyoruz;
“İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal… İkinci Mustafa Kemal, onu “ben” kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!”
