Kişilerin duygusal zekâlarını etkin olarak kullanabilmeleri için, duygularını beden dili ve ses özelliklerini kullanarak iletebilmeleri, diğer bir deyişle etkin bir iletişim süreci gerçekleştirmeleri gerekmektedir. Duygusal zekâsını ve iletişim yeteneklerini işlevsel kullanan kişiler, karşılıklı interaktif bir iletişim sürecine girmektedirler. Duygusal zekâ ve iletişim becerilerini kullanabilme yeteneği kişisel, toplumsal ilişkiler ve çalışma hayatında başarıyı yakalayabilme açısından oldukça önem arz etmektedir.
Duygusal zekâ, bireylerin iş ve sosyal hayatlarında kurdukları iletişimde önemli bir başarı faktörü olarak öne çıkmaktadır. Yüksek duygusal zekâya sahip kişilerin, empati kurma becerilerinin gelişmiş olması sayesinde karşılıklı anlayışı artırarak güven temelli ilişkiler kurmaktadırlar. Ayrıca bu durum, iş ortamlarında ekip içi uyumu güçlendirmekte ve sosyal hayatta ilişkilerin kalitesini yükseltmektedir.
Giresun Üniversitesi Giresun Meslek Yüksekokulu’ndan Öğr. Gör. Murat Bulut’un “Etkin Bir İletişim Sürecinde Duygusal Zekânın Rolü ve Önemi” başlıklı çalışmasında, duygusal zekânın etkin iletişim üzerindeki etkisi ele alınmaktadır. Bu çalışma kapsamında, duygusal zekânın, bireylerin duygularını beden dili, ses tonu ve yüz ifadeleriyle ifade etme yeteneği ile doğrudan ilişkili olduğu belirtilmektedir. Ayrıca, bu yeteneklerin bireylerarası çatışmaları çözmede ve ortak hedeflere ulaşmada kritik bir rol oynadığı vurgulanmaktadır.
Ekev Akademi Dergisi’nde yayımlanan araştırmaya göre, duygusal zekâ yalnızca kişilerarası iletişimde değil, bireylerin içsel iletişim süreçlerinde de önemli bir rol oynamaktadır. Literatür taraması ile yapılan çalışmada, bireylerin duygusal zekâlarının, iç dünyalarındaki duyguları anlama ve bu duyguları dış dünyaya yansıtma becerilerini geliştirdiği ifade edilmektedir. Bu süreçte, empati, rasyonel anlamlandırma, zengin bir sözlük kullanımı ve olumlu farkındalık gibi unsurların etkili bir iletişim için vazgeçilmez olduğu belirtilmektedir.
Uzmanlar, bireylerin duygusal zekâlarını geliştirmeleri için çeşitli alanlarda kendilerini eğitmelerini önermektedir. Özellikle empati eğitimi, stres yönetimi, etkili iletişim teknikleri ve problem çözme becerileri gibi konuların bireysel gelişim açısından önemine dikkat çekilmektedir. Bu becerilerin, bireylerin hem sosyal hem de profesyonel hayatlarında daha etkin bir iletişim performansı sergilemelerine olanak sağladığı belirtilmektedir.
Sonuç olarak, duygusal zekâ, bireylerin iletişim kalitesini ve başarı oranlarını artıran önemli bir unsurdur. Bu doğrultuda, bireylerin hem kendi duygularını hem de karşılarındaki insanların duygularını anlamaları ve bu doğrultuda uygun iletişim tekniklerini kullanmaları önerilmektedir. Böylece, iş birliği, anlayış ve güven temelli ilişkilerin güçlenmesi sağlanmaktadır. Araştırmada duygusal zekânın bireysel ve toplumsal iletişim süreçlerinde başarı ve tatmini artırdığı vurgulanmaktadır. Bu bağlamda, bireylerin duygusal farkındalıklarını güçlendirmeleri ve empati temelli bir iletişim yaklaşımı benimsemeleri, hayatın her alanında daha sağlıklı ve etkili ilişkiler kurmalarını desteklemektedir. (Bilimin Kamusal İletişimi (bil-ki) TÜBİTAK 1001, proje no: 123K063)
Muhabir: Ecem Kaldırım