12 MART İSTİKLAL MARŞININ KABULÜ
Milletleri millet yapan en önemli değerler, birlik, beraberlik, dil, inanç, vatan, namus, şeref, bayrak, ideal, tarih gibi insani rükûnlardır. Büyük devlet ve millet olmanın göstergelerinden biri de tarihindeki olayların büyüklüğü kadar, insanlarının çalışkanlığı, fedakârlığı kadar, onları hayırla yâd etmek de önemli bir büyüklüktür.
Tarih, sadece mazi değil, aynı zamanda yaşadığımız süreçtir. Dolayısıyla ortak hafızalarımızı tazeleyerek, ibret ve örnekler alarak geleceğimizi en ideal şekilde oluşturma gayretinde olmalıyız.Millet olarak her yönden kendimizi ilerletme yolunda azmettiğimiz milli birlik ve kardeşliğimizi pekiştirmeye çabaladığımız bu süreçte İstiklâl Marşı ve Mehmet Âkif’i anmak ve anlamak önemli bir imkân olarak görülmelidir.
Devlet olma yolunda ilerlediğimiz günlerde, milli marş ihtiyacı ortaya çıktığında, başta Mustafa Kemal olmak üzere devletin ileri gelenleri bunu ancak Akif’in yazabileceğine inanmışlardı. Çünkü o, kalemiyle yazmaktan ziyade, gönlüyle, kalbiyle yazan bir şairdir. Şair olmanın çok çok ötesinde bir mütefekkir, bir münevver, bir gönül insanıdır.
12 Mart 1921 tarihinde TBMM’de oy çokluğuyla, büyük coşku ve alkışlar içinde defalarca okunarak kabul edilen İstiklâl Marşı, tarihten silinmek istenen bir milletin hangi değerlere sarılarak Kurtuluş Savaşı’nı kazandığının belgesidir. Aynı zamanda bu değerlerle bugünün ve yarının nasıl yaşanması gerektiğinin mesaj ve ilkeleriyle doludur. Kurtuluş Savaşı’nı ve o günkü ıstırapları bize iyi anlatan, halkın yüreğini dirilten, inanç ve azim veren tarihi bir belge niteliğindedir.
Bu marş sadece edebi bir metin değildir. Bütün milletlerin marşlarının yanında müstesna bir eserdir. Çok az konuyu ittifaka yakın ekseriyetle kabul eden 1. Meclis için İstiklâl Marşı hem bir anlam, hem bir ruh, hem de halen devam eden bir tarihin yazılmasıydı. Ölüm-kalım çizgisindeki mücadelede, umutla umutsuzluk arasındaki milletimize, ümit, cesaret ve şuur kazandıran bir haykırış ifadesidir, adeta bir dua gibidir. Sorunların çözümüne ışık tutar. İstiklâl Marşı, zulme, adaletsizliğe, sömürgeciliğe adeta bir meydan okumadır. Cumhuriyeti kuran iradenin mahiyetinin anlaşılmasında da bu marş çok önemli bir imkândır.
Milletimizin daima ihtiyacı olan milli birlik ve kardeşlik için de, bazı yazarlarımızın da belirttiği gibi, ortak bir ideali ifade eden bir mutabakat belgesidir. Bizi biz yapan değerleri şiirsel bir bütünlük içinde yansıtarak, vatan, hürriyet ve istiklâlin olmazsa olmazlarımız olduğuna işaret eder.
Her an dudaklarımızdan dökülen İstiklal Marşı esasen bir milletin serencamı, bir ülkenin topyekun felsefesidir. Akif’in tüm şiirleri ve fikirleri bizi biz eden, bize ışık tutan, bizim yolumuzu aydınlatan birer meşaledir.”Mehmet Akif’in ortaya koyduğu Asım ideali, modeli hepimize mesaj verir. Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ifadesiyle: “ Asım, gücün, zulmün, zorbalığın karşısında asla boyun eğmeyendir. O, hakikati eğip bükmeyendir. O, şartlar ne olursa olsun, hakkı tutup kaldırandır. Kavgadan değil barıştan, çatışmadan değil kardeşlikten, bencillikten yana değil adalet ile üretip adalet ile paylaşmaktan yana taraf olandır.
Mehmet Akif’in idealindeki Asım’ın işi gönüller kırmak, öfkeyi beslemek, kin gütmek değil, kırık gönülleri kazanmaktır, yaraları sarmaktır. İstiklal marşımızın kabulünün 91. yıldönümü, milli birlik ve kardeşliğimizi kuvvetlendirmeye, ülkemizi ilerletme ve aydınlatma yolunda daha çok mesafe kat edilmesine, milletimizin tüm dünya insanlarına örnek ve ülkemizin lider ülke olarak 2023’e en iyi şekilde hazırlanmasına vesile olmasını temenni ediyoruz. Allah bu millete bir daha İstiklal marşı yazdırmasın diyen Mehmet Akif’i ve İstiklâl Marşı’nı daha iyi anlamak, anlatmak ve yaşatmak dileğiyle saygılar sunuyoruz.
Av. Sabri ÖZTÜRK