Ülkemizde yaşayan insanların % 80-90 lara varan büyük bir çoğunluğu işsizlik- açlık
yokluk ve yoksulluk içinde kıvranmakta,
İzlenen ekonomik politika ülkemizi hergün çıkmaza götürmekte, Çiftçi; ürettiği ürünlerin bedelini alamamakta ve her geçen gün yaşam sandartlarıkötüye gitmekte,
Emekli-memur, dul ve yetimler açlık sınırı içerisinde yaşam mücadelesi vermekte, Gençlerimiz her anlamda umudunu yitirmiş, karamsarlık içerisinde, uyuştururcu kulla-nanların ve istenmeyen davranışlara itilenlerin sayısı hızla artmakta,
İşçilerimiz her geçen gün işlerini kaybetmekte, haklarını aramak için direnen ve yasal haklarını kullananlara zor kullanılmakta, Sağlık sorunu çıkmaz içerisinde, parası olmayanlar ölüme terk edilmekte, Eğitim karmaşa içerisinde, yoksul aile çocuklarının eğitim hakları uygulanan politikalarla ellerinden alınmakta, Cumhuriyeti korumak ve kollamakla görevli olan Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ve insanlarımızın can güvenliğini sağlamakla görevli olan güvenlik güçlerimiz baskı altında, taraflı yapılmaya çalışılmakta, Yargı baskı altında- bağımsız olmaktan çıkartılmak için bütün siyasi güç kullanılmakta, Ülkemizde Çağdaş-Demokrat-Laik Cumhuriyeti savunan, Ülkemizin tam bağımsız olması gerektiği ilkesini benimseyen aydınlar-askerler-bürokratlar-yazarlar-ilim ve bilim insanları tek tek susturulmakta ve göz altına alınmaktadır. Yer altı ve yer üstü zenginliklerimiz yabancılara peşkeş çekilmekte, 1918 öncesi oynanan oyunlar Doğu ve Güney Doğu’ da oynanmakta, insanlarımız inançları ve bölgesel olarak ayrıştırılmakta, Ülkemizde faliyet gösteren bankaların % 55’ i yabancı sermaye ye teslim edilmiş durumda, Yolsuzluk tarihte olmadığı kadar hat safhada, Kayırmacılık ve ötekileştirme yine görülmemiş boyutta. Kısaca; Ülkemiz her anlamda kötüye hatta dönüşü olmayacak bir çıkmazın içerisine itilmektedir. Bu durumdan ülkeyi yönetenler çok mutlu görünmekte, muhalefet ise kısır döngü içerisinde, sadece kimin ayranının daha beyaz olduğu kavgasını yapmaktadırlar. Biz ülkesini, işgalci, emperyalist güçlerin elinden tüm halkıyla kadını-erkeği-lazı-kürdü-çerkezi-alevisi- sunisiyle, kuş tüfeği, balta ve sopasıyla kurtarmış ve denize dökmüş milletiz. M. Kemal Atatürk 57 yaşında bu ülkesi için yaşamını yitirdi. Ulu Önderimize , silah arkadaşlarına ve 15-17 yaşlarında Ülkenin ulusal kurtuluşu için ölenlere karşı sorumluluğumuzu unutamayız. Ülkemiz bugün 1918 yıllarına geri dönüyorsa , biz ulusal Kurtuluş Savaşını neden yaptık.Yüzbinlerce şehidi neden verdik. Bu ülkenin gençleri-kadınları-aydınları bizler hepimiz, bize emanet edilen ve üzerinde insanca , birlikte onurluca yaşadığımız ülkemizin bölünmemesi için, insanca birlikte yaşamamız için bu karanlık gidişe dur demek zorundayız. Bu cennet topraklar üzerinde birlikte insanca- kardeşce yaşamak için mücadele etmek zorundayız. Biz Anadolu halkıyız. Bizim üzerimizde hiçbir güç yok olamaz. El ele, omuz omuza kendi iktidarımızı kurmak zorundayız.ATAY GÜNGÖR
Genel Başkan Yardımcısı