“Demokrasiye ve ulus egemenliğine bağlılığını, önderi Kemal ATATÜRK ile birlikte, düşman işgali altındaki topraklarda, önce yerel ve ulusal kongreleri toplayarak, ardından da Büyük Millet Meclisi’ni oluşturarak dünyaya kanıtlayan Ulusumuz, 92 yıl sonra bugünlerde, egemenliğini yeniden yaşama geçirme çaba ve kavgasının içindedir.
Ulus egemenliği, parmak ve sandalye sayısına indirgenmiştir. Özünden soyutlanmış bu biçimsel egemenlik dahi, parti içi demokrasinin gittikçe yok olduğu günümüzde, aranır olmuştur.
Genel seçimlerin, ulus egemenliğine ve demokrasiye ulaşmak için gerekli enstrümanlardan biri olduğu ama tek başına yeterli olmadığı göz ardı edilerek, genel seçimler ile demokrasi eşanlamlı olarak kullanılır hale gelmiştir.
Bu anlayışın bir sonucu olarak da ülkemiz, ulusa ait egemenliğin, sadece belirli aralıklarla gerçekleşen genel ve yerel seçimler ile kullanabildiği, çağdaş ve çoğulcu demokrasi anlayış ve kavramı ile bağdaşmayan garip bir duruma sokulmuştur.
Ülke, baskı rejimi ile idare edilmeye çalışılmakta; özgürlüklerin önü kapatılmaktadır.
Yaşanan bu “korku imparatorluğu” sürecini, yine, “Ulusun azim ve kararı” değiştirecektir.
Bu duygu ve düşüncelerle; 92 yıl önce 23 Nisan 1920’de düşman işgali altında Ulus Egemenliğini yaşama geçiren ve yaşatan Kemal ATATÜRK ve devrim arkadaşlarının özlediği bir Türkiye’nin vücut bulması ve dünya üzerinde çocuklara armağan edilen tek Çocuk Bayramının sahibi olan bu ülkenin çocuklarının daha iyi yaşam koşullarında ve bayram sevinci ile büyümesi dileği, umudu ve azmiyle Ulusumuzun Ulusal Egemenlik Bayramını ve Çocuklarımızın Çocuk Bayramını en içten dileklerimizle kutlarız.”