ANADOLU GENÇLİK DERNEĞİ GİRESUN ŞUBESİ
AHİLİK HAFTASI BASIN AÇIKLAMASI
Kadim değerlerimizin bizzat iktidarlar eli ile hayatın içinden çekilip çıkarıldığı bir sürecin sonunda pazarın ve esnafın yerini AVM’lerin aldığı, komşuya hayat hakkının tanınmadığı, kazanmak için her türlü yolun meşru görüldüğü, acımasız ve haksız bir rekabetin her geçen gün daha şiddetlenerek arttığı bir zaman dilimine geldik. Piyasada alın teri ve emek hor görülmekte ve kaynağı ne olursa olsun servet kutsanmaktadır. Konfor ve haz düşkünü haline getirilmiş insan teki de kazanmak için aldatmaktan, sömürmekten, haksızlık yapmaktan imtina etmemektedir.
Kardeşlik, paylaşmak ve merhamet revaçta olan iktisat anlayışında bir karşılık bulamamaktadır. Dürüstlük, güven, emanet bilinci ve yardımlaşmanın yerini modern zamanların tefecileri olan bankalar almıştır. Yetinme ve kanaat duygusu neredeyse ortadan kalkmış, çılgınca bir üretim ve tüketim yarışı herkesi kuşatmıştır. Ticari ilişkiler büyük sermaye sahiplerinin küçük sermaye sahiplerini yutarak büyüdüğü vahşi bir savaşa dönüşmüştür. Küçük bir azınlık temel ihtiyaçlar anlamında binlerce yıl tüketemeyeceği bir servete sahip olurken azımsanamayacak bir kesim ise bırakın işini büyütmeyi sadece ve sadece eve ekmek götürebilmek için banka kredisi peşindedir.
Konforda sınır tanımayan, her zaman için bir üst modelin peşinde olan, tüketmek için tüketmeyi kendini iyi hissetme aracı olarak gören bir neslin oluşması ticari hayatı daha da girift bir hale getirmiştir. Kısa sürede daha çok ekonomik kazanç adı altında yeryüzü yağmalanmakta, hayvanların ve bitkilerin genetiği ile oynanmakta, insan sağlığının hiçe sayılmaktadır. Temel gıda maddelerinden tohuma kadar insan sağlığına direkt etki eden birçok ürün haksız rekabet ortamında daha da çok kazanabilmek için ifsat edilmiştir. Hem insani ilişkilerde hem de insanın doğayla olan ilişkilerinde tahribat ve ifsat vardır.
Ticari hayatta dayanışma ve yardımlaşma rafa kalkmış; aldatıcı reklâmlar, ahlaki değerlerden uzak tüketime yönelik propagandalar ve içi boş imaj taşıyan vitrinler helalinden kazanan esnafın çehresinin yerini almıştır. Varlıklı olmak insan varlığından daha çok önem arz etmektedir. Kendisi için istediğini kardeşi için de istemeyi, kendisi için istemediğini kardeşi için de istememeyi emreden ahlak ekonomik faaliyetlerin dışına itilmiştir. Böyle bir ortamda gerçekleşen ekonomik büyümenin toplumda huzur ve güven ortamı yerine çözülme ve kaos oluşturduğu da aklı selim herkes tarafından görülmektedir.