Irkçı emperyalizmin taşeronluğuna
soyunarak Mısır’da halk iradesine karşı darbe yapan sözde Mısır
Ordusu Mısır halkına karşı çok daha şiddetli saldırılara
başlamıştır.
Başta Adeviye meydanı olmak üzere ülke genelinde askeri darbeye karşı barışçıl bir şekilde direnerek tepki gösteren Mısır halkına polis ve asker tarafından gerçek mermilerle saldırılmaktadır. Dün itibari ile Rabiatü’l-Adeviyye meydanında 200 ün üzerinde kardeşimiz şehit edilmiştir. Beş bin civarında yaralı vardır. Meydandaki sahra hastanesi yetersiz kalmıştır. Adeviye Camii şehitlerle ve yaralılarla dolmuştur. Gönüllü doktorlar yardım çağrısı yapmaktadırlar, ancak asker ve polis yaralıların bulunduğu bölgeye tıbbı malzeme girişine izin vermemektedir. Bu durum bir insanlık suçudur, kabul edilemez bir uygulamadır.
Mısır halkının iş başına getirdiği seçilmiş meşru yönetimi halk iradesine karşı çevirdikleri namlularla iktidardan uzaklaştırmaya çalışan darbeciler, halkın seçtiği idarecilere sahip çıkması karşısında şaşırmışlar ve bu sefer namluyu bizzat halka çevirmişlerdir. Sözde Mısır ordusu tüm dünyanın gözleri önünde kendi halkına karşı bir katliama girişmiştir. Halkına kurşun sıkmaktan çekinmeyen bir zihniyetin Mısır’a hizmet etmesi, Mısır’ı yönetmesi ya da Mısır’ı temsil etmesi söz konusu değildir. Kendi halkına kurşun sıkan Mısır Ordusunun bir terör örgütünden farkı yoktur. Bu terör örgütünün başındaki General Sisi artık sadece bir darbeci değil aynı zamanda eli kanlı bir canidir.
Genç, ihtiyar, kadın, çocuk ayırt etmeksizin asker ve polise halka karşı gerçek mermi kullanma emrini veren darbeciler Mısır’ın ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi’ye de casusluk suçlaması gerekçesiyle hapis cezası vermişlerdir. Bu cezanın meşru hiçbir dayanağı yoktur. Elbette Müslüman Mısır’ın Cumhurbaşkanı Müslüman Filistin halkının seçilmiş temsilcisi olan Hamas ile iyi ilişkiler gerçekleştirecektir. Asıl bu ilişkiyi suç sayanların kimin hesabına çalıştıkları ve casusluk yaptıkları ortadadır.
Mısır’da yaşanılan bu süreç Büyük Ortadoğu Projesi’nin işletilmeye çalışılmasıdır. General Sisi ve beraberindeki darbe yönetimi işgalci İsrail’in çıkarlarını gözeterek hareket etmektedirler. Sözde Mısır Ordusu ırkçı emperyalizmin ve Siyonizmin taşeronluğunu yapmaktadır. İşine geldiğinde demokrasi havarisi kesilen Batı bu darbeyi alenen desteklemektedir. Barışçıl gösteri yaparak beyan ettikleri iradenin ardında duran Mısır halkına karşı uygulanan şiddet Batılı demokrasileri hiç de rahatsız etmemektedir. Başta ABD olmak üzere Batılı ülkelerin tutumu kronik bir ikiyüzlülüğe ve çifte standarda bizleri tekrardan şahit yapmıştır.
Mübarek Ramazan ayı içerisindeyiz. Hasbi yüreklerde kardeşliğin ve merhametin daha da çok hissedildiği bir zaman dilimindeyiz. Tuttuğumuz oruç bize elimizdekini paylaşmayı ve yaraları sarmayı emrederken Müslüman bir ülkede sözde o ülkenin mensuplarından oluşan bir zihniyetin yeni yaralar açması, kan dökmesi ve halkına zulmetmesi kabul edilemez. Seçilmiş bir cumhurbaşkanını zorla alıkoyan ve kendi halkını öldürmekten çekinmeyen bu Firavun zihniyetini esefle kınıyoruz. Mısır Ordusunda yer alan şerefli askerleri istifa etmeye davet ediyoruz. Tüm dünyayı Mısır’da olup bitenlere karşı duyarlı olmaya çağıyoruz. Darbeci yönetimin uluslararası tüm kurum ve kuruluşlar tarafından gayri meşru ilan edilmesini istiyoruz. Darbecilere destek olan birtakım Körfez ülkelerini bu ihanetten vazgeçmeleri noktasında uyarıyoruz.
Mısır’da başta Adeviyye Meydanı’nda olmak üzere mücahede eden tüm kardeşlerimize yanlarında olduğumuzu bir kez daha beyan ediyoruz. Suriye’de, Irak’ta, Afganistan’da, Pakistan’da, Bangladeş’te, Arakan’da, Doğu Türkistan’da, Sudan’da, Somali’de, Libya’da, Tunus’ta ve Mısır’da yaşanan sıkıntılar bir kez daha göstermiştir ki Müslümanlar ancak birlikte hareket ederek kurtuluşa erebilirler. Biz Anadolu Gençlik Derneği Mensupları olarak zulmün her türlüsüne karşı mücahede etmeye ve İslam Birliği idealimiz için koşturmaya devam edeceğiz. Allah’ın selamı haksızlıklara karşı direnen tüm kardeşlerimizin üzerine olsun.
ANADOLU GENÇLİK DERNEĞİ GİRESUN ŞUBESİ