ÖDÜL ALMAK…
THE Marmara otelinin kapısından içeri girdiğimde heyecanım son noktadaydı.
Birazdan En İyi Haber Fotoğrafı Ödülünü alacaktım. Sakin olmalıydım.
Aslında bu duyguyu daha önce de yaşamış, çeşitli ödüller almıştım ama yine de elimde değildi, heyecanımı engelleyemiyordum.
Üstelik bir de konuşma yapacaktım.
Bu tür konuşmaları pek beceremem.
Normalde de çok konuşan biri değilimdir.
Kendimi yazarak ifade etmeye gayret gösteriyorum.
Bir başka deyişle, konuşamadığım için yazıyorum…
Neyse…
Bizi hemen girişte karşılayan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin yetkililerinin samimi ve sıcak ilgisi karşısında biraz da olsa kendime geldim.
Tören öncesi verilen kokteyl salonunda, bu şehre her geldiğimde yalnız bırakmayan değerli dostlarımın var olduğunu görünce heyecanımın yerini mutluluk ve öz güven aldı.
Verilen kokteylin ardından yerlerimize geçtik.
Tören öncesi Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç, ifade özgürlüğünün bir sorun olduğundan bahseden konuşma yaptı.
Ve ödül töreni…
Hayatımın en unutulmaz anlarından birini daha yaşıyordum…
Bu meslek emekçilerinin hayatında bir kere tatması gereken duyguyu ben ulusal düzeyde 4. defa yaşıyordum.
Ödüle layık görülmek onurlandırıyor, mutluluk veriyor, daha azimli çalışmam için teşvik ediyor.
Çok değerli gazeteci büyüklerimin huzurunda ödülümü, TGC Yönetim Kurulu üyesi Recep Yaşar’ın elinden aldım.
Çektiğim haber fotoğrafımın beğenilmesi, ustalar tarafından takdir edilerek ödüllendirilmesi, benim için anlatılmaz bir keyif.
Ödülümü alırken, tüm bu yaşadıklarımın “çevreme bakış açımın farklı olması” sayesinde olduğunu düşünüyorum…
Öyle fotoğraflar çekersiniz ki, çektiğiniz bir kareyi ifade etmek için sayfalarca yazı yazmanız gerekir.Oysa biz sayfalar dolusu yazı yazarak anlatmamız gereken sorunu, bir fotoğraf karesiyle ifade etmiştik.
Dahası, çektiğim fotoğrafla öğrencilerin haftalardır yaşadığı,köylülerin günlerce sözlerle anlatmaya çalıştığı, yol çilesi bir fotoğraf karesiyle bir günde çözülmüştü.İşte fotoğrafın gücü buydu.Aslında bizim ödülümüz de bu oldu…
İsmim anons edilip ödüle doğru yürürken, daha önce hiç olmadığı kadar mutlu,cesaretli ve öz güven içerisindeydim.
Çünkü daha önceki ödül törenlerimde yanız ve tek başıma kürsüye çıkarken bu sefer beni alkışlayanlar arasında Giresun Dernekler Federasyonu,Giresun Dernekler Birliği başkanları,üyeleri, değerli dostlarım vardı.
Ve onların salonu dolduran yüzlerce davetlilerin arasında alkışlarını fark edebiliyordum…
Bir kere daha anladım ki mesele ödülü almak değil, ödülü aldığında mutluluğunu paylaşacağın kişilerin olması…
Bu ödül töreninde şahsımı yanız bırakmayan, Göreleli hemşerimiz Seyfullah Çiçek, Sadi Kaya, Şeref Sinir,Şaban Kutlu, İbrahim Balcıoğlu,Giresun Dernekler Birliği Başkanı Halil Kütük, Giresun Dernekler Federasyonu Başkanı Sıtkı Ada’ya, dernek yönetim kurulu üyelerine teşekkür ederim.
Ayrıca, telefonlarla tebrik eden, gazetelerinde, internet sitelerinde yer veren dostlarımıza da şükranlarımı sunarım….
Bu arada ödül törenine katılamasalar da gönlüyle yanımda olduklarını,mutluluğumu paylaştıklarını bildiğim değerli Görele Dernekler Birliği Başkanı Birol Kardaş’ı,İBB Zabıta Daire Başkanı Mustafa Tahmaz’ı,İBB Hukuk Müşaviri Yaşar Parlak’ı da unutmuş değilim elbet…