Bilindiği üzere 12 Eylül 2010 Tarihinde Anayasa’nın bazı maddelerinin değiştirilmesi ile ilgili referandum yapılacaktır.
Soru 1
Yeni Bir Anayasa’ya veya kısmen de olsa ; Anayasa’da değişiklik yapmaya ihtiyaç var mıdır ?
Cevap 1
Türkiye’nin yeni bir Anayasa’ya, bu mümkün olmazsa bazı temel konularda kısmen de olsa Anayasa’da değişiklik yapmaya her şeyden çok daha fazla ihtiyaç vardır.
1982 Anayasası, 12 Eylül 1980 tarihinde gerçekleştirilen askeri darbeden sonra yapılmış antidemokratik bir anayasadır.
Son 28 yılda 16 kez, 85 maddesi ile başlangıç kımında değişiklik yapılmış olan 82 Anayasası, iç tutarlılığını kaybetmiş, toplumumuzun ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelmiştir.
Aslında, Cumhuriyet’in temel niteliklerini ve Devletimizin vazgeçilmezlerini ifade eden birkaç madde dışında, tepeden tırnağa yeni çağdaş ve sivil bir Anayasa’nın hazırlanması ülkemizin ihtiyacı ve bizim de temel arzumuzdur. Bügüne kadar bu yönde atılan adımların statükocu güçler ve statükocu muhalefet tarafından nasıl engellendiği kamuoyunun malumudur.
Halkın katılımı ve demokratik yöntemlerle hazırlanacak ve kabul edilecek bir Anayasa esasen halkımızın da özlemidir.
Şu anda gündemde olan 26 maddelik değişiklik, 1982 Anayasası üzerinde şimdiye kadar yapılan en önemli ve köklü değişikliktir.
2011 yazında yapılacak milletvekilliği genel seçimlerinden sonra, halkımızdan Anayasa’nın tümünü değiştirecek yetkiyi almamız halinde, halkımıza, bütünüyle iç tutarlılığı olan, bireyi devlet karşısında daha özgür ve güçlü kılacakl yeni bir Anayasa sunmayı hedefliyoruz.
Ancak, bugün için adeta zaruri hale gelen bazı temel konularla ilgili bir Anayasa değşikliğini gerçekleştiriyoruz.
Geciken ve geciktikce de ülkemize pek çok şey kaybettiren Anayasa değişikliğini milli iradenin sahibi olan halkımıza arz ediyoruz.
Bu değişiklikle ;
1- Temel Hak ve Hürriyetlerin, insan haklarının Anayasal seviyesini genişletme, güçlendirme ve çeşitlendirmeyi,
2- Demokratik Standartları yükseltmeyi,
3- Hukuk devletini ve yargı bağımsızlığını güçlendirmeyi,
4- Siyasal alanı yeniden tabii sınırlarına kavuşturarak etkinleştirmeyi amaçlıyoruz.
Soru 2
Anayasa değişiklik teklifi konusunda AK PARTİ’nin diğer partilerle uzlaşmadığı, uzlaşmak istemediği iddia edilmektedir.
Bu doğru mudur ?
Cevap 2
Hayır, doğru değildir.
AK PARTİ iktidara geldiğinden beri, Anayasa değişikliği ile ilgili olarak 8 paket TBMM’den geçirilmiştir. Yapılan bu kısmi değişikliklerden sonra 22 Temmuz 2007 seçimlerinde halkımızın büyük teveccühü ile tekrar iktidara gelen AK PARTİ, Anayasa’nın bir bütün olarak değiştirilmesi için harekete geçmiştir.
Bir bilim heyeti tarafından hazırlanan teklif taslağı, kamuoyunda tartışılmaya başlanmış, ancak başta CHP olmak üzere muhalefet partileri sadece tartışmaya zemin olması için hazırlatılan taslağı konuşmaya ve görüşmeye yanaşmamıştır. Daha da ötesi, dönemin ana muhalefet lideri Sayın Deniz BAYKAL, meclisin Anayasa yapamayacağını, bunun için kurucu meclis iradesi olması gerektiğini söylemiştir.
Tartışmalar devam ederken dönemin CHP lideri Sayın Baykal, bu sefer AK PARTİ’nin Anayasa’yı değiştiremeyeceğini, buna ehliyetinin olmadığını ifade etmiştir. Sayın Baykal’ın sözleri medya arşivlerinde durduğu gibi, insanımızın hafıza kayıtlarında da mevcuttur.
2008 yılı Eylül ayında dönemin Meclis Başkanı, TBMM’de bulunan tüm siyasi parti gruplarına yazı yazmış ve her grubun vereceği 2 üye ile demokratik ve sivil yeni bir Anayasa hazırlamak amacıyla bir uzlaşma komisyonu kurulacağını ifade etmiştir. Ancak CHP buna da kesinlikle yanaşmamış, partilerin milletvekili sayısına bakılmaksızın eşit oranda katılımı sağlayan bu komisyona da kesinlikle üye vermeyeceğini ve hiçbir şekilde AK PARTİ ile birlikte bir Anayasa değişikliği çalışmasında beraber olmayacağını beyan etmiştir.
Şu anda referanduma sunulmuş olan Anayasa Değişiklik teklifi henüz taslakken % 1 ve üzerinde oy alan tüm siyasi partilere sunularak diyalog ve istişare çağrısı yapılmıştır.
Tüm bu iyi niyet ve uzlaşma çabalarına, MHP yetkililerinin cevabı “ bizi bu konuda ziyarete gelirlerse, çaylarını içerler, giderler” şeklinde olmuş; öte yandan CHP’li yöneticiler ise kendilerine sunulan dosyanın kapağını bile açmayacaklarını söylemişlerdir.
Olumsuz açıklamalara ve diyaloğa yanaşmayan tutumlara rağmen, partiler ziyaret edilerek taslak kendilerine anlatılmıştır.
CHP, tamamen karşı duruş sergilerken, MHP ise ancak bir sonraki seçimde oluşacak 24. Dönem Meclisi’nde bu konuların ele alınması gerektiğinde ısrarcı olmuştur.
Sayın Baykal, Anayasa değişiklik teklifinde AK PARTİ’nin kararlılığını görünce, bu sefer manevralara başlamış, üç maddenin taslaktan ayrılması teklifinde bulunmuştur.
Partilerin kapatılması ile ilgili dava açılması, Anayasa Mahkemesi ile HSYK’nın kuruluş ve işleyişini esas alan üç maddenin müstakil olarak Referandum’a götürülmesi hususunda dönemin CHP lideri Sayın Baykal, henüz Meclis’te görüşülmemişken, Sayın Cumhurbaşkanı’ndan kendi görüşü istikametinde taahüt talebinde bulunmuştur. Sayın Başbakan , samimi olunması halinde 3 maddenin ayrılması hususunun Meclis zemininde görüşülebileceğini söylemiş, bu sefer, CHP üç maddeyi, 11 maddeyi içeren 3 konu olarak değiştirmiştir.
Başta CHP olmak üzere muhalefet, hiçbir zaman Anayasa değişklik teklifinin özü ve içeriği ile ilgili samimi yaklaşımlar sergilememiş; “uzlaşma” diye gündeme getirilen hususlar ise yapılmak istenen değişikliğin savsaklanması, ertelenmesi veya sulandırılması girişimi olarak algılanmıştır.
Meclis’teki 4. Siyasi parti grubu BDP ise mevcutla yetinmeyen bir görüntü altında, “istemezükçü Cephe”ye katılmıştır.
Milletin vekillerinin bir kısmı ile uzlaşma şansı kalmamışsa, yetkinin esas saqhibi olan bmilletin kendisinin iradesine başvurmak zorunlu hale gelmiş olur. Demokrasilerde önemli bir enstrüman olan Referandum bu aşamada inanıyoruz ki, bugüne kadar olduğu gibi, düğüm çözücü olacaktır.
Bizler Anayasa değişikliği ile bütün vatandaşlarımızın ve ülkemizin geleceğinin daha hızlı bir şekilde aydınlanma imkanına kavuşacağına inanıyoruz. Tüm halkımızı bu Anayasa değişikliğine sahip çıkmaya ve “ EVET ” için çalışmaya davet ediyoruz.
Mehmet GELDİ
AK PARTİ Giresun İ Başkanı