Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun partisinin dünkü grup toplantısında Bulgaristan Türklerine yönelik kullandığı ifadeler camiamızda büyük bir hayalkırıklığı yaratmıştır.Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları maddi bilgi hataları içerdiği gibi, şekil açısından da eksiklikleri barındırmaktadır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki Türkiye’de yaşayan Bulgar vatandaşı yoktur, Bulgaristan vatandaşı vardır. Bunların büyük bir çoğunluğu aynı zamanda çifte vatandaş durumundadır.Bu kişiler 1989 yılında Bulgarlaştırma sürecinin bir sonucu olarak anavatan Türkiye’ye zorla göç ettirilmişlerdir.İkinci olarak, Sayın Kılıçdaroğlu’nun vurgu yaptığı Erdinç İsmail Hayrullah sadece Bulgaristan vatandaşı olup, çifte vatandaş değildir. Öyle ki Bulgaristan’da hem Bulgaristan hem Türkiye vatandaşı olan biri parlamentoda milletvekilliği yapamaz. Bu noktada Sayın Genel Başkanın yanlış bilgilendirildiği ve meseleye vakıf olmadığı görülmektedir.
Ayrıca DOST partisinin Türkiye’de teveccüh bulması doğaldır. Türk bayrağını indirmeye çalışan, camilerimizesaldıran aşırı milliyetçi ATAKA partisinin eski vekillerini listelerinden aday gösteren ve anavatan Türkiye’yi ötekileştiren Hak ve Özgürlükler Hareketi, artık Bulgaristan Türklerinin temsilcisi olamaz. DOST bölünme değil, yeniden birleşme hareketidir.26 Mart 2017 tarihinde seçimlere 13 numarayla DOST Birliği çatısı altında giren
ve “Daha özgür,daha güçlü bir ülkede daha mutlu yaşamak mümkün”sloganıyla yola çıkan bu yeni oluşumun kurucuları arasında çift vatandaş olan kişilerde bulunmaktadır. Bu çift vatandaşların arasında hem Ak Parti’ye hem Cumhuriyet Halk Partisi’ne ve hem de Milliyetçi Hareket Partisi’ne aktif üye olan ve gönül veren kişilerde bulunmaktadır.
Dolayısıyla Bulgaristan’da ezilen ve horlanan kesimlerin umudu olan bu hareketi Türkiye’den bir Parti’nin kurdurduğunu iddia etmek bilgi eksikliği olduğu gibi bu harekete büyük destek veren CHP üyesi kuruculara da haksızlıktır.
26 Mart 2017 tarihinde yapılacak olan seçimlere 13 numarayla DOST Birliği çatısı altında girecek olan bu yeni hareket, Bulgaristan’da varlığını sürdürme mücadelesi veren ezilmiş kesimler ile Türk ve Müslüman azınlığın yeni umudu olarak “bölmek için değil birleştirmek için” tarihsel akışın getirdiği mecburiyetin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.
Son olarak soydaş meselelerinin iç politika malzemesi yapıldığı görülmektedir ki, bu oldukça üzücü bir noktadır. Türk milletinin bekasını ilgilendiren konularınmilli bir hassasiyetle ele alınması gerektiğini düşünmekteyiz.
Balkan Türkleri Göçmen ve Mülteci Dernekleri Federasyonu
Genel Sekreterliği
Bursa – 08.03.2017