Eyüphan KAYA

İnsanlık tarihi içinde değerlendirme güç dengense göre insanlarda olduğu için erkek endeksli kıymetler biçilmiştir, kadın güçsüz olduğundan hakları erkeklerin takdir ettiği kadar olmuştur.

Malum hiçbir sporda kadın erkekle yarışmıyor, çünkü fiziki açıdan erkek daha güçlü, daha dayanıklıdır.

Ancak İslam kadının insanlığın bir kolu olduğunu söylüyor ve ona hak ettiği değeri veriyor.

Anne babası bir, yaratılış olarak aynıdırlar, birinin diğerinden üstülüğü yoktur, üstünlük sadece takva iledir. Kimi zaman Firavun gibi  bir zalimin Asiye gibi muhterem bir eşi olmuş, kimi zaman da Lut aleyhisselam gibi bir Nebinin Allah’a iman etmeyen eşi de olmuştur.

İSLAM ÖNCESİ KADININ KONUMU NEYDİ BİR BAKALIM.

İslam öncesi medeniyette kadının konumuna bakalım;

*Yunan medeniyeti,

Kadın zehirli ağaca benzetilmiş, ürün verir ama evin mutluluğunu siler süpürür. Hukuk olarak kadın satılabilir, babası da eşi de onu satabilir,

*Roma medeniyeti,

Kadının ruhu yoktur, kadının öldürülmesi cinayet sayılmaz.

*Çin medeniyeti,

Kadın sele benzetiliyor, mutluluğu silip süpüren bir seldir, Çin hukukunda kocanın kadını canlı gömme hakkı vardır, koca öldüğünde malı miras kaldığı gibi eşi de malından bir parça olarak mirastır.

*Hint medeniyetinde,

Kadın üç şeye benzetilmiş, zehir, ateş ve yılana benzetilmiştir, Hint medeniyetinde ölüler yakılıyor, koca öldüğünde eşi de canlı olarak onunla birlikte yakılır.

*Fars medeniyetinde,

Kocaya kadınını öldürme hakkı vardır, yani bir koca karısını öldürmüşse hukuk ondan hesap sormazmış.

*Tahrif edilmiş Yahudilikte,

Kadın lanetli bir varlık olarak kabul edilir, tahrif edilmiş Tevrat’ta şöyle bir bilgi var; Hz.Adem yasak ağaçtan yemek için,  şeytan Havva’yı, Havva da Adem aleyhisselamı kandırmış. Dolayısıyla Havva annemiz de şeytan gibi lanetli olarak kabul ediliyor. Kur’an ise bunu kabul etmez, ikisine birlikte şeytanın vesvese verdiği ve aldattığını söylüyor.

*Hıristiyanlıkta,

586 da peygamberimizin hayatta olduğu bir zamanda Fransa da rahipler bir araya gelmişler.

Şu soruların cevaplarını tartışmak için;

Kadın insan mıdır?

Kadının ruhu var mıdır?

Kadının ruhu erkeğin ruhuna denk midir?

Varılan kanaat şu; insandır, ruhu da vardır ama ruhu erkeğin ruhuna denk değildir, kadın erkeğe hizmet etmekle yükümlüdür.

*50 yıl sonra tekrara bazı rahipler bu sefer İngiltere’de bir araya geliyorlar kadın İncil okuyabilir mi? sonuç; hayır okuyamaz kadın kadın olduğu için necistir.

Arabistan’a bakıyoruz bir baba kızını diri diri toprağa gömebilir, kimse ona bunu sorma hakkına sahip değildir.

BU KARANLIK DÜNYADA İSLAM KADINI NASIL KIYMETLENDİRDİ

İşte bu karanlık dünyada gelen İslam dini kadına sahip çıkıp, hak ettiği konuma getiriyor.

İmam-i Şafii bir hadisin hadis olup olmadığını tartışabilirsiniz, ama bu hadistir, ama yanlıştır demek caiz değildir, çünkü o zaman peygamber yanlış söylemiş diyorsunuz.

Hadis olarak dillendirilen bir ifade var,”kadın akıl ve din açısından eksiktir”

Fahr-ı Razi diyor ki, kadının din açısından eksiği neden olsun, adet günlerinde ibadet etmeyişi onun eksikliğinden kaynaklanmıyor, namaz kılmayışı, oruç tutmayışını hem din men edecek, hem de dinin emrine uyduğu için dini nuksan denilecek bu akıl ile bağdaşmaz. Kadında akıl eksikliği de yok ancak duygu fazlalığı var. Bu da ona annelik vasfının bir icabı olarak Allah ona vermiş.

Kadın eğitimle duygusunu gerekirse aklının kontrolüne alabilir.

Erkeklerde de duygu var ve duygusal davrandığı zaman yanlış yapar. Buyurun Hz. Nuh’un durumu. Oğlu itiraz edip gemiye binmeyince babalık şefkatine yenik düşen Nuh aleyhisselam Allah’a sitem ediyor değil mi? Demek ki duygusal hareket edince insan yanlış yapabiliyor.

Duygu erkeğe de kadına da vermiş, ama kadına annelik şefkati gereği daha fazla vermiş, hangisi hukuki meselelerde, ilahi emir ve yasaklarda duygusal davranırsa yanlış yapabilir.

Peygamber zamanında bir grup kadınlar, “eşlerimiz bizim camiye gelmememize müsaade etmiyor” diye.

Peygamberimiz eşlerini çağırıyor, diyor ki “Allah’ın kullarına Allahın evini yasaklamayın”, daha sonra kadınlara diyor ki “sizin evinizin tenha bir köşesinde namaz kılmanız daha hayırlıdır”, buyuruyor.

Önce erkeklere hadleri bildiriyor, daha sonra da kadınlara en hayırlısını tavsiye diyor.

Mesela savaş bayanlar için farz olmamıştır, çünkü o gün kılıç ile oluyordu ve o da güç ile oluyordu. Bu gün öyle değil, bu gün kadın rahatlıkla bir savaş pilotu olabilir, hatta bir çok silah programlarla kullanılıyor. İfrat ve tefrite kaçmamak şartıyla vasat bir ümmet olarak bazen yeni yeni değerlendirmeler yapmamız lazım.

Allah buyuruyor “her birinizin hukuku ve metodu farklıdır” yeni bir düşünceye karşı toptancı karşı çıkmak doğru değildir. Hz.Ali bana göre alim bir insanı bir iyiliğinden dolayı cennete göndermeyen, bir günahtan dolayı da cehenneme göndermeyen kişidir, diyor.

Bir kısım bayanlar gelip Hz.Peygambere soruyorlar. Neden veraset hukukunda erkeklerin payı bayanların iki katıdır, ganimetten neden bize pay yok? diye, peygamberimiz cevap veremiyor, emir Allah’ındır, cevabını vermek de Allah’a düşer.

Şu ayet nazil oldu, Siz bir şeyde pay almak için onun üretiminde yer almanız lazım, üretimde erkekler daha aktiftir, ganimete gelince canını tehlikeye atan erkeklerdir, buyuruyor.

Ayrıca “erkeler kanılar üzerinde hüküm sahibidirler” diye bir ayet var onu mutlak kabul ediyorlar, halbuki Alusi ve Kurtubi tefsirine göre bu üstünlük iki açıdandır.

Bir gün bir kadın gelip Peygamberimize diyor ki ya Resulüllah kocam bana zulüm ediyor, peygamber güzel ifadelerle onu teskin ediyor. Kadın ısrar etmesine rağmen şikayetinin karşılığını almayınca “ben Şikayeti Allah’a yapıyorum” der demez Allah Ayet indirerek peygamberimizi uyarıyor hakkını takip et diye.

Ondan sonra kadınlar konusunda Peygamber aletisseltu vesselam çok hassas davranıyor, öyle ki bir gün bir kadın gelip “ya Resulüllah eşim bana bir tokat vurdu” deyince “sana de kısasa var” diyor. Tam o esnada bir başka ayetle yüce Allah hadiseye müdahale ediyor. Ey peygamberim erkek daha güçlüdür, o kadın erkeğine tokat atarsa erkek onu evde barındırmaz, boşarsa ne olacak, kadın için hayırlı mı olacak, yoksa daha kötü mü olacak. Peygamberimiz hemen kadını çağırıyor ve diyor ki, “ben bir çözüm buldum, Allah daha hayırlısını irade etti”.

Yani Erkeğin güçlü oluşu ve ekonominin birinci kanyağı olması ona bazı hakları vermiştir.

Yani içtihat kapısını kapatmamamız lazım, yoksa sorunlarımızı çözmekte zorlanırız. Üstat Bediüzzaman buyuruyor ki, içtihat kapısı açıktır, ama 6 engel var, o zaman o engelleri ortadan kaldırmak lazım.

BOŞANMA HAKKI ERKEĞİN İKİ DUDAĞI ARASINDA OLMAMALI

Boşanma konusunda erkeğe de bayana da hak verilmiş, ancak boşanma erkeğin iki dudağı arasında da olmamalı, kimisi diyor ki bayana da bu konuda hak verelim, aslında erkeğe verilen hakkı kısmak lazım, tersini yaparsanız aile yapısı bozarsınız.

AVRUPA KADINI EVDEN ÇIKARDI AİLE DİYE BİR KAVRAM KALMADI

Avrupa’da bir araştırma yapılmış evlenenlerin %52 si maksimum iki yılda boşanıyorlar, bu defa boşananlar üzerinde bir araştırma yapılıyor, %80’i diyor ki daha önce bir çok kimse ile beraber olduğumuz için kendimizi ancak bu kadar tutabiliyoruz, tekrar o eski hayata dönüyoruz. Yani sözüm ona medeni dünya kadını evden dışarı çıkardı ama eve alıştıramıyor. Malum toplumun çekirdeği ailedir, aile bozulursa toplum millet olma özelliğini kaybeder” dedi.