ÇANAKKALE DESTANI-ŞEHİTLERİ ANMA (18 mart 1915)
Hiçbir millet Aziz Milletimize nasip olmuş Çanakkale Destanı gibi bir onur abidesi, inanç ve azmin timsali, mazlum milletlere ve tarihe ve istikbale model olacak istisnai bir destandır. Bu emsalsiz destanı Yüce Allah bu aziz millete bahşetmiştir.
Çanakkale Savaşları; Birinci Dünya Savaşında Osmanlı Devletinin, Çanakkale Boğazını ele geçirmeye ve dolayısıyla İstanbul’u işgal etmeye yönelik İngiliz-Fransız ortak harekatına karşı yürüttüğü savunma savaşlarına verilen ortak addır.
Bu savaş, bir milletin, sömürgeci emperyalist güçlere karşı olmak ya da olmamak arasında gelip-giden, var oluş ve ayağa kalkışının emsalsiz bir destanıdır.
Çanakkale Savaşlarında; 252 bin şehit,150 bin yaralı ve kayıp verilmiş, bir metre kare toprağa 6 bin mermi düşmüş ve bir metre kare toprak 20 Mehmetçiğin kanıyla sulanmıştır.
“Şüheda fışkıracak toprağı sıksan da şüheda “ misali vatanın her sathında olduğu gibi Çanakkale’de de her karış toprak şehit kanıyla yoğrulmuştur.
Çanakkale’de, Osmanlı coğrafyası ve Anadolu’nun doğusundan-batısına, kuzeyinden-güneyine her yöresinden gelen her tür etnik kökene sahip kahraman Mehmetçikler vatan evlatları … el ele, kol kola, omuz omuza göğsünü düşmanın en acımasız silah ve mermilerine siper etmiş sırf “Allah ve Vatan” aşkıyla kahraman milletinin onur ve haysiyetinin ayaklar altına alınmaması için…
“ Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker,
Gökten Ecdat inerek öpse o pak alnı değer,
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi,
Bedrin aslanları ancak,bu kadar şanlı idi”
Misali toprağa düşmüş, şehit olmuşlardır.
Peygamberlik makamından sonra en yüce makamlardan biri de şehitliktir. Peygamberlik Allahü Tealanın bir lütfu ihsanıdır. Kişi çalışmakla bu makama erişemez. Ancak Şehitlik Peygamberlik makamından sonra dinimizde ulaşılacak en yüce makamlardandır.
Kur’an diliyle “Onlar ölü değildirler. Bilakis onlar diridirler… “ onları destan şairinin ifadesiyle “ Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber, Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber” derken onlar –şehitler-için Hz. Peygamber’in iltifatı olacaktır ve yüce makamlara erişeceklerdir.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın?
Gömelim gel seni tarihe' desem, sığmazsın.
Dizelerinde şehitlik ve mertebelerinin gerek maddi ve gerekse mana anlamında büyüklüğü ancak bu kadar güzel anlatılabilir.
Çanakkale Kara ve Deniz Muharebeleri;
-Çanakkale’de Yahya Çavuşların 15 kişiyle üç gün üç gece düşmana karşı kahramanca mücadelesini,
-Seyit Ali Onbaşıların 276 kg. lık bombayı topun namlusuna tek başına koymasını,
-Vatanın bir karış toprağı için 250 binlerin göz kırpmadan şehit olmalarını,
-Mustafa Kemal’in Bomba Sırtı Vakasında anlattığı” siperler arasında mesafe 8 metre idi. Öndekiler şehit oluyor ikinci siperdekilerin 3 dakika sonra ölümü muhakkaktı. Onlar yani Mehmetçikler dillerinde Allah kelamı ve kelime-i şahadetlerle gözlerini kırpmadan ve sarsılmadan düşmana saldıyor Cennet’e yürüyorlardı. Bu Türk askerindeki ruh kuvveti takdire şayan ve hayret verici bir misaldi.
Emin Olmasılısınız ki Çanakkale Savaşlarını kazandıran şey bu yüksek ruh’tur. İfadelerinde yer bulduğu gibi
Yeni nesillere bu yüksek ruh gücünü, Çanakkale’de; en olumsuz ve zor şartlar altında kahraman ecdadımızın zorba ve dayatmaya, silaha ve teknik güce karşı vermiş olduğu ve kazandığı inanç, azim, cesaret, haysiyet ve şeref dolu destanını iyi anlatmalıyız.
Çanakkale Kara ve Deniz Muharebeleri ve Şehitler Haftası sadece anmakla
değil bu savaşların yapıldığı coğrafyayı her neslin özellikle genç neslin görmesi için özel ziyaret turları yapılmalı, özellikle- ortaöğretim çağındaki gençlerimizin Milli Eğitim Bakanlığının organizasyonunda yerel yönetimlerin de desteğiyle yurt düzeyinde kampanyalar yapılarak
-İnancın,azmin, din ve vatan sevgisinin her şeye galip gelebildiğinin,
-Hakkın, hak olmayana daima üstün geldiğinin,
-Zorla ve tahakkümle hiçbir şeye karşı galip gelinemeyeceğinin,
-Aman dileyen ve esir düşen, kendisine kurşun sıkan düşmana, ecdadımızın gösterdiği ve insanlığın çağımızda çok ihtiyaç duyduğu örnek yardımseverliğinin,
-Vatan ve hürriyeti için bu milletin gerektiğinde her şeyini kaybedebileceğini ama asla bu mukaddes vatan topraklarına düşmanın ayak basamayacaklarını tüm dünyaya ve tarihe haykırışını,
-Vatan ve millet,hürriyet ve bayrak , din ve namus için, bölgesel ve etnik kökeni ne olursa olsun omuz omuza ortak müdafaa ve mücadele verilen ve yine bir birlerine sarılarak şehit olan aziz ecdadımızın bizlere BİRLİK MESAJI verdiğinin,
-Hücüm ve kalk borusunun çalınmadığı (fırsatları bulunmadığı), çocuk yaştaki talebelerin kalemi ve kitaplarını sıralarının üzerine bırakıp gönüllü olarak cepheye koşup seve seve canlarını verdiklerini,
Dur yolcu ! Bilmeden gelip bastığın, bu toprak
Bir devrin battığı yerdir,
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın,
Bir vatan kalbinin attığı yerdir”
Mesajını,
Yavrularımıza, geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerimize anlatmalı onlara Çanakkale ruhunu aşımalıyız..
Aksi halde Aziz şehitlerimize ve tarihe karşı hesap veremeyiz.
Aziz şehitlerimizin manevi huzurlarında minnet ve saygıyla eğiliyor, ruhunuz şad olsun diyoruz.
AYRICA ;
Diyanet-Sen Giresun Şubesi olarak başta 252 bin şehit verdiğimiz Çanakkale Şehitleri ile bu aziz vatan için şehit olmuş bütün şühedanın ve geçmişlerimizin ruhlarına ithafen
19 Mart 2011 Cumartesi günü saat: 14.00’ de bütün il düzeyinde üyelerimiz tarafından yapılan onlarca hatimler, binlerce okunan Yasinler ve Fatihalar ruhlarına bağışlanacak ve dua yapılacaktır.
Fethi KARAHÜSEYİN
Diyanet-Sen Giresun Şube Başkanı