Cumhuriyet Halk Partisi Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu 4 Ekim'de (Bugün) Olağanüstü gündemle saat 10'da toplanan TBMM Genel Kurulunda Gündem dışı konuşma yapmıştır. Fındık fiyatları ve Suriye ile ilgili gelişmeler hakkında yaptığı beş dakikalık konuşma metni
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yeni yasama yılının hayırlı olması dileklerimle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Fındık konusunda, fındık üreticilerinin sorunları konusunda söz aldım. Bugünkü gündem gereği konuşmamı ikiye bölmek durumundayım, önce fındık üreticisinin sorunlarıyla ilgili konuşmak istiyorum.
Geçen sezon fındık 7 liradan kapandı, bu yıl da fındık sezonu 4 liradan açıldı. Ne oldu da arada üretici aleyhine 3 liralık bir kayıp ortaya çıktı. Fındık fiyatları açıklandıktan sonra, gerçekten bölgemizde iktidar partisinin milletvekillerinin de bu fiyatlardan rahatsız olduğunu gördük. Partilerini koruma refleksiyle, kafa karıştıran, bilgi kirliliği yaratan açıklamalarda bulundular. Örneğin, Giresun Milletvekili Sayın Canikli, on yıldır gizli bir elin fındık üzerinde oyun oynadığını anlattı. Bu gizli el kimdir? On yıldır iktidarda kim var? On yıldır iktidarda siz değil misiniz? Gizli eli niye bulmadınız? Biz de gizli elin olduğunu on yıldır söylüyoruz ve bu konuda bulunması için de size destek vermeye hazırız. Gizli el kimdir? Gizli el, üreticinin sigortası olan, güvencesi olan FİSKOBİRLİK’i ortadan kaldıranlardır, gizli el odur.
Yine Sayın Canikli diyor ki: “Fındık fiyatları belli bir miktarın altına düştüğünde müdahale ederiz” diyor. Siz iktidara geldiğinizde fındık fiyatları 1,6 liraydı yani müdahale etmeniz için fındık fiyatının 1,5 liraya mı düşmesi gerekiyor. Farklı kuruluşların yaptığı değerlendirmelerde 1 kilogram fındığın üretim maliyetinin 4 lira olduğunu biliyoruz ve bugün fındık 4 liradan satılıyor. Peki, bu üreticiler ne yiyip ne içecekler? Bunu düşünmemiz gerekiyor. Evet, gizli el net bir şekilde ortadadır. FİSKOBİRLİK’i, fındık üreticilerinin hakkını, hukukunu koruyan, onların güvencesi ve sigortası olan FİSKOBİRLİK’i tasfiye sürecine sokanlar ve onu tasfiye edenler gizli elin kendisidir.
Bugün erken
toplandık, gündem belli. Başını ABD’nin çektiği kapitalist
emperyalist sistemlerin bunalımını çözmek için yapılan senaryolar
var. ABD’nin geçirdiği ekonomik bunalım dünyada tüm ülkeleri
de etkiliyor ve ülkemiz de bundan etkilenmiş durumda. Hükümetin,
siyasal iktidarın da bu ekonomik bunalımlar karşısında sağlıklı
ekonomik tedbirler aldığını söylemek mümkün değildir. Onun için
de ülkemizde derinleşen ekonomik sıkıntıları çözmek adına,
demokratik yapıdan, biz de totaliter, otoriter bir yapıya geçtik
ve dünyanın bütün ülkelerinde, faşizmin yaşandığı bütün
ülkelerde de burjuva demokrasisinden faşizme geçişin en büyük
nedeni de büyük sermayenin, finans kapitalin sorunlarının derinleşmesidir.
Bu da bugün Türkiye’de uygulanmaktadır ve bu sorunları çözmek
için iki klasik yöntem kullanılmaktadır. Birisi, geniş emekçi
halk kitlelerinin üstüne, ağır vergi ve zam yükleriyle sistemin
tüm sorunlarını yüklemektir, eğer bu da başarılı olmazsa kapıda
savaş var demektir ve bugün de ülke savaşla karşı karşıyadır.
Hiç kimse bu ülkeyi savaşa taşıma hakkına sahip değildir. Ve
bugün Suriye sınırında yaşanan olaylarda, kendi iç sorunlarıyla
uğraşan Suriye’nin bilinçli olarak Türkiye’ye saldırması söz
konusu olamaz. Eğer bugün bir sınır ihlali olduysa bu sınır ihlalinin
arkasında olan güçler, Özgür Suriye Ordusu’nu destekleyen kimlerse
bu sınır ihlalini yapanlar da onlardır. Dünyada haklı olan bir
savaş türü vardır. Bu da emperyalizme karşı verilen savaş mı?
Örnek mi istiyorsunuz? Bizim Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızdır.
Onun için diyorum ki: Kahrolsun emperyalizm ve iş birlikçileri, kahrolsun
faşizm. Yaşasın barış, savaşa hayır diyorum, hepinize saygılar
sunuyorum.