Konferansa Din-Bir-Der Genel Başkanı Abdullah Arslan, Din-Bir-Der Giresun Şube Başkanı Ethem Aydın, Saadet Partisi (SP) Giresun İl Başkanı Süleyman Tekbaş, SP Merkez İlçe Başkanı Kenan Karakaya, SP Giresun İl Müfettişi Ömer Öztürk, SP Piraziz İl Başkanı Cevat Gündoğdu, SP Bulancak Ahmet Aybar, AGD Giresun Şube başkanı Ömer Karakaya ve çok sayıda dinleyici katıldı.

Program, Evrensel Kur’an Hafızları Derneği Giresun Temsilcisi Mehmet Zait Sarıgül tarafından okunan Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı.

Kur’an tilavetinin ardından Din-Bir-Der Giresun Şube Başkanı Ethem Bakar, bir selamlama konuşması yaptı. Türkiye genelinde 2008 senesinde Din-Bir-Der’in Türkiye çapında kurulduğunu ve Giresun yerelinde de2010 senesinde Din-Bir-Der Derneği’nin Giresun Şubesi’ni açtıklarını ifade etti.

Din-Bir-Der Giresun Şube Başkanı Ethem Bakar’ın konuşmasının ardından Din-Bir-Der Genel Başkanı Abdullah Arslan, konuşmasına başladı. Başkan Arslan konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Günümüz din görevlilerinden bazıları; ‘Dinde zorlama yoktur. İsteyen namaz kılar, istemeyen kılmaz. İsteyen zekât verir, istemeyen vermez’ diyorlar. Bu çok yanlış bir düşüncedir. Dinde zorlama yoktur ama gayrimüslime zorlama yoktur. Kişi Müslümanım diyorsa namazı kılmaya mecburdur. Eğer zenginse zekâtını vermeye mecburdur. ‘İstersem veririm, istemezsem vermem’ deme hakkı yoktur. Ya da; ‘Hangi çağda yaşıyoruz? Ben istersem saçımı açarım, istersem kapatırım. Zaten dinde de zorlama yok’ diyemezsin.

Asıl sorun, İslam’ı doğru anlama sorunudur. İslam, Allah’ın (c.c.) sözü olan Kur’an-ı Kerim ve Hz. Muhammed’in (s.a.v.) sözü olan sahih hadislerdir. Kur’an-ı Kerim’de yazan emir ve yasakları hayatımızda yaşamayacaksın, Peygamber’imizin yaşayış usullerini anlatan hadisleri ciddiye almayacaksın; sonra da ‘Elhamdülillah Müslümanım’ diyeceksin. Bu olmaz. Bu düşünce kendi kendini kandırmaktır ve toplumun bu günkü sıkıntılarının temelini oluşturan bir problemdir.

Günümüz insanları; ‘Bana göre şöyle, bana göre böyle’ diyerek İslam’ı kendilerine göre yorumlama hatasına düşmektedirler. Sana göre 5 vakit namaz günümüz çalışma hayatına uygun olmayabilir, ya da  faiz haram olmayabilir, ya da sana göre oruç gereksiz olabilir, ya da sana göre sarhoş olmayacak kadar alkol olmak günah olmayabilir ama senin düşüncenin ne önemi var? Allah’a göre bu konuların açıklaması nedir? Önemli olan bu. Biz Allah’a göre olan kurallardan hesaba çekileceğiz. Yani Allah’ın (c.c.) sözü olan Kur’an-ı Kerim’de yazan emir ve yasaklardan dolayı hesaba çekileceğiz. Bize göre olan kurallar dünyada kalacak ve bize hiçbir fayda sağlamayacak.

Hz. Muhammed’in (s.a.v.) günlük yaşantısını yani hadisleri hayatımıza tatbik etmezsek gerçek bir Müslüman olmamız imkânsızdır. Çünkü Peygamber’imiz (s.a.v.) Kur’an-ı Kerim’i hayatının merkezine koymuştu. Biz bugün ailemizi, evimizi, arabamızı ve servetimizi yok sayıp Kur’an-ı Kerim’i hayatımızın merkezine koyabiliyor muyuz? Bugün Türkiye’de yaşayanların maalesef % 90’nın üzerinde bir orandaki vatandaşlarımızın kalbinde Kur’an-ı Kerim yok. Bunun en belirgin örneği ise Kur’an-ı Kerim’in en başta gelen emri olan 5 vakit namaz toplumun büyük kesimi tarafından umursanmadığı gerçeğidir. Türk toplumunun büyük çoğunluğunun maalesef sadece dilinde; ‘Elhamdülillah Müslümanım’ kelimesi kalmış. Bu kişiyi cehennemden kurtarmaya yetmez.

Ama günümüzde bu bilgileri insanlara anlatacak din görevlisi bulmakta zorlanıyoruz. Çünkü sistem bunu emrediyor. Sistemin yetiştirdiği din görevlilerinin sisteme uymaması zor gibi gözüküyor. Ama bu değişmeli. Çünkü yaşanan bu süreç İslam’a zarar veriyor. Buna dur demenin vakti geldi de geçiyor.”