Dünya Gazetesi Tarım Yazarı Sn. Ali Ekber YILDIRIM ın FINDIK yazısı.
Fındıkta
yine olağanüstü bir sezon yaşanıyor. Üretimin beklenenden az olması
nedeniyle fiyat yükseliyor.Sezon öncesinde Dünya Sert Kabuklu Meyveler
Birliği (INC)’nin 20- 22 Mayıs 2011’de Budapeşte’de yaptığı toplantıda
Türkiye’nin kabuklu fındık üretimi 630 bin ton olarak açıklandı. Bu
tahminin gerçekçi olmadığı görüldü, en iyimser tahminle üretim 400 bin
ton olacak. Üretimdeki bu düşüş fiyata da yansıdı. Devlet adına fındık
alımının yapılmadığı bu sezon kabuklu fındığın fiyatı 7 lira sınırına dayandı. İhraç fiyatı da artıyor. Geçen yıl
Eylül’de tonu 5 bin 600 dolar olan standart iç fındık bu yıl 7 bin 520
dolardan ihraç ediliyor.
INC’nin 630 bin tonluk tahminine inanan ve
daha ortada fındık yokken düşük fiyat oluşacağını tahmin ederek alivre
satış yapanlar şimdi çok büyük zararda. Yeri gelmişken belirtelim,
alivre satış ticarette uygulanan bir satış yöntemidir. Riski yüksektir.
Çok para kazanabilirsiniz. Fakat, çok da kaybedebilirsiniz. Alivre satış
yapmak için doğru bilgilerle hareket etmek gerekir. Spekülatörlerin
oyununa gelmeyecek ve spekülasyon yapmayacaksınız.
Fındık üretiminin az olduğu yıllarda alivre satış nedeniyle iflas eden
çok tüccar ve ihracatçı olur. Zarar etmemek ve iflas bayrağını çekmemek
için can havliyle piyasayı etkilemeye çalışanlar hem kendilerine hem
fındık sektörüne hem de ülkeye büyük zarar verir.
Şu günlerde fındık sektörü tam da böyle bir tablo ile karşı karşıya.
Üretimin bol, fiyatın düşük olduğu yıllarda “fındıkta müdahale
istemiyoruz, serbest piyasa uygulansın” diyenler şu günlerde Ankara’da
yoğun kulis yaparak, Toprak Mahsulleri Ofisi(TMO)’nin deposundaki 3 yıl
öncesinin fındığı ile piyasaya müdahale edilmesini istiyor.
Alivre satışla zarar ettikleri için fındık piyasasına müdahale
edilmesini isteyenlerin gerekçeleri hazır; “ihraç edecek fındık
bulamıyoruz, pazarlarımızı kaybediyoruz.” Bu gerekçeye bir de
yılların kuyruklu yalanı ekleniyor, “fındık pahalı olursa, Avrupalı
alıcı Gürcistan ve Azerbaycan’dan fındık alacak.”
Bu da yetmez, “Fındık fiyatı yükselmeye devam ederse, çikolatacılar fındık yerine bademe yönelir.”
Avrupalı
alıcılar, buyursunlar fındığı başka yerden alsınlar. Gürcistan ve
Azerbaycan fındığı onların ihtiyacını karşılamaya yeter mi? Bu iki ülke
fındığının kalitesi, tek başına kullanılması, Avrupa’nın dünyaca ünlü
çikolata markalarına uygun mu?
Bizim en az çeyrek asırdır dinlediğimiz, bizden önce de çok söylenen
“fındık pahalı olursa bademe yönelirler” masalı da gerçekçi değil.
Raflara bakarsanız bir iki çeşit dışında bademli çikolata yok. Ama
yüzlerce fındıklı çikolata var.
Geçmişte hem kamuoyu hem de fındık üreticisi bu tür yalanlarla
aldatılıyordu. Gelişen teknoloji sayesinde Karadeniz’in en ulaşılmaz
köyündeki çiftçi bile artık bunlara inanmıyor. Azerbaycan ve
Gürcistan’da ne kadar fındık üretildiğini, hangi kalitede olduğunu onlar
sizden de bizden de daha iyi biliyor.
En iyi tahminle bu iki ülkede 40 bin ton fındık var. İtalya’da da 70 bin
ton olduğu tahmin ediliyor. Bu üç ülkenin toplam üretimi 110 bin ton.
Türkiye’nin üretimi 400 bin ton olacağına göre, toplam 510 bin ton
fındık eder. Türkiye en az 100 bin tonu içerde tüketiyor. Ülker, Eti ve
diğer yerli firmalar eskiye göre ürünlerinde daha çok fındık kullanıyor.
Dolayısıyla içerdeki tüketim artıyor. Buna herkesin sevinmesi gerekir.
Rakamlar, bu yılki dünya üretiminin dünya tüketimine yetmeyeceğini
gösteriyor. Bu nedenle TMO’nun deposunda yağ olmayı bekleyen 2007 ve
2008 ürünü fındık altın değerinde. TMO’nun deposunda 2007 ürünü 7 bin
917 ton ve 2008 ürünü 110 bin 838 ton olmak üzere 118 bin 755 ton
kabuklu fındık var. Bu yıl fındık üretimi normal değerlerde olsaydı bu
fındık yağ olacaktı. Üretim azalınca kıymete bindi.
Fındık ihracatçılarının gözü haklı olarak TMO’nun fındığında. Bu
fındığın yağ olması yerine ihraç edilmesini istiyorlar. Buna kimse
itiraz edemez. Fakat bu fındığı bize ucuza verin derlerse deyim
yerindeyse kıyamet kopar. Çünkü, TMO’nun stoktaki fındığı ucuza satması
iç piyasada fiyatı düşürür. Üreticiye zarar verir. TMO’ya ve devlete
zarar verir. Ülke çıkarlarını düşünen ihracatçı bu fındığı değerinde
alır ve ihraç eder. Bundan ülkesine döviz kazandırır.
Öğrendiğimize göre ihracatçı bir firma TMO’ya resmen başvurarak, 2008
ürünü kabuklu fındığı kilosu 8 liradan almayı teklif etti. TMO,
deposundaki fındığı satmak isterse fiyat 8 lira olacak.
Piyasadaki
gidişat fındık fiyatının yakın gelecekte 8 lira olacağı bir iki ay sonra
10 liraya kadar yükselebileceği yönünde. Fiyattaki yükselmede fındık
üreticisinin bilinçli hareket etmesinin de rolü büyük. Yıllarca darbe
yiye yiye sonunda üreticinin de aklı başına geldi. İhtiyacı olmadıkça
elindeki fındığı satmıyor. Dünyadaki gelişmeleri yakından izliyor.
Fındık fiyatının artacağını hesap ediyor ve sadece ihtiyacı kadar fındık
satıyor.
Özetle, fındıkta çok olağanüstü bir sezon yaşanıyor. Fiyat yükseldi diye
serbest piyasadan vazgeçelim diyenler, gelecek sene üretim 600 – 700
bin ton olunca bakalım ne diyecek?