Makam sahibi kamu yöneticilerinin şoförlerini muhabir gibi kullandığını ileri süren gazeteci Ali Kaya, ısmarlama gazetecilerin oluşturulduğuna dikkat çekti. Kaya, Kamu yöneticilerinin gerçek gazetecilerden neden korktuğunu ve kaçtığını sordu. Kaya, Kamu yöneticilerinin, kendi adamı sıfatı ile gazeteci belirlemesinin ve öteki gazeteciler ile haber paylaşmamasının etik olmadığını vurguladı.
Gazeteci Ali Kaya ile hafta sonu sohbeti..
- Bugün herkesin cebinde bir telefonu var. Fotoğraf ve video çekiyorlar. İki kişi bir araya geliyor, internet sitesi kuruyor. Daha da acısı, mevki makam sahibi olan Kamu görevlileri makam şoförlerinin eline bir makine tutuşturuyor. Sonra bunu, yanlarında görmek istemedikleri gazetecilere servis ediyorlar.
- İstenen şudur: Gerçek gazeteciler habere gidince gerçeği görürler. Gerçeği yazarlar. Soru sorarlar. İşte mevki ve makam sahipleri, kamuoyundan saklamak istedikleri gerçeklerin bilinmesini istemedikleri için yanlarına gazeteci almazlar.
- Muhabir kolay yetişmez. Bunun okulu da yoktur. Gazetecilik bilmem ne okulunu bitirip eline diploma alan stajyerlerin yanımızda haber yapmak için yaşadıklarını yazsam kitap olur. Muhabir haberi solur, tadar, sezer. Haberi soluyamayan, tatmayan, sezmeyen muhabir olamaz. Habere bakar ama haberi göremez. Haberi görmeyince yazamaz.
- Biz eskiden habere yetişmek için emniyet güçlerinden yardım alırdık. Nasıl yapardık bunu? Emniyet Müdürlüklerinde, Karakollarda tabiri caiz ise yatar kalkardık. Polis aracıyla habere giderdik. Gazeteci olduğumu için çok iyi diyalog içinde olurduk. Saygı görürdük, saygı gösterirdik.
- İlde Vali, İlçede kaymakamlar basın toplantısı düzenler, bütün gazetecilere tek tek haber verirdi. Şayet basın toplantısı yapılacak mekan uzak ise araç gönderirdi. Şimdi bu değişti. İmam ne yaparsa cemaat onu yapar misali, İlde vali basın toplantısı yapmazsa, yada basın toplantısına belirlediği gazetecileri çağırırsa, ilçede kaymakam makam şoförüne muhabirlik yaptırır.
- Belediye Başkanları, eksiklerini kamuoyundan gizlemek için birim içinde özel fotoğrafçı görevlendiriyor. Bu kişi ilk defa eline aldığı fotoğraf makinesi ile başkanın her adımını görüntülüyor. Sonra, işte o fotoğrafın altına ne yazacak, nasıl yazacak bilemiyor. Çalakalem düzülen birkaç satır yazının haber olduğunu zannedip servis yapınca, gazeteci ile aralarında bir kovalamaca başlıyor.
- Gerçek gazeteci, gerçek muhabir haberin peşine düşüyor. Koca belediye başkanı muhabire, “Bizim yazdığımız gibi yaz, ayrıntıya gerek yok” gibi yol gösterebiliyor. Ama hiçbir muhabir başkana, “şu işini şu şekilde yap” diyemiyor.
- Belediye Başkanı haberin reklam tarafına bakıyor. Kamuoyunda olumsuz karşılanacak haberinin çıkmasını istemiyor. İşte sözüm ona, “kopyala-yapıştır” gazetecileri(!) bunlara gazeteci demek aslında yanlış olur, başkanın bu tangosuna düşer.
- Ve işte, bizim gibi hayatını gazeteciliğe adamış, ömrünü haber yazmakla geçirmiş gazeteciler, haberde gerçeğe ulaşıp doğruları yazınca istenmeyen gazeteci ilan ediliyor.
- Yaşadığınız yere bakın. İl ise valinin, ilçe ise kaymakamın, belediye başkanlarının bir gazetecisi vardır. Tabi silsile yolu takip edileceği için emniyet müdürlükleri, adliye vs., devlet kapısında makamı elinde bulunduranlar işte bu kendi gazetecilerini çağırır. O gazeteci ile konuşur. Açıkça, “Haberi benim istediğim gibi yaz”, telkininde bulunur.
- Üzerinde baskıcı iradenin oluşturduğu gölgeyi fark etmeyen ve kendisini gazeteci, muhabir zanneden bu arkadaşımız, meslektaşım diyemiyorum, meslekte çok kullandığımız “atlattım” düşüncesinden hareketle haberini yazar.
- Bu satılmışlığa girer. Gazetecilik ilkelerine ters düşer. Etik değildir. Adiliktir. Gerçekleri Kamuoyundan saklayarak haber, birilerinin istediği gibi yazılmaz. Yazılamaz. Yazılmamalıdır. Ismarlama haber olmaz.
- Makam mevki sahibi olmuş, mülki amir olma seviyesine kadar yükselmiş devlet adamlarının düştüğü bu durum acınacak vaziyettir. Makam şoförüne fotoğraf çektirip, “Bunu falan gazeteciye ver” demek, öteki gazetecilere saygısızlıktan öte husumet beslediğinin belgesi, daha acısı kişilik noksanlığıdır.
- Neden korkuyorsunuz? Gazetecilerden neyi saklamaya çalışıyorsunuz? Neden gazeteciler arasında ayırım yapıyorsunuz? Kamuoyundan saklamak istedikleriniz nedir?
- Siz makam sahibi beyler.. Devlet size, gittiğiniz yerde beni temsil et, çalış diye maaş ödüyor. Çalışacaksınız. Ve bu çalışmalarınızı gazeteciler vasıtası ile kamuoyu ile paylaşacaksınız. Unutmayın, gazeteciler sizin aynanızdır. Ne yaparsanız onu yansıtırlar. Aynaya bakmaktan bu kadar korkmayın.
- Basın toplantısı yapma adedinizi geliştirin. Bir haber olduğunda bütün gazetecileri davet edin. Gazetecilerle zıtlaşmayın. Aranızı sıcak tutun. Hiçbir gazetecinin husumetle haber yazacağına inanmıyorum. Öyleyse sizde bir adım atın, gazeteciler arasında ayırım yapmayın. Bu zaten etik olmadığı gibi doğruda değildir.
- Hakkınızda çıkan haber ve yazılar üzerine, muhabirden ya da yazardan intikam almak için çalıştığı gazete yada internet sitesi sahibine telefon açıp, haber gönderip işine son verilmesini, bir daha yazı yazmasını engelleme yoluna gitmeyin.
- Gazetecilik mesleğinden gelmeyenler sizin telkininizden korkacağı için işte sözüm ona kendisini gazeteci zanneden bu ısmarlama-satılık –ne yazık ki meslektaşlarımız- size olumlu cevap verecek, o muhabirin haberini almayacak, o yazara bir daha yazı yazdırmayacaktır.
- Ancak, serde gazetecilik ruhu bulunanlar, mesleğin zorlukları içinde yıllarını veren, boğuşarak bir yerlere gelenler karşınızda dik duracak, “Siz işinizi yapın bizde işimizi yapalım” diyecektir.
- Gazetecilik onurlu meslektir. Klasik olacak ama, gazeteci olunmaz, gazeteci doğulur diyeceğim. Herkes gazeteci olamaz. Bakmayın isimleri önünde gazeteci etiketi taşıyanlara.. Onların çoğu bunu “para” için yaparlar. İşte onlardan korkun. Belki satın aldım zannedersiniz ama biri sizden daha çok para verince ne olacağını tahmin edin artık.
- Onurlu bir muhabir, onurlu bir yazar asla sizin istediğiniz gibi kalemini satarak ısmarlama haber yapmaz yazı yazmaz. Bu eskidendi derseniz size katılırım. Çünkü günümüzde internette haber siteleri kuranlar gazeteciliğin ne olduğunu bilmedikleri için ısmarlama, istediğiniz türde haber yapar, istediğiniz gibi yazı yazarlar.
- Bu yüzden diyorum işte, gazetecilik ayağa düştü, gazetecilik onuru kalmadı diye. Gazeteciliğin kutsallığı da kalmadı. Eline kalem alanın, telefonu ile fotoğraf çekenlerin habercilik yaptığı günümüzde, elbette valilerin de, kaymakamlarında, belediye başkanlarının da makam şoförleri gazetecilik yapacaktır. Bu makam sahiplerinden ricam, araya siyasileri sokabilirlerse bu arkadaşlarımıza SARI BASIN KARTI alsınlar da hiç olmazsa aramızda fark kalmasın..
- Herkese iyi bir hafta sonu dileği ile, serde gazetecilik olan gerçek gazetecilere selam olsun..
--