Bugünkü “Pazartesi Sohbetleri” Köşemizin konuğu Türkiye Aile Meclisi Güneydoğu Bölge Başkanı Eyüphan Kaya. Kaya, 25 Eylül Dünya Aile günü münasebetiyle Aileyi konuştuk. Son dönemlerde sıkça gündeme gelen İstanbul Sözleşmesine değinen Kaya, “Maalesef tek hedefi aileyi dağıtmak, aslında aile de değil İstanbul Sözleşmesi partner hayata endeksli hazırlanmış, biz de utancından buna aile demişiz. Bir ailede şiddet oluşsa Kur’anı Kerimin tavsiye ettiği Hakem olayını kabul etmiyor” dedi.

İşte Eyüphan Kaya ile yaptığımız röportajın tamamı;

25 Eylül Dünya Aile Günüdür, bu münasebetle neler söylemek istersiniz?

“Malumunuz aile toplumun çekirdeğidir, dolayısıyla aile efradı arasındaki ilişki ve sevgi bağı ne kadar güçlü olursa toplum o kadar güçlü, birey o kadar kendini güvende hisseder ve hayatı kolaylaşır. Bu da karşılıklı hukuku muhafaza ve müdafaa ile olur. Karı koca birbirini sevip saymalı, aile içindeki rolüne dikkat etmeli, canı istediği söz ve davranışları sergilememeli.  Baba çocukları arasında adil davranmalı, taraf tutmamalı ve çocukları gözünde güvenilir bir hakem konumunda olmalıdır”

Peki, Eşler aile huzuru konusunda bir yerden bilgi/destek almalı mı?

“Evlilik öncesi muhakkak evlenmeye niyet etmiş çiftlerimize aile konusunda bir seminer verilmeli, eşlerin karşılıklı hukuku, çocuk eğitimi konusunda bilgilendirme yapılmalıdır. Günümüz şartlarında çocukların duygularına cevap vermek, sorularına mantıklı cevaplar yetiştirmek kolay değildir. Hatta gerekirse genç evlilere, çocuklu ailelere aile danışmanı tahsis edilmeli. Malum iyi yetişen evlat aynı zamanda geleceğimizin beşeri sermayesidir. Artık öyle bir çağda yaşıyoruz devletler tabii zenginliklerden çok vatandaş niteliğinize bakıyor. Senin kaliteli, üretken, gözü tok, mert ve sadık bir vatandaş kitlen varda sırtın yere gelmez”

Aile durumumuz an itibariyle ne durumdadır acaba?

“Maalesef iyi durumdayız diyemem,  birileri aile yapımızla ilgileniyor, amaç bu güçlü toplumu bozmak, enerjisini söndürmektir.  Baksanıza şu İstanbul sözleşmesi CDAW vb sözleşmeler çoğu aile yapımızı dağıtmaya dönük amaçlar içeriyor”

İstanbul sözleşmesi aileye ne tür sıkıntıları oluşturuyor mesela?

“Doğrusu bir röportajı sadece buna ayırtsak bile yetmez, ama ben birkaç örnek vereyim; Eşlerin birbirinden bağımsız hareket etmesine ruhsat veriyor ve birbirini sorgulamalarını psikolojik şiddetten sayıp erkeği cezalandırabiliyor. Babanın çocuğuna, abinin kız kardeşine olan nasihatine dahi sınır koyuyor”

Psikolojik şiddet dediniz bu yeni bir kavrama benziyor örmek verir misiniz?

İstanbul sözleşmesi şiddeti; Ekonomik şiddet, Psikolojik şiddet, Cinsel şiddet, Fiziksel şiddet şeklinde çeşitlendiriyor. Ayrıca şiddetin sınırı belli değil, nerden başlayıp nerde bittiğini bilemiyorsunuz. Mesela baba kızına “evladım sabah namazını kılman lazım” derse bir iki… kız şikayet etse psikolojik şiddetten sayılabiliyor.

Eşi kocam yeterince harçlık bırakmıyor dese o da şiddetten sayılıyor,

Ben istemedim kocam yatağıma geldi dese yine şiddetten sayılıyor,

Daha fiziksel şiddette sıra bile gelmiyor.

Çocuk ben ailemle yaşamaktan mutlu değilim dese istediği aile ile yaşamaya hakkı var, böyle bir şey anlaşılır gibi değildir.

Kısacası aile içi her şey mahkemeye gidiliyor. Böyle bir aile hayatı olur mu?”

İstanbul sözleşmesi sıkıntılı gibi gözüküyor. Aile için şiddetin önlenmesi için bir yol bırakmamış mı?

“Maalesef tek hedefi aileyi dağıtmak, aslında aile de değil İstanbul Sözleşmesi partner hayata endeksli hazırlanmış, biz de utancından buna aile demişiz. Bir ailede şiddet oluşsa Kur’anı Kerimin tavsiye ettiği Hakem olayını kabul etmiyor. Yüce Allah diyor ki  karı koca arasında bir sorun oluştu mu? Kadın erkek tarafından birer güvenilir kişi onları dinlesin ve hakemlik yapsınlar, haklı haksız ona göre eşler de kendine çeki düzen versin. İşte bu sözleşme bunu yasaklıyor”

Aileye sıkıntı veren başka neler var?

“İçki, kumar, faiz ve zinanın serbest olması her biri bir açıdan aileye saldırıyor. Tefeciler neredeyse birini tuzağa düşürseler üzerindeki elbiseyi alıyorlar, İçki her türlü şiddetin kaynağıdır; başkasına saldırdı sarhoş, eşini bıçakladı sarhoş, trafik kazası yaptı sarhoş, evde bağırıp çağırıyor sarhoş.. peki bu kadar sıkıntı veren mirati yasaklayalım hop işte onu yapamazsınız, Allah aşkına bu ne akıldır? Ben anlam veremiyorum bu kadar belaya kapı aralayan içkinin yasaklanmasının karşısındaki engeli anlamakta zorlanıyorum. Zinanın yasak olmayışı yine aldatmalara davetiye çağırıyor, nitelikli ve iradesi güçlü vatandaş yetiştirmediğimiz için orada da aileye bir darbe geliyor. Kumar desen yine bir bela kısacası direkt ya da dolaylı bu tür fiillerin aile huzuruna zararı oluyor”

Mutlu bir aile oluşturmak için nasıl bir yol aranmalı?

“Öncelikle evlilik olayına bir ibadet mantığı ile yaklaşılmalı, malum evlilik İslam’da sünnettir. Peygamberimiz buyuruyor “evlenin çoğalın kıyamet günü sizinle iftihar edeyim” buyuruyor. O zaman evlilik eğlenmek ve eğlence gibi bir şey değil, Allah rızası için bir yola baş koymaktır.  Bu olmadı başkasıyla evlenirim zihniyeti akla gelmemelidir. Ha %1 de olsa her türlü uğraşa rağmen yürümüyorsa boşanmanın yolu da vardır. Ama boşanmayı da evlilik gibi kolaylaştırmak lazım, eğer para pul konusunda eşler birbirinin yakasına yapışıyorsa oradan bir huzur elde etmek kolay değildir. Bir kadı ve bir erkek evlenmeden önce ne kadar bir birine yakın yada uzak iseler boşandıktan sonra da aynı şekilde birbirine bakış açıları o olmalı. Şayet çocukları varsa anne babayı, baba anneyi çocuğun gözünde kötülememeli. Hele ki öldürmeye teşebbüs vesaire tamamen bir cinayet, böyle bir yola tevessül edilmemeli.”

Mutlu bir evlilik için bir tavsiyen var mı?

“Bazı iletişimciler birliktelik için güzel formüller üretmişler bunlardan bir aile danışmanı Ahmet Yoldaş hocamızdır. Ondan aldığım 3S formülü var, Secde birliği, Sofra birliği, Seyahat Birliği… inanın bu üç S dahi aile huzuru için yeter, keşke aile fertleri bir masanın etrafında oturabilse , dost ahbap akrabayı beraber ziyaret edebilse, birlikte cemaat namazını kılıp dua edebilse tabi Sabır ve Sevgi de kendiliğinden oluşur işte aileye böyle mutluluk gelir diye düşünüyorum”

Peki evliliği aileyi cazip hale getirmek için ne yapmak lazım?

“Anneliği teşvik edeceksiniz ev hanımlığını özel bir meslek olarak görmek lazım, sigortası yatırılacak asgari ücretin 1/3’ü  oranında kendisine mutfak desteği verilecek, çocuk başına kendisine makul bir ödeme yapılacak. Evlilik esnasında bir yanda kayda değer katkı verilirken, diğer yandan evliliği kolaylaştırıcı teamül ve hatırlatmaya gidilecek”

25 Eylül Dünya Aile gününde bir çalışmanız olacak mı?

“Tabi ki 30 Sivil Toplum Kuruluşunun katılarıyla bir değerlendirme toplantısı yapacağır, bu toplantıda Pandemi hastalığı münasebetiyle maske ve sosyal mesafeye ortamın hijyenik olmasına da dikkat ederek ortak bir akıl üreteceğiz”