Aydındere Haber Giresun Haber Karadeniz Haber

Video Galeri
Foto Galeri
Web Mobil
hilaltas
Bu haber 10527 kez okundu. | Kategori : GÜNDEM
Haberin Tarihi :   13 Mayıs 2013 - 20:04

İstiklâl Marşı Derneği Giresun Şubesi açıldı

Büyüt
Küçült
İstiklâl Marşı Derneği Giresun Şubesi
İstiklâl Marşı Derneği Giresun Şubesi 11 Mayıs Cumartesi günü Giresun Şubemiz Başkanı Ahmet Küçük ve Genel Başkanımız Şair İsmet Özel'in yaptığı basın toplantısı ile açıldı. Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan toplantıda Ahmet Küçük şunları söyledi:

UFKUNDA MÜSLÜMAN TÜRKİYE OLMAYANIN İTLAFI GEREKİR!

İstiklâl Marşı Derneği Giresun Şubesi 11 Mayıs Cumartesi günü Giresun Şubemiz Başkanı Ahmet Küçük ve Genel Başkanımız Şair İsmet Özel'in yaptığı basın toplantısı ile açıldı. Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan toplantıda Ahmet Küçük şunları söyledi:



GİRESUN İSTİKLAL MARŞI'NIN YANINDA YER ALACAKTIR!

"İstiklâl Marşı Derneği'nin Giresun Şubesi'ni açmayı bizlere nasip ettiği için Allah'a hamd ü senalar ederiz. İstiklâl Marşı Derneği'nin kuruluşundan bugüne kadar Kur'an'a ve Sünnet'e bağlılığını, Allah'tan başka hiçbir şeyden korkmadığını ve Allah'tan başka hiçbir şeyden yardım istemediğini yaptığı faaliyetlerle Türkiye'ye ve tüm dünyaya göstermiştir. İstiklâl Marşı Derneği bu faaliyetleri İstiklâl Marşı'nın on kıta ve kırk bir mısraını esas alarak yapmıştır. Biz Giresun halkı olarak dinimize ve vatanımıza ne kadar bağlı olduğumuzu İstiklâl Harbi'nde iki gönüllü alayla mücadele ederek Türkiye'ye ve Türk düşmanlarına kabul ettirmiş insanların torunlarıyız. Bu yüzden Giresun halkının İstiklâl Marşı'nın ve İstiklâl Marşı Derneği'nin yanında yer alacağına inanıyoruz. Çünkü İstiklâl Marşı metni yazıldığı için bizler Türk olmadık. Biz Türk olduğumuz için İstiklâl Marşı yazıldı ve Meclis'te ayakta alkışlandı. O yüzden bizler İstiklâl Marşı'nın övdüğü Türkler olarak tıpkı İstiklâl Harbi'nde yaptığımız gibi, Türkiye'de Türk'ten başkasının sözünün geçmeyeceğini İstiklâl Marşı Derneği'nin Giresun Şubesi'ni açarak Türkiye'ye ve tüm dünyaya göstermiş oluyoruz."

Genel Başkan  İsmet Özel ise toplantıda şunları söyledi:

"Giresun iki gönüllü  alayla İstiklâl Harbi'ne katkıda bulunmuş. İstiklâl Harbi'nde Sakarya Meydan Muharebesi bir dönüm noktası.İstiklâl Marşı da Sakarya Meydan Muharebesi'nin verilmesinin arefesinde yazıldı. Bizim bir vatan sahibi olacağımıza Sakarya Meydan Muharebesi arefesinde ihtimal veriliyor idiyse bile bu küçük bir ihtimaldi. İnsanların bugün bilmedikleri, bilenlerin öldükleri bir zamanda yaşıyoruz: İnsanlar Sakarya Meydan Muharebesi'nin öncesinde Türklerin elinde hala vatan diyebilecekleri bir toprak parçasının kalma ihtimali zayıf bir ihtimaldi. Onun için İstiklâl Marşı'nda "Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı" mısraı yer alır. Bugün sanki bol bol elimizde topraklar varmış ve bazılarını feda edebilirmişiz psikolojisine icbar ediliyoruz. Bilinmesi gerekir ki bizim vatan sahibi olmamız fevkalade, harikulade, olağanüstü bir olaydır. Zaten 'olacaktı' denecek bir şey değildir."

UFKUNDA MÜSLÜMAN TÜRKİYE OLMAYANIN İTLAFI GEREKİR!

"Eğer Giresun İstiklâl Harbi'ne iki gönüllü alayla katıldıysa şunu akılda tutun ki Sakarya Meydan Muharebesi'nde dokuz alay komutanı şehid oldu. Hiçbir meydan muharebesinde böyle büyük bir kayıp verilmez. Zabitlerini, eratını siz düşünün. Sakarya Meydan Muharebesi'nde çok büyük kayıplar verdik. Fakat biz kafirlerin kayıplarından daha fazla kayıp verdiğimiz halde zaferi kazandık. Neden böyle oldu? Aklımızda tutmamız ve asla terk etmememiz gereken şey şu: Sakarya Meydan Muharebesi'nde dünyaları alsa da bu cennet vatanı vermeyecek olan insanlar er meydanına çıktıklarında 'Allah nasip ederse şehid olurum. Ama şehid olmadan önce elimden geldiği kadar kafir haklamalıyım!' düşüncesiyle hareket ettiler. Canlarını kurtarmayı düşünmediler. Düşündükleri şey toprakların kafirlerden temizlenmesidir. Bugün aynı şey yürürlüktedir. Biz yeni bir İstiklâl Harbi verme arefesinde değiliz. Türkiye bir daha İstiklâl Harbi veremez. Ama bizim bugün işimiz Türkiye'nin haritadan silinmesi için yürütülen faaliyetlerin dumura uğratılması ve bu dumura uğratma faaliyetinin mesnedi olarak da bizim Müslüman bir Türkiye istediğimizin kafalara nakşedilmesidir. Bir insanın ufkunda bütün Türkiye'nin İslami esaslar dahilinde hayatını idame ettirmesi yoksa, bu insan zararlı ve itlafı gereken bir insandır. Her kim ki Türkiye topraklarının geleceğinin İslam olduğu fikrine yabancıdır; o insan bize de yabancıdır. Ve biz ecnebileri topraklarımızda ağırlamak istemiyoruz. Bulunmalarına göz yumabiliriz fakat onlara ikramda bulunmayacağız. Topraklarımızın ecnebilerinin rahatını sağlamak üzere kendimizi hiçbir zora koşmayacağız. Giresun Şubemiz aslında İstiklâl Marşı Derneği'nin ilk şubesidir. Kanunlar muvacehesinde on birinci birimimizdir ama mana itibariyle ilk şubemizdir. Çünkü biz Türkiye'nin haritadan silinmesi çabaları gösterenlere olan düşmanlığımızı, nefretimizi ve husumetimizi bu şubenin kuruluşu vesilesiyle vurgulama yolunu seçtik. Bunu yapmaktan daha önce çekindiğimiz için değil, fakat Giresun Şubemizin mevcut olması bizim sağlam bir yürüyüş içinde olduğumuzu görene gösterdi. Görmeyenler için yapacağımız bir şey yok. Kafirler Türkiye'de yaşayan insanlara bir şey teklif ederek işlerini yürütüyorlar. İnsanlar kafirlerin tekliflerini kabul ettikleri oranda kendilerini huzur içinde hissediyorlarsa bu huzur İblis'le yapılan mukavelenin verdiği huzurdur. Biz Allah'ın huzurunda olmayı huzur sayıyoruz."

Basın toplantısı sonrasında "Dörtnal Giden Şahlanmaz" adı altında bir konferans veren Genel Başkan İsmet Özel, İstiklâl Marşı Derneği'nin Sakarya Meydan Muharebesi'nden hemen sonra rafa kaldırılmış bulunan İstiklâl Marşı'nı raftan indirmek üzere kurulduğunu hatırlattı. 

"1921'den bugüne kadarki zamanları İstiklâl Marşı yazılmamış gibi yaşadık.” diyen Genel Başkan İsmet Özel, İstiklâl Marşı Derneği’nin, Giresun Şubesi'ni açarak dörtnal gitmenin işaretini vermiş olduğunu ifade etti: “Dörtnal gidiyoruz ama millete caka satma durumunda değiliz, şahlanmıyoruz. Şahlanmış durumda değiliz, biz dörtnala yolumuza devam ediyoruz. Nasıl bir yol bu? Türkiye'nin şu anda başına gelen şeyler, Türkiye'nin başında dolanan şeyler Türkiye'nin hayrına olan şeyler değil. Bunun sebebi de İstiklâl Marşı'nın metninin devre dışı bırakılmış olmasıdır.”

“İstiklâl Marşı Derneği olarak millet hayatının neye istinad ettiği ve istinad ettiği şeyin pekiştirilmesinin hangi yoldan yürünerek mümkün olacağını göstermeye çalışıyoruz. Altı senedir bu konuda dörtnala ilerledik. Sonunda Giresun Şubesi'nin açılışına geldik. Bu demektir ki burada durmayacak. Giresun'da kalacağız da, şube açmak konusunda durmayacağız.”

“Türkiye'nin varlığının tehlikede olduğunu söylediğimiz zaman birileri bize 'Yok yok korkma, Türkiye'ye bir şey olmaz!' diyor. Bu 'Türkiye'nin başına daha kötü  şeyler gelmemesi için bazı tedbirler alalım' diyenleri susturmak için söylenen şeylerdir. 'Türkiye büyük devlettir, bir şey olmaz!' yahut 'Biz varken Türkiye'ye bir şey olmaz!' Bunu söyleyenler Türkiye'nin başına gelen bütün belaları hem davet eden hem de davet ettikleri gücün ajanlığını, memurluğunu yapanlardır.”

TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ  MUVAKKATEN KURULMUŞTUR

Osmanlı tarihinin İslam'ın bir iktidar aracı  olarak kullanılmasıyla yaşanmış bir tarih olduğunu söyleyen Genel Başkan İsmet Özel, Cumhuriyet'in ise İslam'ın bir imdat simidi olarak kullanıldığı ideolojiyle doğduğunu ifade etti.

“Türkiye Cumhuriyeti, Müslümanların, yani Türklerin ellerinden topraklarını alamayacaklarını anlayanların onları oyalamak için kısa bir süre daha sonra tepelerine binmek üzere muvakkaten ilan ettikleri bir devlettir. Sakarya Meydan Muharebesi’nde Türkleri mağlup edemediler, ondan sonra Türklerin düşmanlarıyla anlaşarak bir büyük taarruz başlattılar. Sonra da İngilizler masaya oturmak için bu işin başında Mustafa Kemal’in bulunmasını  şart koştukları için Lozan görüşmeleri öyle yürüdü. Biz böyle bir devlete sahip olduk. Lozan dönüşünde Suriye’deki Ermeni cemaati İsmet İnönü’ye bir şükran plaketi sundu. Biz böyle bir devletin tebaasıyız.” diyen İsmet Özel bu topraklarda insanların kendilerine ne yapıldığını bilmeden yaşadıklarını söyledi. Birinci Dünya Savaşı’nda “Medeniyet düşmanı Almanların yalakalığını yapan Türklere hiçbir şey vermeyeceğiz, hiçbir şeye hakları yoktur!” dendiğini hatırlatan Genel Başkan İsmet Özel “Hakkıdır Hakk’a tapan milletimin İstiklâl!” mısraının buna cevap olduğunu dile getirdi. “Türklerin kafaları kızdığı zaman önlerinde engel tanımadıklarını bilenler onları bir şekilde abrakadabraya getirmek üzere bu devleti işlettiler ve bugüne getirdiler. TC düşmanlığı niçin yapılmakta, bayrağın ve Türkiye’nin adını neden değiştirmek istediklerini anlamak için dünyada olup biten şeyleri bilmemiz lazım.”

“Dünya sistemi bu toprakların Ermenilerin eline geçmesini isteseydi bunu temin ederdi. Büyük Yunanistan’ın bu topraklarda kurulmasını menfaatine uygun bulsaydı o da olurdu. Ama o da olmadı. Türkiye Cumhuriyeti doğacağına büyük Ermenistan ve Büyük Yunanistan bu toprakları paylaşmış olsaydı bundan Dünya Sistemi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmuş olmasından çok daha büyük zarar görürdü. Bunları anlamanız zor, biliyorum. Çarlık devrilmemiş olsaydı Rusya bugün geldiği yerin yüz misli ileride olurdu. Uzmanları biliyorlar ki Sovyet gelişmesi diye bir şey varsa, Çarlık dönemindeki gelişme çizgisini devam ettirdiğinizde Sovyet dönemi gelişmesinin üzerine çıkıyor. Sovyet devrimi, Balfour Deklarasyonu ile ve bizim Medine’yi terk etmemizle aynı zamana rastlar. Bu işler dünya sisteminin işleyişine zarar verecek her gelişimi yok etmeye ayarlanmıştır. 1917’de Ruslar dünyada Avrupa medeniyetinin kazançları üzerine kurdukları üstünlük safhalarını kaybettiler. 1917 Rus milletinin yediği bir kazıktır ve sonunda hepimizin hayret ettiği bir şekilde bir haftada ortadan kaldırıldı.”

TÜRKİYE’NİN İDARECİLERİ  NEDEN TÜRK MİLLETİ’NDEN DEĞİL AMERİKA’DAN YARDIM İSTEDİ?

“Türk Milleti ile İstiklâl Marşı Derneği arasındaki kaçınılmaz irtibatı imkânsız hale getirmek için cansiperane bir mücadele var.” diyen Genel Başkan İsmet Özel, Türk Milleti’nin bir iradesi, bir inisiyatif gücü olduğunu ama bunu her şey elden gittiği anda gösterdiğini ifade etti. 1946’da Sovyetlerin verdiği nota üzerine Türkiye’deki idarecilerin paniğe sürüklendiklerini ve Amerika’nın kucağına atlamak için fırsat aradıklarını hatırlatan Genel Başkan İsmet Özel, “Neden Sovyet tehdidi karşısında idareciler milletinden yardım istemedi de Amerika’dan yardım istedi?” sorusunu dile getirdi. Bunu İstiklâl Marşı Derneği’nin talip olduğu millet ve devlet birlikteliği bakımından sorulması gereken kritik soru olduğunu vurguladı.

“Türkiye’de bugün milli varlık, dokunulmazlık hakkına sahip değildir, ‘Bu milletin malıdır, buna zarara verdiğin için vatan hainisin!’ sözü söylenemiyor. Bunu da Müslüman geçinen insanlar yaptılar ve insanları gayri İslami bir yaklaşıma iyi gözle bakar hale getirdiler. Elhamdülillah İstiklal Marşı Derneği olarak bu nakısadan arınmış haldeyiz. Allah bize bunu nasip etti. Ama milletin çoğunluğu milli varlık denen şeyin neye tekabül ettiği konusunda aymazlık içinde. Sadece aymazlık içinde değil. Sakarya Meydan Muharebesi’nin intikamını almak isteyen insanlar yaşıyor ve aktif haldeler. Avrupa’daki Amerika’daki Kanada’daki ağababalarıyla Türkiye’de bir programı uyguluyorlar. Medya da bunda sadece taşeronluk yapmıyor, kendileri de mühendislik yapmaya çalışıyorlar.” Bütün bunlar karşısında bilgilenmenin yegâne silah olabileceğini, ahmaklıktan uzak durmanın tek imkân olduğunu vurgulayan Genel Başkan İsmet Özel insanın ancak öğrendiği şeylerle şahsiyetini bulup pekiştirebileceğini söyledi.

Dünya bu hale geldikten sonra bir milli varlık yeniden canlanmasına imkânsız gören insanların varlığına dikkat çeken Genel Başkan İsmet Özel, insanların kendi lehlerine bir iş  yapmaları ve sonuç elde etmeleri için uzun zamana ihtiyaç  bulunmadığını, yapmanın zor, yıkmanınsa kolay olduğu yargısının moralimizi bozmak ve bize çelme takmak için uydurulmuş bir yalan olduğunu ifade etti. “Doğru, yerinde, isabetli bir iş yapıyorsan uzun bir hazırlığa ihtiyacın yok. Sadece şeytani işler için günah işlemek için büyük ve uzun hazırlıklara ihtiyaç vardır.” diyen Genel Başkan İsmet Özel konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

“İnsan bir anda dalalete sapıvermez, insanlar, erkek veya kadın, dalalete sapmak için birçok safhadan geçmek zorundadır. Ama insanın hidayete ermesi için beklemesine hiç ihtiyaç yoktur. Doğru yol, yani Sırat-ı Mustakim zaten Allah tarafından insana yerleştirilmiş bir şeydir. Resulullah’a soruyorlar: ‘Bizim cahiliye devrinde yaptığımız hayırlar ne olacak?’ O da cevap veriyor: ‘Onlar sizi Müslüman etti!’ İnsanın iyi için, doğru için gösterdiği gayret asla zayi olmaz ama fesat için yaptıkları da cezasız kalmaz. Onun için insanın çok hususi tercihler yapmasına gerek yok. Sadece Allah’ın onun için neyi seçtiğini tanıması yeter. ‘Acaba ne yapsam ben o kadar akıllı o kadar bilgili değilim ki’ demesine gerek yok. Mutlaka Allah senin için en iyisini seçmiştir. Sen onu fark et yeter. Bu kadar açık bir yol!”

11 Mayıs 2013, Giresun.




Sayfayı Yazdır
Print Friendly / PDF
Sosyal Paylaşım
Google
Etiketler :
İsim Soyisim :
E-Mail :
UYARI : Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Uyarı
Güvenlik kodu :
DİĞER HABERLER
Bulancak Ajans
Son Yorumlar
Deftere Yaz
Ziyaretçi Defteri
Düşünce ve Önerilerinizi bizimle paylaşın.
1. LİG PUAN DURUMU
Foother
SOSYAL MEDYA
Facebook Twitter RSS Sitemap
"Aydındere Haber Giresun Haber Karadeniz Haber | https://aydindere.com/"   Tum Hakları Saklıdır. © 2023 - 2024
Her hakkı saklıdır. Aydindere.com kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz. Haberlere yazılan yorumlardan kullanıcılar, köşe yazılarından ise yazarları sorumludur. Copyright © 2009 Sosyal Medya Uzmanı Gazeteler sanalbasin.com üyesidir