1948 yılının 10 aralık tarihinde hayat geçen, insanların doğuştan hür ve eşit olduğuna vurgu yapan insan hakları evrensel beyannamesinin taşıdığı anlam ve sorumluluğun paylaşılması adına dünya insan hakları günü önemini korumaktadır. Dünya savaşlarının ardından aynı acıların tekrar yaşanmaması ümidiyle oluşan evrensel mutabakat 63. yıldönümünde aynı haksızlık ve zulümlere karşı ortak birlikteliğe vurgu yapsa da kat edilen mesafe maalesef ki yetersizdir. Tüm mazlum milletlerin, ulusların, emekçilerin manifestosu niteliğinde olan insan hakları talepleri gericileşmiş emperyalist güçlerin diline doladığı anlamını yitiren bir kavram haline getirilmektedir. Emperyalist işgale, baskıya sömürüye ve şiddete karşı direnen insanlığın, ulusal, toplumsal ve sınıfsal hakları tehdit altındadır. Ülkemizde yargının bağımsızlığını yitirdiği, en önemli insan haklarından olan adil yargılanma hakkının yok edildiği bu günlerde, insan hakları ihlallerinin tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sürüp gittiğini görmekteyiz. Halen ırkçı emperyalizm terör estirmeye devam etmektedir. Terör, işgal, baskı ve adaletsizlik milyonlarca insanın insan haklarını tehdit etmektedir. Kapitalist emperyalizmin ne kadar insanlık dışı olduğunun hatırlanılması adına önemli bir gün olan bu günü kutlar insanın ancak hakları ile insan olduğunu hatırlatmak isterim Saygılarımla

   Selahattin Karaahmetoğlu