Karahüseyin, 1-7 Ekim tarihleri arasında kutlanan 'Camiler ve Din Görevlileri Haftası' nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, söz konusu haftada toplum açısından son derece önemli olan camiler ve din görevlilerinin toplumdaki yeri ve önemine dikkat çekmek, onların gerçek işlevini ortaya koymak, sıkıntılarını dile getirmek ve çözüm önerileri sunmak, camilerin daha işlevsel hale gelmesinin bu haftayla amaçlandığını söyledi. Karahüseyin, "Bizde öyle bir cami anlayışı var ki, içinde dünya kelamı konuşulmayan, sadece namazın kılındığı sonradan dağılarak işinin başına geçildiği, yaşlı ve emeklilerin sığınağı halindeki bir mekan olarak telakki edilmektedir. Biz öyle bir cami arzuluyoruz ki, içinde her türlü aktivitenin mevcut olduğu bir yer olsun. Gerçek hüviyetine kavuşmuş bir cami arzuluyoruz. Tıpkı Hz. Resulullah'ın (s.a.v.) uygulamasındaki gibi. O mescit, ev, eğitim ve öğretim yeri olarak 3 bölümden oluşturmuştu camiyi. Madem ki Resulullah bize örnektir. Yapılan camiler çok amaçlı hizmet sunmalı, camide okuma salonu, çok amaçlı konferans ve panellerin yapıldığı salon, spor salonu, misafirhane, Kur'an kursu, el işi kursları, aş evi gibi hizmetleri sunmalıdır. Yani tam anlamıyla bir kültür merkezi haline getirilmelidir." ifadelerine yer verdi.
Caminin, birlik ve beraberliğimizin sağlandığı kutsal mekanlardan olduğunu vurgulayan Karahüseyin, "Cami, huzur iklimi ve manevi sığınaktır. Cami, manevi hastalıkların şifa kaynağı, ilahi çağrı ve davetin yapıldığı yerlerdir. Camiler, bir eğitim merkezidir. Bu kutsal mekanların belirtilen işlevi etkin bir şekilde ifa etmesi için, samimi ve özverili hizmet eden, dininin görevlisi, imamın payı büyüktür. İmam bilgili becerikli, hoşgörülü, paylaşımcı, sosyal ve kültürel aktivitelerde yer almalı, cemaat ve çevresine örnek teşkil etmelidir. Zengin fakir, işçi memur, kültürlü cahil, her kesime hizmet ettiğinin bilinci ve şuuru ile hareket etmeli. Hizmetinde sevgiyi esas almalıdır. Kısaca imam. Bütün manası içinde gizli, önder." diye konuştu.