Eyüphan Kaya İnsan Hakları Cemiyeti Genel Başkanı Av.Mehmet Karadağ ile bir söyleşi yaptı.
Kaya: Sayın Başkanım kendini kısaca tanıtır mısınız?
Karadağ: Ben 1970 Diyarbakır Çermik doğumluyum, Üniversite dahil tüm eğitim hayatım Diyarbakır’da geçti. D.Ü.Fen edebiyatın edebiyat bölümü ve Hukuk fakültesi mezunuyum.
Şu anda serbest avukat olarak çalışıyorum. Ancak daha önce bir süre milli eğitim bakanlığına bağlı resmi ve özel okullarda edebiyat öğretmenliğini yaptım.
İnsan Hakları Cemiyeti Kurucu Genel Başkanlığını üstlendim, ilk genel kongrede tekrar genel başkan olarak seçildim, meslek olarak avukatlığa ve İHC’nin Genel Başkanlığına devam etmekteyim.
Kaya: Cemiyet kurma çalışmaları nerden aklınıza geldi, nasıl kurdunuz?
Karadağ: Son yıllarda insan hakları alanında bir boşluk oluşmuştu, var olan dernekler de taraf olmuş görüntüsünü vermişlerdi.
2015 Aralık ayında 4 kişi bir araya gelip bir çalışma usulünü ortaya koyduk. Yaptığımız çalışma ile 4 ayda sayımız 44 oldu. Bu süre içinde üç tam gün çalıştay, 8 ara toplantı ve 100 civarında ziyaretlerde bulunduk.
Bu tür çalışmaları çok yönlü istişare olarak değerlendirebilirsiniz. Derken 7 Mayıs 2016’da sivil toplum temsilcileri, siyaset adamları ve şehrimizin sosyal dinamikleri huzurunda açılışımızı kamuoyuyla paylaştık.
Kaya: Cemiyetinizde tüzük itibariyle diğer insan hakları derneklerinden bir farkınız var mı?
Karadağ: Bu soruyu sorduğun için teşekkür ederim. Üyelerimizi seçerken ehli kıble ve insan haklarına duyarlı kimseleri seçmeye dikkat ettik. Ayrıca İslam hukukunu en üste koyduk daha sonra evrensel hukuk ve yerel hukuk sonradan geliyor bu da başka bir farkımız. İslami değerleri referans alıyoruz. Çalışmalarımız İslami değerlerin çerçevesi içinde olacaktır.
Derneğimiz tüzük düzeyinde dayanağını baştan sona insan haklarıyla ilgili olan Maide suresi 8.Ayetten alıyor,ayet mealen şöyle diyor: “Ey mü’minler! Allah için hakkı ayakta tutan hâkimler ve adaletle şâhidlik eden kimseler olun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adâletsizliğe götürmesin. Adâlet yapın ki, o takvaya en çok yakın olandır. Allah’tan korkun. Çünkü Allah yaptıklarınızdan haberdârdır.”
Devletin bunu kabul etmesi de hak adına kat edilen gelişmenin açık bir örneğidir.
Biz insanı eşrefi mahlukat olarak görüyoruz kimline bakmaksınız mazlumun yanında yine kimliğine bakmaksızın zalime karşı bir duruşumuz var ama insanı ilahlaştırmaya da meydan vermiyoruz. Çünkü insan mahluktur beşer özelliğiyle de yanlış yapmaya müsaittir.
Kaya: İnsan hakları Cemiyetine özgü sloganınız var mı?
Karadağ: Tabi ki var, hem de biri Türkçe diğeri ise Kürtçe olmak üzere iki sloganımız var.
Türkçe olanı, “Hakkın hatırı alidir hiçbir hatıra feda edilmez”, Kürtçe olanı ise “Heq navé Xüda ye”(Hak Allah’ın adıdır)
Dikkat ederseniz bu sloganlarımızda dahi çok kararlı bir duruş sergiliyoruz.
Kaya: Cemiyet olarak hasta mahkumlar ile ilgili bir çalışmanız var mı?
Karadağ: Türkiye’de insan hakları hep gündemde oldu, tabi cezaevlerinde de insan hakları sorunları yaşanıyor, cezaevlerine ulaşmak da zor, ancak insan hakları örgütleri buraları ihmal etmemelidir. Özellikle hasta durumunda olan mahkumların tahliyesi için çaba sarf edilmelidir. Ehli vicdan kimselerin ilgisiz kalmamaları lazımdır.
Malum bir kısmı öyle hasa ki mesela hem kanser olmuş hem hastaneye git gel olarak onunla uğraşılıyor ve iyi bir sağlık hizmeti de alamıyor. Bunarın ömrünün son demlerini ailesiyle birlikte yaşama fırsatı yasalarda olmasına rağmen, çok geciktiriliyor, tabi bir de sahipsiz, avukatsız garibanlar da var.
Bürokratik engeller var, yüzlerce bu durumda olan hastalar var, bunların sesi soluğu olmak bizim vazifemizdir ve Adalet bakanlığını bu konuda duyarlı olmaya daha hızlı hareket etmeye davet ediyoruz.
Kaya:Malum FETÖ kumpaslarıyla müebbet cezalar alan kendi ifadeleriyle “yusufiler” olarak adlandıran hükümlüler için ne diyeceksiniz?
Karadağ: Doğrudur, bildiğim kadarıyla 200 civarında yusufiler olarak bilinen mahkumlar vardır. Bunların çoğu da bizim bölgenin insanı. Sonradan anlaşıldı ki kumpaslar hazırlayarak, nedenler ihdas ederek hiç işlemedikleri suçu bunlara yükleyerek istenilen cezanın verilmesi sağlanmış. Bende de bunların bir çok dosyası var.
Aslında buna benzer bir çok dosyalar yeniden açıldı ve ilgililer tahliye edildiler, maalesef bunların dosyaları ile ilgili bir gelişme yok.
Bunlar herhangi bir af ya da hemen tahliye falan istemiyorlar, sadece dosyalarının yeniden açılmasını ve yeniden yargılanmalarını istiyorlar, bu da onların en tabii haklarıdır bizce.
Kaya: FETÖ darbe teşebbüsü sonrası on binlerce insan yakalandı, 100 bin civarı vatandaşlarımız ihraç edildi. Bu konuda izlenimleriniz nedir?
Karadağ: Birçok insanın mal varlıklarına el konuldu, hem de özgürlükleri kısıtlandı. Elbette ki bunlar arasında bu cezayı fazlasıyla hak edenler vardır.
Bu vahşi yapının içyapısını iyi kavramadan ibadet tarzı bir yaklaşımla katkı verenler şu anda mağdur olmuş gözüküyorlar.
Özellikle Baylock meselsi su-i istimale açık gözüküyor, çünkü dijital veridir, bu tür verilere ekleme çıkarma da yapılabiliniyor, bir de uzun zaman arada geçmesine rağmen bakıyorsunuz Baykock kullanmadığı ortaya çıkıyor. IP çakışması da sorunludur, bazen kişinin iradesi dışında da böyle işler olabiliyor.
Kısacası ihanet ve ticaret tabakası suçlu, ama ibadet kısmında birçok kişinin mağdur olduğunu söyleyebilirim.
Kaya: KHK ile ihraç olanların müracaat etmeleri için oluşturulan komisyonlar için ne dersiniz? komisyonlara bir çağrınız var mı?
Karadağ; Malum bu komisyonlar sadece KHK ile ihraç olanlar müracaat edebiliyor, yargıda davası olanlar veya açıkta olanlar bu komisyona müracaat edemezler bunu da bilmek lazım. Daha önce valiliklerde buna benzer itiraz masalarını kurdular onlarda bir verim elde edilmedi.
Malum 7 kişilik bir komisyon TBMM tarafında kuruldu. Bunların tabi bir de sekreteryası var. Umut ediyoruz ki bu komisyon cesur davranarak, bu kimseler hakkında gerekirse ek bilgi isteyerek ya da onları dinleyerek masum olan vatandaşlarımızı görevlerine iade ederler.
Yok eğer işi savsaklarlarsa maalesef vatandaşlarımızın adalete olan güveni bir daha zedelenmiş olacak.
Kaya: Söyleşimize konuk olduğunuz için güneydoğugüncel gazetesi teşekkür ederim.
Karadağ: İnsan Hakları Cemiyeti(İHC)i tercih edip bir bir yandan tanınmasına katkıda bunduğunuz için bazı konularda da sesimizin kamuoyu ile paylaşmasına imkan verdiğiniz için cemiyet adına ben de teşekkür ediyorum.