Ne gül, ne çiçek güzel alemde O’nun gibi…

  İnsanlığın en yüksek derecesi  peygamberliktir.Hiç kimse kendi zekası ve ya çalışmasıyla bu yüksek makama ulaşamaz.. Peygamberlik insanlığa ALLAH’ın büyük bir lütfüdür ve bütün Peygamberler ALLAH(c.c) ile kulları arasında birer elçidirler.

Cenabı Hakk’ın  ilk insan ve ilk peygamber Hz. Adem’den, son ve en büyük peygamber Hz. Muhammed’e kadar yer yüzüne göndermiş bulunduğu peygamberlerin tamamı imanda bir; fakat muamelatta zaman ve muhitin icaplarına göre tekamül ederek değişen ve gelişen ilahi nizamın ALLAH adına tebliğcileridir.

Bütün peygamberler ya bir kavme veya muayyen bir zamana ait olmak üzere gönderilmiştir. Sadece Hz. Muhammed (a.s) dünyanın sonuna kadar ve bütün insanlığın saadeti için gönderilmiştir. Bu sebepten asırlardan bu yana kitleleri peşinden sürükleyen ismi anıldığı veya duyulduğunda methedilip övülmediği dünya yüzünde çok kısa bir an bile geçmeyen son peygamber Hz. Muhammet (s.a.v.)’dir. Çünkü O bir insan olmasına rağmen Allah Teala’nın Habibim (Sevgilim) dediği tek yaratılandır.

Ne gül, ne çiçek güzel alemde O’nun gibi

O varlık güzeline Habibim dedi Rabbi

Sensin alemlere rahmet, varlığa can efendim

Seni övmüş yaratmış Ulu Yezdan efendim

Öyle güzelsin ki sana Mustafa denir

On sekiz bin aleme sensin sultan efendim

Alemlere rahmet diye geldi O

Aşkı ile gönülleri deldi O…gibi şiirler, naatlar, kasideler, mersiyeler ile günümüze kadar övülmüş, methedilmiş ve kıyamete kadar da bu hal devam edecektir.

O, “Hatemün-Nebiyyin” yani peygamberlerin sonuncusu  olmuştur. (K.Kerim Ahzap- 40)  Gelecek nesillere Allah’ın birliğine dayanan bir din bırakmıştır. O ne cismi ne de ruhu ihmal etti. Cisim ile ruh , cami ile kale arasında denge kurdu. Yeni bir hukuk sistemi getirdi. Getirdiği hukuk sistemi tarafsız bir adaleti tevzi ediyor ve devlet başkanı ile sade vatandaşı eşit tutuyordu. Ayrıca; Müslüman olmayanlara hukuki ve kültürel otonom (serbesti) sağladı.  Bütçe prensiplerini koydu ve fakiri daha fazla düşündü. Devlet gelirlerinin bir zümrenin değil halkın malı olduğunu gösterdi.  Hülasa O, dünya ile dinin ayrılmayacağını öğretti.  Dünya da tatlı sözler söyleyenler, güzel konuşma yapanlar ve etkili nutuklar atanlar eksik olmamıştır. Fakat mühim olan  bu söylenenlerin uygulanmasıdır. İnsanların bulamadıkları noksan  cihet  de bu güzel  sözlerin bilfiil yaşanması, sözün öze uymasıdır.  Peygamberler hariç sözü ve ameli  birbirine tıpatıp uyanı bulmak çok zor belki de imkansızdır. Sözü ve  özü birbirine uyan  ve alemlere rahmet olarak  gönderilen son peygamber Hz. Muhammet (sav)   Hz. Peygamberin hayatı müstesna bir özellik ve güzellik taşır. O yakından  tanındıkça insanların nazarında daha büyür ve insana heyecan verir.  O’nun örnek hayatında ayıp kusur ve eksiklik yoktur. O bütünüyle fazilet dolu, şefkat ve samimiyet  yüklü bir hayat yaşadı. O’nun hayatında  gizli kapalı bir dönem de yoktur. Çocukluğu, gençliği ve peygamberliği ile  apaçık bir hayat yaşadı.    Ve; Gelecek nesillere Allah’ın birliğine dayanan bir din bırakmıştır. Herkesin  herkesle  savaştığı bir çağa sulh ve kardeşlik getirmiştir. Hiç yoktan bir devlet meydana getirdi.  Dünyada temiz bir hayat sürmek , dünya ve ahiret  saadetini yakalamak isteyen insanlar için bir ışık , bir numune ve bir önder olan Hz.Muhammed (as)’in hayatından alınacak sayısız ders ve ibretler mevcuttur.

Bu duygu ve temennilerle, Kutlu Doğum Haftası’ın  bütün insanlığa rahmet ve huzur getirmesini, O’nu ve insanlığa getirdiği en büyük hediye olan Kur’an’ı yakından tanımamıza ve çağrısı etrafında birleşmemize vesile olmasını Yüce Mevlâ’dan niyaz eder, milletimizin, camiamızın ve bütün İslam âleminin Kutlu Doğum Haftasını tebrik ederiz” dedi.