MHP KADIN SORUNUNU MASAYA YATIRDI
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Giresun İl Kadın Kolları 8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle ''Kadının Geçmişten Günümüze Ülkemizdeki Konumu'' konulu bir panel düzenlendi.
Panelde oturum başkanlığını Giresun Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Aysun Türkmen yaptı.
Ve Panelde Giresun Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Ülkü Kara Düzgün ve Yrd. Doç. Dr. Bünyamin Çetinkaya ile Giresun Barosu Avukatlarından Av. Ünzile Yüksel ve Avukat Emel Bodur Kılıç günün önemine dair bir konuşma gerçekleştirdiler.
KURAN KADINA VE ERKEĞE EŞİT YAKLAŞMAKTADIR
Panelde ilk sözü alan Yrd. Doç. Dr. Ülkü Karadüzgün, kadına yapılan yatırımın üzerinde hassasiyetle durulması gereken bir konu olduğunu söyledi.
Türk kadınının Dünyadaki diğer Müslüman ülkelerin kadınlarına nispeten haklarını elde etmiş ve kendini daha fazla yetiştirmiş olduğuna dikkat çeken Karadüzgün, özetle şunlara yer verdi; "Türkler Araplarda Kuran ve Hadisleri alması gerekirken ne yazık ki Emevi döneminden kalan yorumları almışız. Kadını bu yorumlarla şekillendirmeye çalışmışız.
Kuran her iki cinse eşit yaklaşmaktadır. Türk kadınını olması gereken yönde görmemiz için onları eğiten çalışmalar yaparken erkekleri de bu eğitimde unutulmamalıdır. İslam dini kadına ciddi hak ve hürriyet sağlamıştır. Bugün artık şiddet denilince ilk akla gelen kadın olmaktadır. Zihniyet değişmeden hiç bir şeyin değişmesi mümkün değildir.
Ülkemizin yarısı kadınlardan oluşmaktadır. Kadının fizyolojik ve psikolojik baskı altına alınması ile ülkemizin kaynaklarının % 50'sinin kullanılamamasına neden olmaktadır."
ŞİDDTE UĞRAYAN KADINI VE YAPAN ERKEĞİ DE EĞİTMELİ
Emekli eğitimci ve Avukat Ünzile Yüksel ise, Türkiye'nin gündeminin suni gündemlerle meşgul edilmesine rağmen kadın sorunlarının unutturulduğunu savundu.
Toplum olarak kadın sorunlarının kanayan bir mesele olduğuna dikkat çeken Yüksel, özetle şöyle devam etti; "Kadın sorunları sadece knunlarla değil insan hakları yaklaşımları ile çözülmesi mümkündür.
Kadın erkek eşitsizliğinde sakın ola ki suçu islamiyete yüklemeyelim. Bu yanlış algılama eski geleneklerin dini bir emir gibi yansımasından kaynaklanmaktadır.
Son 10 yılda Türkiye'de şiddete bağlı kadın ölümleri % 1400 artmıştır. Kadın hakkını insan hakkı olarak görmediğimiz sürece sorun çözülemeyecektir.
O şiddeti uygulayan erkeği de kadınlar doğuruyor. Kadının adı konulacaksa çaresini kanunlardan aramak yerine kadınlar olarak kendimizi sorgulamalıyız. Bu noktada Milli Eğitim Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlıklarına çok büyük görevler düşmektedir. Bu konular okullarda ders olarak okutulmalı, camilerde konu islami açıdan ele alınmalıdır. Camiler sadece rkeklerin gittiği yer olmamalı. Kadın; sosyolojik, psikolojik ve dini açıdan eğitilmeli. Kadın sorunlarının çözümü yine kadınlardan geçmektedir."
"8 MART EĞLENCE İLE KUTLANMAMALI"
Giresun Barosu Avukatlarından Emel Bodur Kılıç, 8 Mart tarihinden sonra bir dahaki yıla kadar kadınların hatırlanmayacağını bildirdi.
Kadına karşı dünyada ve Türkiye'de ve Dünyada en fazla işlenen suç iken yine en az ceza alınan suç olduğunu belirten Kılıç, "8 Mart bayram günü yapılacak bir gün değildir. Ancak bu günlerde kadınlar daha da bilgilendirilmedir" şeklinde konuştu.
"KADIN GÜCÜNÜN FARKINDA DEĞİL"
Yrd. Doç. Dr. Bünyamin Çetinkaya'da, New York'taki emekçi kadınlardan ziyade efsaneleşmiş Türk kadının ön plana çıkarılmasını istedi.
"Bugün unutturulmaya çalışılan Atatürk'ün Türk kadınına seçme ve seçilme hakkını vermesi çok önemlidir" diyen Çetinkaya, şunları söyledi; "Bu sıralarda toplum senaristliği çok yaygın. Bir yazar "Kadının adı yok" diye kitap yazdı ve herkes buna inandı. Kadın neden olmasın... Kadın var! Ancak kadın gücünün farkında değil."