Millet olarak büyük bir zafere ulaştırdığımız Kurtuluş Savaşı’mızı yeni, güçlü bir devletle ve Cumhuriyet yönetimi ile taçlandırışımızın üzerinden 93 yıl geçti. Bağımsız yaşama arzusuyla elde edilen bu büyük zaferi sürekli hale getirmek isteyen ve hedefi en baştan tam bağımsızlık ve muasır medeniyetler seviyesini aşma olarak belirleyen Mustafa Kemal Atatürk, bu hedeflere ancak ve ancak cumhuriyet ve demokrasi ile varılabileceğini görmüştür. Cumhuriyetimizi, tıpkı kuruluşundaki temel mantıkta olduğu gibi, tam bağımsız, güçlü ve demokrasi içinde yaşayan bir dünya devleti olarak sürekli kılmak için bugün hepimize büyük görevler ve sorumluluklar düşmektedir. Bu nedenle de, büyük bir imparatorluktan Cumhuriyet’e doğru giden yolu çok iyi bilmek, anlamak, kavramak ve her zaman hatırlarımızda her daim canlı tutmak zorundayız. Çünkü bu süreç yüce devletimizin bekası ve milletimizin geleceği, huzur ve refahı açısından çok önemli bir kılavuzdur. Mustafa Kemal Atatürk'ün rehberliğinde ve büyük Türk Milleti'nin kanı, canı ve büyük emekleriyle kurulan Türkiye Cumhuriyeti, tüm varlık ve değerleriyle sonsuza değin yaşatılması çocuktan kadına, yaşlıdan gence herkesin vazgeçilmez ortak sorumluluğu olmalıdır.
Kıymetli Hemşerilerim,
Bir devleti kurmak kadar onu daha güçlü olarak gelecek kuşaklara taşımak son derece önemlidir. Hele Türkiye gibi jeopolitik konumu çok kritik olan ülkeler için bu zorluk diğer ülkelere oranla daha fazla olabilmektedir.
Nitekim ülkemiz son dönemlerde ihanetin tam olarak nereden geldiği bile belli olmayan şer odakları tarafından her zamankinden daha fazla kuşatılmaya çalışılmakta, hükümetimiz ve devletimiz dört bir koldan bu odaklarla mücadele ederek onları alt etmektedir. Bu sebeple 15 Temmuz hain darbe girişimi aslında kurtuluş mücadelesinin bir başka bir türüyle karşı karşıya olduğumuzu bize ispatlamaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin milletler arası bağı güçlü, dışa dönük, ekonomik gelişmesini ve kalkınmasını tam anlamıyla gerçekleştirmiş, büyük ve lider bir ülke olarak istenilen hedeflere koşması ve ulaşması hepimizin kuşkusuz ki en büyük hedefidir. İnanıyorum ki bu duygular var oldukça Cumhuriyetimizin 100. yılında, dünyanın en güçlü ve lider ülkeleri arasında Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin de yer alması beklenen bir gelişme ve ulaşılmış bir hedef olacaktır. Bunun için hepimiz var gücümüzle çalışmalıyız.
Ülkemiz, Mustafa Kemal Atatürk’ün ve silah arkadaşlarının kuruluşta ortaya koydukları temel amaçlara ve hedeflere kuşkusuz ki ulaşacaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle, bu büyük günün 93. yıldönümünde, Giresunlu hemşerilerimizin, bütün milletimizin bayramını kutluyor, başta Kurtuluş Savaşı ve 15 Temmuz Demokrasi Şehitleri olmak üzere vatanı uğruna seve seve canını feda eden tüm aziz şehitlerimizi rahmet ve şükranla anıyorum.