Osmanlı Partisİ Genel Başkanı İbrahim Ünye 25 Mart 2009'da helikopteri düşürülerek suikast yapılan ve olayın üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen aydınlatılmayan BBP Partisi lideri Muhsin Yazcıoğlu'nun ölüm yıl dönümünde bir mesaj yayınladı
ÜNYE mesajında ; İman ve idealleri için her türlü zorluğa, güçlüğe, fedakarca göğüs germiş, yılgınlık,korku ve umutsuzluğu asla aklına getirmemiş, inançlı imanlı azimli gerçek milliyetçi güzel insan Büyük Reis Muhsin YAZICIOĞLU,nun ölümünün üzerinden 8 yıl geçti ama hâlâ acısı taptaze.İmanına, Yaşantısına ve Ehli sünnete bağlılığına kefil olduğumuz Çağın Alpereni, Milletin Vicdanı Şehit Lider Muhsin Yazıcıoğlu’nu Rahmet, Minnet ve özlemle anıyoruz. Katiller Bulunsun Hesap Sorulsun. Muhsin Yazıcıoğlu suikastı Aydınlatılsın.Muhsin Yazıcıoğlu sevilen bir liderdi, cenazesine gösterilen ilgi, arkasında bıraktığı sevgi seli bunun en bariz ispatıdır. Hak edilmiş sevgiler var, hak edilmemiş sevgiler var. Hak edilmemiş sevgilerin muhatabı olanlar er geç bu ilgiyi kaybederler. Sevilmeyi hak edenler ise her gün biraz daha büyürler. Nice büyük sanılanlar öldükten sonra küçülmüş, nice küçük sanılanlar öldükten sonra büyümüştür. İnsan hayatı sınırlı da olsa, gerçek ömür insanların sizi hatırladığı kadardır.
Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümünün arkasındaki sır perdesinin çözülemedi ve bunların suçluları Türkiye’yi yönetenlerdir. O da bir şehit ailesi mensubuydu ve kendiside şehit oldu bizler şahidiz ki o şehittir, bizler şahidiz ki o tertemiz bir Müslüman’dır.Allaha teslim olduğunun imanının kuvvetli olduğunun göstergesi olduğunu söyleyerek Yazıcıoğlu’nun Karaman'da yaptığı konuşmasından alıntı yaparak ‘’Ayakta duranın da yürüyenin de yoldakinin de bir garantisi yok. Ruh dediğin bir saniyelik, küf dedi mi gitti" dedi.Yazıcıoğlu’nu toplum tarafından sevimli kılan en büyük özellik mezhep, meşrep veya ırk siyaseti yapmamasıydı. Topluma bütün bakan siyasetçilerdendi. Bazı insanlar vardır, hayatlarında da toplumu bölerler, ölürken de bölerler, ölümleri de hayatları gibi fitne saçar, bazıları ise Muhsin Yazıcıoğlu gibi, hayatlarında da, ölürken de birleştirirler.Bugün, toplumu renk ve desenlerine bakmadan kucaklayan, yaratılanda Yaradan’ı gören siyasetçilerin çokluğu en büyük özlemimizdir. Muhsin Yazıcıoğlu, siyaseti bir kavga aracı olarak değil, barış, birlik ve beraberlik aracı olarak görüyordu. Bunu kendi ifadesiyle şöyle dile getirmişti: “Bir hayalim var, başını örtenle, açanın aynı üniversitede yasaksız, kavgasız, kardeşçe yaşadığı bir ülke hayal ediyorum. Bir hayalim var, Kürt-Türkmen, Alevi-Sünni ayrımı olmadan, zengin-fakir ayrıcalığı görülmeden, imtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir Türkiye istiyorum.” Onun bu hayalini gerçekleştireceğine, Türkiye’nin her rengiyle bütünleşeceğine olan inancım tamdır.Yazıcıoğlu, hayat felsefesini ölmeden kısa bir süre önce şöyle özetlemişti: “Bir saniyesine bile hâkim olamadığımız, hükmedemediğimiz bir hayat için, bir dünya için bu kadar fırıldak olmanın anlamı yoktur. Düz yaşayacağız, düz yürüyeceğiz, düz duracağız.” O, adamlığına, ideallerine, istikamet sahibi oluşuna, dik duruşuna şahit olduğumuz, düşündüğü gibi yaşayan, yaşadığı gibi de ölen bir siyasetçiydi. O “Muhammedül emin”in bu çağa ve bu topraklara yansıyan ışığı gibiydi. O, Türk sağının ortak paydasıydı. O, milletinin derin sesiydi. “Bir kar tanesi olsam Mekke’ye düşmek isterim.” diyen, cenazesinde herkesin samimi olarak hakkını helal ettiği bir Müslüman’dı. 28 Şubatta ortaya koyduğu cesur tavır gerekse de önüne konulan imkânları elinin tersiyle iterken gösterdiği fedakârlık bugün her kesimden insanın takdirle andığı bir durumdur. Silahını millete çevirenlere ram olmadı, milletin kendisine verdiği yetkiyi cesaretle kullanmayı bildi. 28 Şubatta postmodern darbecilere, terör mücadelesi ve Kürt meselesinin konuşulmasında ortaya koyduğu cesur tavırla hep inanç ve tecrübelerinin emrettiği yerde durdu. Darbecilerle ve güç odaklarıyla halvete girmedi. “Namlusunu milletine çevirmiş tanka selam durmam.” diyerek milletinin yanında saf tutmuş ve gönüllerimize taht kurmuştur.Demokrasimizin kan revan içerisinde bırakıldığı, siyasetin karanlık odalardan yönetildiği zamanlarda hep tek başıma da olsam tarafım milletimden yanadır diyerek vakur duruşunu ortaya koyan değerli dava adamı Muhsin Yazıcıoğlu’nu rahmetle anıyorum '' dedi.