AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan, 15 Temmuz darbesi ve Güneydoğulu kardeşlerimizin bu hain girişime verdiği cevabı konuştu.
Hasan Turan, Van’daki Küresünniler topluluğuna hitap etti. Milletimizin birçok yönden birbirine bağlı bir ailenin fertleri olduğuna vurgu yapan Turan, şöyle konuştu:
“Hepimizin insanlık, İslam ve hemşerilik bağlarıyla bağlı olduğumuz üç türlü aile bağımız vardır: Hz. Adem ve Havva’dan gelen büyük insanlık ailesi, inancımızdan gelen İslam ailesi ve doğduğumuz topraklardan gelen milli ailemiz. Biz de burada bu bağlar ve aidiyetler vesilesiyle bulunuyoruz. Burada önemli olan husus, etnik ve milli kimliklerimizi bütün bağlarımızın ve aidiyetlerimizin üzerine çıkararak ırkçılık yapmamaktır. Bu, dinî anlayışımıza da terstir. Her milletin iyisi ve kötüsü vardır. O halde önemli olan, ortak bir tarihi, kültürü, acı ve sevinçleri paylaşmış olmaktır.
Burada hepimiz farklı etnik kökenlerden gelen kardeşler olarak birlik ve dayanışma içinde yaşıyoruz.
Kurtuluş Savaşı da dahil vatan topraklarına yönelik pek çok tehlikede aktif bir savunma üstlenen milletimiz için, M. Akif, “Bedr’in aslanları ancak bu kadar şanlı idi”, şeklinde bir karşılaştırma yapar. Ecdadımız, yurt topraklarına saldıran düşmana karşı yüksek kahramanlıklar göstermişler. Bu galibiyetler tek başına bir ırkın veya etnik grubun elinde toplanmamıştır. Bu coğrafyada tek tip bir nüfus yoktur. Biz bütün renklerimizle Türkiye’yiz. Bin yıldan beri bir arada yaşamış, kardeş topluluklarız.
Kardeşlerim, kimi zaman toplumda hakikatin teşhisi açısından bazı tereddütler olabiliyor. İşte o vakitler de, İmam Şafi’nin verdiği örnekteki gibi, düşman oklarına bakacağız. FETÖ, PKK, AB ve ABD’deki bazı merkezler şeklinde gruplaşan düşmanların koro halinde Cumhurbaşkanı ve AK Parti hükümetine saldırısına baktığımızda, doğruyu açık seçik teşhis edebiliriz.
Hain terör örgütü de vatanımızı bölmek için ilk etapta milletimizin huzurunu bozması gerektiğini biliyordu. Bu sebeple terör örgütü, Cumhuriyet tarihimizdeki bazı politikalar ve problemler sebebiyle yaşanan birtakım olumsuzluğu bölücülüğünün gerekçesi olarak sundu ve bölge halkını da bu gerekçeler konusunda ikna etmeye uğraştı.
Bütün bu tarihden günümüze intikal eden olumsuzlukları ortadan kaldırmak,AK Parti hükümetlerimizin birinci hedefi olmuştur.Toplumsal beklenti ve şikayetler birliğimizi bozmadan, huzur ortamı içinde de gerçekleşebilirdi.İşte biz bunu yaptık. Demokratikleşme Doğu ve Güneydoğu’da da AK Parti döneminde gerçekleşti. Dil, kültür, basın, sanat alanında özgürlüklerle birlikte birçok alanda iyileştirmeleri AK Parti yaptı. Terör örgütünün pek çok istismar materyali bu şekilde geçersiz kılındı. Bölge sanatçıları taltif edildi. Siyaset sahasında legal bir şekilde rol almalarının meşru zeminleri hazırlandı.Bu noktada toplumsal mutabakat ve meşruiyet platformları tesis edildi.
Bölgeye yatırımlar ve ekonomik birçok iyileştirmeler yapıldı. Çözüm süreci ile terör örgütünün istismar ettiği birçok paradigma, bölücü emellerin temsilcilerinin ellerinden alındı.
Fidel Castro’nun dediği gibi “PKK ABD’li Yankeelerin petrol bekçileridir.”
15 Temmuz’da bu millet destan yazdı. Tabii ister istemez, gözler Doğu ve Güneydoğu’ya çevrildi.
Van’da gördüğüm manzara beni gerçekten duygulandırdı. Yüzbinlerce Vanlı vatan evladı sokaklardaydı. Bu direnişin önderleri olarak, Van'da önemli bir nüfusa sahip Çepnileri görmek bizi ziyadesiyle memnun etti. Kaşgarlı Mahmut'un ifadesi ile "Çepniler savaşçı bir topluluktur nerede savaş varsa, orada savaşır." Bu hususiyetleri, vatan hainlerine verilen dirayetli cevapta gizlidir. Darbe karşıtı miting ve nöbetlerde 120 bin Türk bayrağı dağıtıldığı bilgisi bu açıdan çok önemlidir.
Bu aziz millet, zamanında Kurtuluş Savaşı’nda nasıl birlik olduysa, bugün de aynı inançla birlik oldu. Birlik olduktan sonra, beşeriyet planında, hiçbir güç bizi yıkamaz.
Van Valisi aynı zamanda Bld. Başkanı oldu. Belediyeye yeni atanan Kayyum’un halkımıza hayırlı uğurlu olmasını dilerim. Van halkı, hizmeti hak eden bir halk. Bizler 'insanı yaşat ki, devlet yaşasın' şiarıyla hareket eden bir anlayışı benimsemişiz.
Bu vesileyle şunu tekrar etmek istiyorum: Tarihimizin hiçbir ânında, hiçbir bölücü ve şer güce, hiçbir haksızlığa ve zulme boyun eğmemiş bir toplum olarak , bundan sonra da eğmeyeceğiz. Dimdik ayaktayız ve yurdumuzun yılmaz bekçileriyiz."