26 Eylül 1932 tarihinde yapılan Birinci Dil Kurultayı’nın 81’ncu yıldönümünde Türk Dil Bayramını kutluyor olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
Dil, insanları tarihi ve kültürel bağlarla bir araya getiren birey ve dünya arasında bir köprüdür. Bir ülkenin, kültür birliğini sağlayan, millî karakter ve kimliğinin temelini oluşturan o toplumun dilidir.
Dilimizi geliştirerek muhafaza etmek, millet olarak geleceğimizi de güvence altına almak demektir. Zira dilimiz, bizi bir arada tutarak ortak değerler etrafında bütünleşmemizi sağlayan unsurların başında gelmektedir.
Türkçemizin anlamını bozacak, onun özelliğini kaybedecek kelimeler kullanılması zamanla dilimizin değişime uğrayarak yozlaşmasına zemin hazırlamaktadır.
Bugün ilimizin mahallelerinde, caddelerinde, sokaklarında, umuma açık mekânlarında yabancı dilde isimlerin yadırganmadan kullanılıyor olması son derece düşündürücüdür.
Türkçemize sahip çıkılarak doğru şekilde kullanılması, tarihimizi, şuurumuzu ve benliğimizi bünyesinde barındıran dilimizin korunması geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması eğitimcilerimiz başta olmak üzere hepimizin ortak sorumluluğudur.
Bu duygu ve düşüncelerle tüm hemşerilerimin Türk Dil Bayramı’nı kutluyor; Türkçenin her alanda en çok kullanılan ve müracaat edilen dil olmasını temenni ediyorum.