Türkiye 16 Nisan tarihinde yapılacak Anayasa referandumuna emin adımlarla yürüyor. Bu referandum, sadece Anayasanın belli maddelerini değiştiren bir oylama değildir. Bu referandum, Millet iktidarını daha da güçlendirecek, vesayete son verecek Türk siyaset tarihinin önemli bir dönüm noktası olacaktır.
Halen yönetildiğimiz 1982 Anayasası askeri darbe anayasası olup artık Türkiye’nin gelişmesine, ihtiyaçlarına cevap vermemekte, Türk demokrasisine yakışmamaktadır. Bugün yürürlükte olan Parlamenter sistem darbeciler tarafından kurgulanmıştır. Rahmetli Menderes’i idam eden 27 Mayıs 1960 darbecileri, 1961 Anayasasını, halk kimi iktidara getirirse getirsin hep kendi atadıkları kişi ve kurulların muktedir olduğu bir vesayet sistemi olarak kurgulamışlardır. Şayet halkın seçtiği milletvekilleri dediklerini yapmazlarsa, bu vesayet kurumlarını devreye sokarak hükümet yıkıp hükümet kurmuşlardır. Geçmişte 12 Mart Muhtırası, 12 Eylül darbesi, Parti kapatmalar, 28 Şubatlar, 27 Nisan e-muhtıraları, 367 kararı, başörtüsü yasakları hep bu vesayet organlarının milli iradeye yaptığı haksız müdahalelerdir.
1960 darbesinden bu yana her cumhurbaşkanlığı seçimi hep bir krize neden olmuş, vesayetçiler dedikleri adamları seçtirmek için Meclise hep baskı kurmuşlar, bazen silah bile kullanmışlardır. En canlı örneği, 2007 yılında AK Partiye C.Başkanı seçtirmemek için CHP ve yandaşları 367 krizini çıkarıp Anayasa mahkemesi eliyle süreci tıkamışlardır. Ancak Milletimiz sandıkta gereken cevabı verip Anayasa referandumuyla artık C.Başkanının halk tarafından seçilmesine karar verince, darbecilerin ve vesayetçilerin oyunu bozulmuş ve halk tarafından C.Başkanı artık doğrudan seçilmeye başlamıştır.
İşte 16 Nisanda yapılacak referandum, 367 krizini çıkaran CHP ve yandaşlarına karşı Milletin iktidarının tahkim edilmesidir. O gün CHP C.Başkanının halk tarafından seçilmesine neden karşı çıkıyorsa bugün de aynı nedenle karşı çıkmaktadır. CHP, yandaşı bazı gruplar ve bazı basın yayın organları 2007 C.Başkanlığı seçimi sürecinde “tehlikenin farkında mısınız” diyerek Cumhuriyet mitingleri yapmış, ülkenin elden gideceğini iddia etmişti. Ancak aradan geçen 10 yıllık sürede ülkemizin refah seviyesi 3 kat artmış, yurdumuzun her tarafı duble yollar, havalimanları, köprüler, üniversiteler, hastaneler, Marmaray,Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Dünyanın en büyük eserlerinden Osman Gazi Köprüsü vs yapılmış, Türkiye Dünyada söz sahibi olan küresel bir güce dönüşmüştür. İşte CHP tüm bu yollara, köprülere, havalimanlarına, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine nasıl hayır dediyse şimdi de Milletin doğrudan Hükümetini seçeceği C.Başkanlığı sistemine de hayır diyor. Sadece CHP değil, Türkiye’nin gelişmesini istemeyen batılı küresel güçler, terörle daha etkin mücadele edilmesini istemeyen PKK ve FETÖ de hayır diyor. Türkiye’nin daha istikrarlı, daha gelişmiş bir ülke olması için biz Cumhurbaşkanlığı Sistemini getiren Anayasa referandumuna EVET diyoruz.
Halen yürürlükte bulunan Parlamenter Sistem, daima istikrarsızlık getirmiş, ülkemizi koalisyonlara mahkum etmiştir. 1950’den bu güne kadar 66 yılda 47 Hükümet kurulmuştur. Neredeyse her 1,5 yılda bir hükümet. Sık sık hükümet kurulması, koalisyonlar ülkenin gelişmesine engel olmuştur. Parlamenter sistemde % 20 oy alan bile hükümeti kurmuş, ama kalıcı olamamıştır. Sadece ülkemizde karizmatik liderlerin geldiği dönemlerde (Menderes, Özal, Erdoğan gibi) istikrar olmuş ve ülkemiz kalkınmıştır. Şu anda da AK Partinin 15 yıllık başarılı iktidarı, istikrarı sistemin başarısı değil, tamamen Sayın Cumhurbaşkanımızın karizmatik , başarılı liderliği ile milletimizi ortak paydada buluşturmasıdır. Oysa C.Başkanlığısisteminde , Hükümeti kuracak kişinin %50 oy alması gerekmektedir. Yani yeni anayasa ile gelecek sistem, her seçimde mutlaka halkın en az yarısının desteğini alan güçlü bir Hükümet kurmakta, koalisyonlar devri kapanmaktadır.
İşte istikrarsızlıktan beslenen tüm çevreler bu yüzden HAYIR diyor. Hiçbir zaman Milletin gittiği yoldan gitmeyen, milletin değerleri ile kavgalı olan CHP de bu politikası ile halktan %50 oy alamayacağını bildiği için, sittin sene iktidar olamayacağını düşündüğü için HAYIR diyor. Anayasa değişikliğine HAYIR demek, hükümeti halk doğrudan seçmesin demektir. HAYIR demek, Milletten kaçmak demektir.
Dikkat edilirse CHP ve yandaşları, HAYIR propagandası yaparken Anayasa değişikliğinin maddelerine hiç değinmiyor. Sadece kara propaganda yaparak milletimizi yanıltmaya çalışıyor. Anayasa değişikliğinde, “mahkemelerin tarafsızlığı”, Türkiye’nin artan nüfusuna göre “vekil sayısının 600’e çıkması”, gençlerimize daha çok değer vermek için “seçilme yaşının 18’e düşürülmesi”, Meclisin asli görevini yapması için kanun tekliflerini sadece milletvekillerinin verebilmesi, Yürütmedeki çift başlılığın kaldırılarak Başbakana ait yetkilerin cumhurbaşkanına devredilmesi, Cumhurbaşkanını halkın doğrudan seçmesi, Meclisin Cumhurbaşkanının suç işlemesi halinde yargılanmasına karar verebilmesi, artık sembolik temsili özelliğinden sıyrılıp Başbakanın da yetkileriyle donatılmış cumhurbaşkanının siyasi partiye üye olabilmesi, Meclisin ve C.Başkanının bir siyasi tıkanıklık halinde karşılıklı eş zamanlı olarak birbirlerini seçime götürebilmesi, HSYK’nın 7 üyesini milletin temsilcisi Meclisin seçmesi” yer alıyor. Tüm bu maddeler, milletimizin yetkisinin daha da arttığı, 2007 yılında C.Başkanının halk tarafından seçilmesine karar verilen sürecin tamamlanmasıdır.
Biz daima Milletimizin iradesine saygı duyuyor, milletimizin ferasetine güveniyoruz. 16 Nisanda da Milletimizin EVET diyeceğine inanıyoruz.
Sabri ÖZTÜRK
Giresun Milletvekili