Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Giresun Şube Müdürlüğü tarafından yapılan açıklama şöyle;

Karacaların yavrulama dönemi olan bu günlerde Giresun Şube Müdürlüğümüze, ilimizin Görele ilçesi Bozcaali Mahallesi, Tirebolu ilçesi Belen köyü, Bulancak ilçesi Talipli köyü ve Espiye İlçesi Kaşdibi köyü gibi farklı yerleşim yerlerinden gelen 7 adet yavru karacanın bulunduğu ihbarını değerlendiren Şube Müdürlüğümüzün görevli ekipleri tarafından yavru karacalar bulundukları yerlerden alınarak koruma/gözetim altında tutulmak üzere Giresun Belediyesine ait Hayvanat Bahçesine götürülmüştür. Yavru karacaların, görevli elemanlarımız tarafından burada düzenli olarak her gün bakımları ve kontrolleri yapılmaktadır.

Türkiye’de geyikgiller familyasının en küçük türü olan Karacalar (Capreolus capreolus) görünüşleriyle oldukça zarif- estetik, narin ve güzel hayvanlardır. Günümüzde insanların doğa konusunda bilinçlenmeye başlaması, avlanma konusunda yeni düzenlemeler getirilmesiyle kaçak avcılığın azalması, caydırıcı cezaların artması gibi etkenler Karaca (Capreolus capreolus) populâsyonlarındaki baskıları kısmen azaltmış, karaca sayıları ve popülâsyonlarında gözle görülen bir artış meydana getirmiştir. İlimizde de yapılan envanter (sayım) çalışmalarında üçbin civarında bir Karaca  (Capreolus capreolus) topluluğu olduğu tahmin edilmektedir.

Yaban hayatının nadide canlılarından olan karacalar; yöremizde keçi, elik olarak da adlandırılmaktadır. Yine yöre kültürü ve folklorunda kutsal olarak görülen karacaların avlanması uğursuzluk getireceği inancıyla vurulmamakta aksine sahip çıkılmaktadır. Karacaların yavrulama dönemi olan Mayıs ayı ortasından,  Haziran ayı ortasına kadar genelde ikiz doğururlar.

Bu yavrulama döneminde, ilimizde yaygın tarımsal alanlarından olan fındık bahçelerindeki örtü temizliği çalışmalarında karaca yavrularına sıkça rastlanmaktadır.  Diğer memeliler gibi karacalar da yavrularını birkaç aylık aşamasına geldikten sonra ormanlık veya tarımsal alanlarda bir süre yalnız bırakabiliyor. Doğal olan bu davranış, maalesef insanlar tarafından bir yavru görüldüğünde annesini kaybetmiş ve öksüz kalmış şeklinde anlaşılıp doğal ortamından alınarak evlerine götürülüp kendi şartlarında,  uzun süre bakılıp büyütülmeye çalışılmaktadır. “Yavru için son derece zararlı olan bu davranış yüzünden, yavrular annelerini bir daha görememekte, doğal ortamından ve annelerinden ayrıldıkları için genellikle ölmekte ya da yetersiz büyüme gösterip hastalıklara yakalanmakta, insanlara alışanları ise bir daha asla yaban hayatta yaşayamayacak hale gelmektedirler.” Bu nedenle, yaban hayatta yaşayan bir yavruyu birkaç gün geçmeden gözetim altında (Kurt, çakal, tilki ve başıboş köpeklerin saldırısından ve yaşam alanlarının tahribi gibi predatörlerin baskısından korumak amacıyla) bulunduğu ortama geri bırakmak yavrunun hayatta kalma şansını ciddi ölçülerde artıracaktır.